Kırmızı Pazartesi

Benim anlamadığım neden birinin beğenip beğenmemesini bu kadar olay haline getiriyorsunuz. Bir kitabın beğenilmesi illa ödül alması yada dünyaca ünlü bir yazar tarafından yazılmasına mı bağlıdır?Yaşlı Adam ve Deniz'i yada Dönüşüm(F.Kafka)'ü okuyan biri bunu sadece hikâye olarak okursa bundan hikâye tadında bir zevk alacaktır. Yazarların metafor olarak kullandığı eylemleri-nesne yada metaryelleri anlayıp kendi içinde yorumlayan, düşünen bir insanda bundan farklı bir tat alır.
Ve bir kitap büyük otoritelerce onaylanmadıkça beğenilmez mı?
Yada bu otoritelerce onaylanınca illa beğenilmek zorunda mıdır?
Bu kişinin kendi insiyatifine kalmış bir durum. Kırmızı Pazartesi'ni severek okuyan bir insan olarak başka birinin bunu beğenmemesini yada düşük puan vermesini anlayışla karşılarım. Ki bu nokta da Kırmızı Pazartesi kitabını beğenmeyen biri hakkında edebiyattan anlamıyor demek ne kadar erdemli bir davranış!

herkes kendi birikimiyle puanlama yapıyor.bir anlamda kendimizi puanlıyoruz.
"rüştünü kanıtlamış" ayrı bir konu da ;3 kitap okumuş bir kişi 300 kitap okuduktan sonra aynı puanları vermez.bugün çok beğendiğimiz bir kitabı daha iyilerini okudukça beğenmeyebiliriz.

Siz böyle bir yorumda bulunduğunuza göre siz edebiyattan çok iyi anlıyorsunuz.(Sizin tabirinizle, yorum yapmayı kendinize hak diğerlerine görmediğiniz için böyle ifade ediyorum).O halde bende size saygı duyarım elbette. :)))
Ancak sizin yanınızda yalnızca kitap okumayı -kendi için- seven ve diğerlerine de saygı duyan biri olarak söylemeliyim ki;
"Kırmızı Pazartesi'yi düşük puanlamak ya da beğenmemek kişisel bir yorum değildir. Beğenmeyen kişi edebiyattan anlamıyordur, bence bu kadar net! O konudan anlamayan kişi yorum yapmak yerine sessiz kalmalıdır"
Bu ilk yazdığınızda saygı içerikli bir şey göremiyorum (kişinin kendi düşüncesine saygıdan bahsediyorum). -Son yorumunuzda ise bilgi sahibi olmayanları eleştirdiği söyluyorsunuz bilgi sahibi olmayanların fikirleri fikir değil midir?
Bir eseri sırf zevk aldığı için okuyanlar söz sahibi değil midir?
Ya da siz bu kitabı edebiyat bilginiz çok iyi olduğu için! yorumladığınızda sizin yorumunuzu yerecek kimse olmayacak mıdır, sizden daha edebiyat bilgisine sahip kişiler mesela?
Erdem meselesini elbette tartışırız. Genelde davranışlarım karşımdakinin tutumunu göre şekillenir.

Kitabın dünyaca ünlü olması, çok satması ya da çoğunluğun beğenisini kazanması, bir kısım okuyucunun takdir etmemesini yanlış kılmaz.örnek vermek istemem ancak çok kitap var 50. Baskısına koşup ben yazsaydım yayınlatmazdım diyeceğim

Başkalarının düşüncesine saygılı olmak başka bir şey, o konudan anlamadan, bilgi sahibi olmadan yorum yapanları eleştirmek başka bir şeydir. Yazdığın yorumla erdemli olup olmadığıma(mıza) karar vererek sen ne kadar erdemli davrandın? bu da tartışılabilir tabii :) @papatyanindusu

Katılıyorum @rüzgarname. Ben de şu şekilde düşünmüştüm; örneğin ben bir caz sever değilim ve kimi caz parçaları beni gerçekten sıkıyor dinlerken. Ama caz müziğe genel bir saygım var çünkü icra etmesi zor, köklü bir kültüre sahip vs. Bu sebeple dinlerken beni sıkan bir caz parçasına bile öyle düşük puanlar veremem.

@nymphe nin yorumuna kesinlikle katılıyorum. Dünyaca ünlü iyi bir yazardır; ancak her eser herkese hitap etmek zorunda değil. Burada verilen puanlar da zaten kişiseldir; ortada tartışılacak bir şey göremiyorum, Verilen puanları eleştirmenin bir anlamı yok, kendini geliştirmiş olan, okuyan insan zaten bunu bilir. :) :)

Herkese Merhaba,
Rüştünü kanıtlamış bir yazarın dünyaca ünlü bir romanına 1 - 2 - 3 puan verebilmek hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce nasıl değerlendirilmeli?

Kırmızı Pazartesi'yi düşük puanlamak ya da beğenmemek kişisel bir yorum değildir. Beğenmeyen kişi edebiyattan anlamıyordur, bence bu kadar net! O konudan anlamayan kişi yorum yapmak yerine sessiz kalmalıdır. Kendini geliştirmeye çalışmalıdır-bence...

ben herkesin kendi zevki olduğuna inanıyorum. istediği kadar çok satan olsun, kaliteli olsun, metaforları muhteşem kullanmış olsun her yazar veya her kitap herkese hitap etmek zorunda değil. alt yapı tabi ki önemli yine de yeterli değil. her insanın estetik zevki farklı yönde gelişiyor. bu yüzden değil mi ki farklı sanat dalları ve her sanat dalının farklı akımları var. kişi aynı yazarın bir kitabına bayılıp diğerinden nefret edebiliyor da. kafka dan örnek verilmiş onun üzerinden gideyim bende. dönüşüm ve dava sına bayıldım ama milenaya mektuplarımdan tüm hücrelerimle nefret ettim. kişisel fikirler, kişinin ruh hali vs ne derseniz diyin kimse her şeyi beğenmek zorunda değil