Gölgelerin Lordu (Karanlık Sanatlar, #2)

7 puan

Hmmmm... hmmm... hmm...
Aslında kitabı okurken altı buçuk puandan daha fazlasını hak etmediğini düşünüyordum ki bunun nedeni Gece Yarısı Leydisi'nin ardından o kadar da sürükleyici olmamasıydı ^^ Öncelikle kitapta fazla karakter vardı, böylece zaten tamamen karışık olan duruma anlatılması gereken yeni hikayeler eklendi :/ ortaya nasıl odaklanacağımı şaşırdığım bir olay örgüsü çıktı... bizim Mükemmel olmayan Diego mu dersiniz, en başından beri sürdürülmesinin saçma olduğunu düşündüğüm Emma-Mark ilişkisinin yalanı mı dersiniz, yoksa sevgili Jules'un hislerine yeterince değinmeyen kısımlardan mı bahsetmemi istersiniz?
Clare ilahi bakış açısıyla anlattığı için hâliyle her karakterin duygularına az çok değiniyordu ama Julian'ın bu kısımlarda birazcık daha geri planda kaldığını düşünüyorum. Açıkçası onun daha fazla yoğun duygularla dolup taşan cümlelerine maruz kalacağımızı sanmıştım -ki bu daha fazla acı ve sıkıntı çekeceğiz demek oluyordu- tekrar düşününce belki de böylesi daha mı iyiydi? Artık gerçekten ne istediğimi bile bilmiyorum
Tüm bu kafamdaki ardı arkası kesilmeyen "olaylar nereye, nasıl bağlanıp sonuca ulaşacağız" soru işaretleri ardından artık bitmeye yüz tutmuş satırları arasında kitaba beni yeniden bağlayan ve adeta bozuk bir trenin tamir edilip tekrar rayına oturmasıyla yakaladığı o yağ gibi akan kusursuz bir düzenin içine girmesini Diana'nın merak ettiğim sırrı sağladı... Nasıl desem? Beni gerçekten şaşırttı ve bocaladım *-* Bunu beklemiyordum ve işte olaylar tam da buradan sonra başladı gözümde... kitap tekrardan kaybettiği o yükselişi yakaladı ve Julian'ın korkutucu derecede oluşturduğu planları arasında kendimizi bir cümbüşün içinde daha bulduk!
İlk kitapta yaptığım yorumda tahmin ettiğimi söylediğim gibi, kalbimi kırdı... fazlasıyla... şimdi ise sönmeye yüz tutmuş ateşin son çırpınışları gibi ne yapacağını bilemez durumda, şayet "Olaylar artık nasıl düzelebilir?" cümlesinin çaresizliğiyle birlikte kendi küllerinde boğuluyor.

"Herkes hata yapar, Emma. Ama bunun bütün hayatlarını mahvetmesine izin vermezler."
Emma gözlerini kapadı. "Bizim hayatlarımız mahvolmadı," dedi.
Jules'un güçlü ve becerikli ressam elleri Emma'nın sırtından aşağı kaydı. Parmaklarıyla tenine harfler çizdi.
BEN MAHVOLDUM.

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »