Lara Adrian vampirleri sevmemi sağlayan ilk yazar. Vampileri pek de sevmediğim düşünülürse büyük başarı. Her kitabıyla -ki çok ağır çıksa da 5'e gelebildik- kendine hayran bırakan nadide biri. Bir kitabında da çıtayı düşürsün. Yok arkadaş hep mükemmel.
Birliğin üyelerinden Nikolai'nin görevi Sergei Yakut'u bulmak ve onunla İlk Nesil vampirlere düzenlenen saldırılar hakkında konuşmak. Ne yazık ki ava giderken avlanan Niko, amacına ulaşsa da sonuçları onun için hiç iyi olmuyor.
Cinayetle suçlanan Niko, işkenceye maruz kalıyor ve Renata tarafından kurtarılıyor. Tabi ki Renata aslında Niko'yu faka bastıran kişinin ta kendisi. Ne yalan söyleyeyim yetenekler arasında en beğendiklerimden biri Renata oldu. Bildiğiniz gibi Soy Eşlerinin kendilerine has yetenekleri var ve Renata'nın yeteneği de oldukça faydalı. Üstelik savaşçı kişiliğiyle de takdirimi topladı (:
İşte Niko kurtarlıyor falan ama dert bununla biter mi? Küçük Mira'yı kurtarma ve Dragos'u ele geçirme derken macera ve aksiyon hiç hız kesmiyor. Bu arada Tegan'ın kitabından tanıdığımız Andreas Reichen'in başına da çok kötü şeyler geliyor. Ve bir sonraki kitabı merakla beklememe sebep oluyor :D Hele ki sonunda yakalanan İlk Nesil vampirin akıbetini okumak için sabırsızlanıyorum (:
Hızını hiç kesmeyen, diğer kitaplarda pek dikkat çekmeyen Niko'yu bile devleştiren şahane bir kitap yazmakla birlikte devamını, özellikle Andreas'ın ve Mira'nın -ki ayrı kitaplar- hikayelerini merakla beklememi sağlayan yazarı kocaman bir alkış (:
Yalnız rahatsız eden şey daha öncelerde Birlik olarak alıştığım savaşçıların isminin Düzen olarak lanse edilmesiydi. Sanırım daha önceki kitapları okumayan bir çevirmendi ve İngilizce'nin elastikiyetine kurban gittik :D
Alıntı:
"Sana söylemeye çalıştığım şu: Sana aşık oluyorum. Hem de sırılsıklam. Bunun olmasını beklemiyordum. Bunun olmasını istediğimi bile bilmiyordum ama Tanrım, Renata... Gözlerine her bakışımda, kalbim şu iki kelimeyle atıyor: Sonsuza Kadar."