Bir kaymakam ve beraberindeki ileri gelenlerin, bürokratların bir yanlış anlasilmayla müfettiş zannettikleri yolcuya ( ki kente müfettiş geleceği bilgisi mevcuttu ) kul köle olmalarını ironik bir şekilde anlatıyor. Rüşvetin bürokrasideki etkisi yine mizahi bir anlatımla dile getiriliyor. Sade bir dil, akıcı bir anlatım ve insani güldürürken düşündüren bir tiyatro eseri.
Sıradan bir yaşam süren hukukçu Ivan İlyic'in ölüme an be an cevresindekilerin (bazıları hariç )kayitsizliklarini görerek, içi acıyarak gidişini anlatıyor kitap. Süssüz , sade bir anlatım. Hüzünlü bir son.
Tembelliğe alıştırılmış , tembellik tarafından dize getirilmiş Oblomov'un hazin öyküsü.. Bir şeyleri tasarlayıp en ince ayrıntısına kadar hep sonraya , hep yarına bırakmak.. Ve neticesinde de hayatı kaçırmak. Yaşanılacak o kadar güzel şey varken , bunların aktörü olmak varken yalnızca bir seyirci olarak kalmak... Oblomov'un aslında hepimizde var ve biz de bircok hususu kaybediyoruz ne yazık ki.. Hem de göz göre göre.. Kitabın şekilsel yapısına gelince ; uzun bir kitap 619 sayfa.. Ama kesinlikle insanı sıkmayan bir kitap. Ve üç günde çok rahat bitirilebilir nitelikte. Çünkü yazarın üslubu da olaylar da insan zihnini yormuyor. Okudukça insanı kendine çekiyor. Ben kitabı okurken kendimi kitabın akışına bıraktım. Saflığı , temizliği , iyi yüreği gördüğüm Oblomov'un nasıl tembelliğine yenildiğini , nasıl safliginin kurbanı olduğunu içim burkularak okudum.
Psikoloji türünde harika bir eser. Deborah henüz 16 yaşında , gerçek dünya ile bağlantılarını koparmış kendi yarattığı dünya ile gercek dünyaya sırtını dönmüş , sanatçı kişiliğine sahip bir genç kız. Akıl hastanesine yatırılmış ve sonrasında kendi yarattığı dünyadaki tanrıların buyruğu ile hareket eder hale gelmiştir. Bu tanrıların bazıları merhametli bazıları zalim. İnsanın içine hüznü yerleştiren bu kitap insanı sıkmayan, içine çeken bir özelliğe sahip. Akıl hastalığını , akıl hastanelerinin yapısını bizlere sunuyor. İnsanı etkilediği kesin. Yazarın olaya yaklaşımı harika. Bize mesajı çok net iletmiş. Deborah aslında çok zekidir ama yarattığı dünyanın esaretinden kurtulamamıştır bir türlü. Tam artık yeter dediği anlarda bile yine kuyuya düşmüştür. Tutunamayanlar ve Olric aklıma geldi kitabı okurken.
Paulo Coelho'nun Simyacı adlı eseri lisede okumuştum sanırım efsanelerdendir. Bazen kitapların adı bile beni okumaya itiyor ama Paulo Coelho'nun diğer eserlerini okuyamadım , elime alıp alıp bıraktığım çok olmuştur kitapçılarda. Nasip bu kitabaymis. Veronika hayatından mutsuz , rutin isleyisten sıkılmış ve kendini intiharla sonlandırmak istemiş bir genc kız. Uyandığında gözlerini akıl hastanesinde açar. Gerisini okuyup görün efenim. Kitap yalın bir dille yazılmış , karakterler detaylı şekilde anlatılmış , yer yer siksa da genel itibariyle tek solukta okunacak bir kitap. Veronika'nin ruhsal bunalımları , hayattan artık zevk alamaz duruma gelişi bizi de içine çekecek. Psikolojik unsurların bolca barindirildigi( akıl hastanesinde geçmesi itibariyle normal ) benim için ilgi çekici bir kitap oldu. Bir Simyacı olamaz asla ama okunması gereken diye düşünüyorum.
İnsan özgür doğar ,oysa her yerde zincire vurulmuştur. Kitabın başlangıç cümlesi oldukça hoşuma gitti. Jean Jacques Rousseau eserinde bireyin özgür olarak toplumsal yapının parçası olabileceğini , özgür olmadan sağlıklı bir toplum yapısından söz edilemeyeceğini ifade ediyor. Eski toplumsal yapılardan , yönetim biçimlerinden , bireyin toplumdaki konumundan bahsediyor. Montesqiue :" Toplumların ilk günlerinde cumhuriyetin başları kurumları kurar , sonra da kurumlar başları yetiştirir. " Özgürlük elde edilebilir ama kaybedildi mi bir daha ele geçmez artık. İnsanın iç sorunlarında olağanın sınırları sandığımız kadar dar değildir. Onu oluşturan güçsüzlüğümüz , ahlaksızlıklarımız , kör inançlarımızdır. Alçak ruhlu insanlar büyük adamlara inanmazlar: aşağılık köleler özgürlük sözüne gülerler.
Tanıdığımız bildiğimiz filozofların sözlerinin açıklanması üzerine yazılmış bir kitap. Hani felsefe türünde eserleri severim de bu bence pek de iyi bir kitap değil. Okunmasa da olur niteliğinde.