Serginho, 407 adet değerlendirme yapmış.  (42/59)
Orta Zekalılar Cenneti
Orta Zekalılar Cenneti

7

"Türkiye iyi niyetli insanlara gore bir ülke değil . Bir anadolu türküsünün dediği gibi 'bizde adet böyledir,güzeli aglatirlar,çirkini soyletirler.' Karl Max : "Sahip olduklarınız ne kadar çoksa, siz o kadar azsiniz. " Hitler Almanya'ya davet edilmiş olan Şarlo (Charlie Chaplin) 'nun ülkeye girişine izin vermemiş, bütün filmlerini yasaklamıştır. Yakınlarına "O bir artist değil , politikacı " diyordu. Şarlo'nun Hitler hakkındaki yorumu "Hitler çağımızın en büyük oyuncusu " .. Livaneli ülkenin yetiştirdiği aydın kişilerden ve çok yönlü biri olarak deneme türünde bir eser kaleme almış. Sanatçı , yazar , siyasetçi kişiliği ile çok yönlü eserinde edebiyattan , sanata ; politikadan , toplumsal yasama kadar bir çok alanda eleştirilerde bulunmuş .. Çok beğendiği ve defalarca okuduğu Erasmus'un Deliliğe Övgü kitabından etkilendiğini düşünüyorum. Çünkü aşağı yukarı ayni doğrultuda yazmış. Ülkemizin bulunduğu konum ve gidisatla ilgili görüşlerini aktarırken olumsuz bir görüntü vermiştir . Toplumsal eleştirilerde bulunmuş , ülke olarak batının gerisinde kaldigimizi , istenilen seviyeye ulaşamadığımizi ifade etmiştir. Kitabin özellikle siyasi görüşleri nedeniyle basta kendisi olmak üzere birçok sanatçının , yazarın maruz kaldığı zorlukları anlattığı kısımlar ülkemizde düşünce özgürlüğünün ne denli korkunç durumda olduğunu gösteriyor ..

Struma
Struma

6

Struma... Tarihimizde yer edinmiş en elim olaylarından biridir. Sularımızda gerçekleştiği için tarihimiz diyorum. Struma gemisi Nazilerden kaçan Romen Yahudileri taşıyan , Romanya'nin Kostence limanından Filistin'e hareket eden gemi. Gemi 300 kapasiteli olmasına rağmen 769 kişi ve mürettebatı ile bu isin ticaretini yapan para tacirlerinin katliama davetiyle hareket etmiştir. Fiyatları 1000 dolardan açmışlardır. Güzergah olarak İstanbul'a varıp oradan da kara yoluyla vadedilmiş topraklar olan Filistin'e gitmeyi planlamışlardı. Nazilerin Romanya'dakj etkin hareketleri, yahudi cinayetleri onları bu yola surukledi. Gemi son derece eski , bakımsız ve yetersizdi. Ama kurtarılması gereken can olunca ve de organizasyonu yapanların oyunu ile yolcular bu yolculuğa çıktı. Çok zor şartlar altında İstanbul kıyısına gelen gemi motorların bozulması ile ortada kaldi. Devletimiz yahudilerin karaya çıkmasına müsaade etmedi. İngilizler kendi ideaları olan yahudi devletine rağmen onların Filistin'e gelmesine müsaade etmiyordu. Nazi devleti Almanların gözü zaten bu gemi ve Türkiye uzerindeydi. Rumenler geminin geri dönmesine müsaade etmiyordu. İste boyle bir çıkmaz. Onca girişim bir sonuç vermedi. İnsanlar karaya çıkamadı. Sadece donemin unlu is adamlarından olan ve amerikan petrol şirketinin Türkiye deki temsilcilerinden biri olan Vehbi Koçun girişimiyle bu petrol şirketinin Romanya müdürü Martin Segal , esi ve çocuğu ve bir hamile kadın ilk etapta gemiden kurtarildi. Daha sonra yine Filistin e vizesi olan 5 kişi daha. Onun dışındakiler kaderine terk edildi. Türk hükümeti tam 72 gün boyunca denizde kalan bu yüzen tabuttaki insanları sahiplenmedi ya da daha doğrusu sahiplenemedi. Bir tarafta İngilizler diger tarafta Almanlar , bu noktada tarafsızlık politikası gudulmek istendi. Ülke çıkarları için. En nihayetinde gemi bir römorkör yardımıyla Şile tarafına Kardeniz'e birakildi. Kaderine terk edildi. Ve ne acıdır ki bi kaç gün sonra gemi denizaltından bombalandı yüzlerce insan Karadenizin karanlık sularına , sonsuz uykuya daldi. Sadece 1 insan kurtuldu. Onun da iddiası gelen bombanın Türkiye tarafından olduğu idi. Yıllarca ise bu olayın faili olarak Nazi karşıtı Almanlar olduğu bilindi. Ama daha sonra SSCB kayıtlarındaki belgelerde olayı SSCB denizaltısının gerçekleştirildiği ogrenildi. Struma tam bir faciadir. Ne yazık ki bu facianın en yakin tanıklarından biri oldu ülkemiz. Yüzlerce hayat önümüzde yok olup gitti. Hani kimliği, ırkı ne olursa olsun masum canlar yitti. O zamanın durumu neyi gerektirirdi, nasıl bir politika gudulmesi gerekti bunu bilmek çok zor. Ama dengeleri bozmamak adına tarafsızlığı seçtik. Ve en nihayetinde bir katliam gerçekleşti sularımızda. Kitaba gelecek olursak yazar bu olaydan büyük oranda ülkemizi suçlu bulmuş , eleştiriler getirmiş. Taraflı bir tutum sergilemiş gibi. Çünkü yazarın anlattığı kadar da suçlu değiliz bence. Neticede bu katliamda 4 tane ülke suçlu ama bizim bundaki payimiz nedir onu tarihçiler daha iyi bilir. Bu katliama sebep olarak gösterilen , Filistin e gelmelerine izin vermeyen donemin somurgecilerden sorumlu bakanı suikast sonucu öldürüldü. O donem ülkemizde de yahudi karşıtı özellikle Trakya'da bircok eylem gerçekleştirildi, yağma , talan oldu. Cinayetler oldu. Şüphesiz bunda da basta Huseyin Nihal Atsız ve daha bircok yazarın yazdığı yazılar da etkin rol oynadı. Bu yazılara kolay bir şekilde ulaşabilirsiniz. Irkçı ve nefret iceren söylemlerden oluşan yazılar...

Feniçka
Feniçka

7

Bir psikolog (max) tanıştığı genç kızla ( fenicka) ile birdenbire yakınlık kurmaya baslar. Fenicka'nin zeki bakışları , olgun durusu ve gelişen bir olay neticesinde göstermiş olduğu tutum buna vesile olmuştur. Max üniversite okumuş kızlara karşı önyargılıdir ama tanıdıkça Fenicka'nin gizeminde yitip gidecektir. Max nişanlı , Fenicka'nin bir sevdiği vardir. Bu dostluk bu karmaşa içerisinde devam edecek. Bu süreçte Max kadına dair görüşlerinde Fenicka özelinde büyük değişiklikler geliştirecekti.

Drina Köprüsü (Boşnakça Üçlemesi #1)
Drina Köprüsü (Boşnakça Üçlemesi #1)

9

"dünyanın bir tarafında bir yerde, bir piyango çekiliyor, savaş yapılıyor ve hepimizin alın yazısı da böylece uzaklarda belirtiliyordu" Kitabin kahramanı Drina Köprüsü. Oldukça uzun bir zaman dilimini konu edinen Nobel ödüllü yazar İvo Andric şaheseri. İnsanin kitabi okudukça o coğrafyayı goresi geliyor , Drina köprüsüne bakan bir tepede cay icesi, yeşilin ilmik ilmik ördüğü Visegrad kasabasınin temiz havasını cigerlerine doldurası geliyor.. Kitap gecen yüzyıllarda köprünün nelere tanık olduğunu , savaşı , işgalleri, Avusturya , Sırp , Osmanlı , Alman devletlerinin bu coğrafyadaki çekişmelerini , insanlarin ve kasabanın nasıl bir değişime uğradığını gözler önüne seriyor. İnsan yine doğaya zulm ediyor , teknoloji ve imkanlar yine doğaya kastediyor. Nice savaş , nice mücadele , nice salgın , nice ask , nice insan manzarası gördü hepsi geldi geçti ama yıkılmadı Drina Köprüsü. Adeta bu hengamenin ortasında , bu değişen , değişime yüz tutan her türlü şeye karşı bir başkaldırı. Açıkçası beni huzunlendirdi çoğu yönüyle. Boyle bir güzellige,, köprüye, kasabaya, yahudisi, hristiyanı, muslumani bir arada tutan , ortak bir kültüre , geniş bir yelpazeye sahip bu yörenin maruz kaldığı zulüm içime işledi. Sokullu Mehmet Pasa. Osmanlı tarihinin en önemli devlet adamlarından birinin talimatıyla yapılmış bir köprüdür Drina. Sokullu da zaten aslen Sirpdir ve koyu de Drina çevresinde Visegrad'a yakindir. Lütfen okuyun , tavsiyede bulunun.

Vahşetin Çağrısı
Vahşetin Çağrısı

7

Bir Kurdun oradan oraya sürüklenen hayatı...Çektiği acılarla baöbaşka bir hüviyete bürünmesi..İnsanın hayvana zulmü..Jack London hep hayvanları anlatarak bizlere mesajı en güzel şekilde veriyor..

Venedik Taciri
Kral Lear