Sultanların Günlüğü, 188 adet değerlendirme yapmış.  (7/27)
Türklerin Faziletleri
Türklerin Faziletleri

9

Sanırım kitabın ismini izlediğim bir programda duymuş; bakıp, almıştım. Çok kalın ve bunaltıcı bir kitap değil; dili de fena sayılmaz; orta diyebilirim sanırım. Genel olarak hoşuma gitti ve öğretici buldum. Kitabı okuduğunuzda o dönemlerin Arap/Türk-İslam coğrafyası hakkında bazı bilgiler, fikirler edineceksiniz. Aslında okurken resmen o dönemler gözlerimde canlandı ve kendimi 800'lü yıllara gitmiş gibi hissettim. Çevirmen, kitabı hazırlarken ilk bölümde Cahiz hakkında genel bilgiler vermiş, yazarı ve dünyasını tanıtmış. Daha sonra Cahiz dönemine kadarki İslam Dünyasındaki Türkler hakkında bazı bilgiler, anektodlar düşmüş. Burada Arap medeniyetindeki bazı düşünür veya komutanların vb. kişilerin Türkler hakkındaki sözlerine/düşüncelerine ve Araplarla ve İslamlaşmış Araplarla ilk temaslarına değinen kısa bir tarihi özet de sunulmuş. Türklerin, İslam ordularında hizmete girişleri de anlatılmış ki o dönemler daha 8. ila 9. y.y.... Yani bildiğiniz gibi Türklerin toplu olarak İslam'a akın etmesi 10 y.y.'lı buluyor ama bu demek değil ki öncesinde İslam ile tanışan ve Müslüman olan Türkler yoktu. Bu bölümde muhtemelen en çok ilginizi çekecek olanı da İslam Dünyasındaki ilk Türk alimleri olacak. Örneğin; Ubeydullah b. Sureyc(748) bir müzisyendir ve ilk hadis ve meğazi alimlerindendir. Bizzat Hz. Hüseyin'in kızı Sükeyne tarafından himaye edilmiştir. Kitabın üçüncü bölümünde bu eser üzerine yapılan çalışmalardan ve Eski Arap kaynalarında Türklerden ve yaşayış şeklinden bahseden bazı eserlerden bahsedilmiş. Daha sonra Cahiz'in iki bölümden oluşan metnin tercümesine geçilmiş. En son bölüm ise Cahiz'in diğer eslerinden alıntılara ait. Yalnız bu kısmın Türkler ile ilgili yok, daha çok onun fikirleri üzerine alıntılar ki en çok öğretici olduğunu düşündüğüm kısım burası oldu; oldukça hoş düşünceleri var, kafa karıştırıcı veya katılmadığımız düşünceleri de mevcut olacaktır elbette. Şahsen başarılı bulduğum bir çalışma. Sizlere de tavsiye ederim; o dönemdeki Türkler ve Araplar hakkında hoş bilgiler içeriyor.

Taşlar Yerine Oturdu
Taşlar Yerine Oturdu

7

Talha Hocamın ilk sanat tarihi üzerine kitabı. Şahsen benim de okuduğum ilk sanat eseri kitabı. Kitapta, ağırlıkta Osmanlı dönemi eserleri üzerine incelemeler yapılmış; Selimiye Camiisinden tutun Nazlı Mahmud Efendi Camiisi; Takkeci İbrahim Ağa Camiinden deniz üzerine kurulan Kılıç Ali Paşa camiisine kadar nice eseri görmek mümkün olacak ve elbette yapılış hikayelerini de öğreneceksiniz. Genel olarak güzel bulduğum bir çalışma olmuş, her zamanki gibi güzel anektodlar ve renkli fotoğraflarla anlatımını desteklemiş. Efsane olarak kulaktan kulağa gelen; ters lale ve haç motifli ayak taşı gibi meselelerin de aslını anlatarak bize doğrusunu öğretmiş, sağ olsun. Kitabı genel olarak sevsem de biraz yetersiz bulduğumu söylemek istiyorum. Talha Hocam ağırlıkta İslam Tarihi Eserleri üzerinden uzman biri, misal tarihin en başından başlayarak; atıyorum, Selçuklu Öncesi sanat eserlerini, sonra Selçuklu ve sonrasında da Osmanlı eserlerini vs. anlattığı uzun soluklu bir çalışma dizisi şeklinde hazırlasaydı daha iyi olurdu gibime geliyor. Elbette sadece camiler de değil, herhalde koskoca Türk-İslam medeniyeti cami ve külliyelerden ibaret değildir. Kitabı okumadan önce Türk ve İslam tarihindeki eserleri genel olarak okuyacağımı düşünmüştüm ama neredeyse tamamı Osmanlı camiileri üzerine. Elbette haksızlık olmasın, kitabın giriş bölümü olan Kubbenin Sultanları kısmı, kubbeler tarihini içerdiği için Selçuklu, Anadolu Beylikleri ve Antik Dönem kubbelerini de kapsıyor. Bir de Mimar Sinan'ın etnik kökeni ile ilgili kafa karıştırıcı bir bilgi var; son araştırmalar neticesinde Karaman Türklerinden olduğunu yazmış ama kendisi yeniçeri olduğuna göre devrilmiş ki bu da kitapta yazıyor. O dönemler Enderun'a gayrmüslimler dışında kimse alınmıyor ise nasıl Türk kökenli olabilir ki? İlk sanat tarihi kitabımı okumama vesile olduğu için Talha hocama ve kitabı bana gönderen yazar dostum Meryem Seyda Parlak'a teşekkür ederim. :)

Bir Dehanın İzleri II. Abdülhamid Han
Bir Dehanın İzleri II. Abdülhamid Han

10

Talha hocamın müdavimlerinden biri olarak, bu güzel kitabı es geçmem mümkün değildi. Yine de bir anlığına "Acaba almama gerek var mı?" diye düşünmedim değil, zira bir ara Abdühamid Han hakkında baya bir kitap okumuştum, haliyle ihtiyacım var mı diye sorguladım ama sonra Talha hocamın en bilinmedik, en nadide anekdotları paylaşması ile ünlü olduğunu hatırlayınca o güzel anlatımıyla bu kitabı okumak istedim. Nitekim hocam beni yanıltmamış da! Kitap, Abdülhamid Han'ın geleneksel savaş/siyasi eylemlerinden ziyade onun kişiliği, özel uğraşları ile Sultan Abdülhamid Han değil de Abdülhamid'in kendisini gözler önüne seren güzel bir çalışma olmuş. Kitap çabuk bitti ve her zamanki gibi daha fazlasını istedim, doymadım maalesef. Yani neredeyse yazar, az buçuk bilgi paylaşmış da kalanı yeni kitaplara mı saklamak istemiş, ne iş? diye düşündüm ki şöyle bir baktım yeniden yooo, öyle az buçuk bilgi yok. Konu ilgi çekici, anlatım da harika olunca işte böyle insan doyamıyor. :) Neyse ki kitabın başında da devamının geleceğini belirtmiş yazar. Buna sevindim. :) Şahsen Abdülhamid hakkında ne kadar çok şey öğrenirsem ona karşı hayranlığım da bir o kadar artıyor. Babamın "Yanlış zamanda doğmuş, büyük ve iyi bir padişah." dediği bu hünkarı herkesin -bilhassa siyasilerin/diplomatların- çok daha iyi tanıması ve eylemleri ve düşünceleri üzerine çözümleme yapması gerektiğini, onu örnek almaları gerektiğini düşünüyorum. Zaten onun dönemini okuyup da günümüz ile paralel olayların meydana geldiğini görmemek için kör olmak gerekir. Beni şaşırtan noktalardan biri de bu ayrıntı olmuştur; demek ki oyunlar 100 yıl sonra da 150 yıl sonra da hep aynı, biz hiç değişmediğimiz için hep oyuna gelmişiz. Adamlar da haliyle hep aynı olta yemiyle bizi avlamış! Hünkarın özel uğraşları, benim en çok ilgimi çeken noktalardan biri oldu; sanat/zanaat ve spor anlamında da kendini geliştirmeye özen gösterdiği aşikar; doğa ve hayvan sevgisi de eklenince ideal bir kişilik haline geldi benim için. Kitabın son bölümü ise beni hüzünlendirdi; açıkçası sorgulama yeteneğim geliştiğinden beri içimi acıtan bir hadise olmuştur. Maalesef tarihi değiştiremeyiz ama tekrarının önüne geçebiliriz. İnşallah bu millet bir daha ecdadına böyle sırtını dönmez! Kitabı herkese tavsiye ederim, Talha hocam her zamanki gibi su gibi anlatmış.

Bitmeyen Aşk
Bitmeyen Aşk

1

Tanıtım yazısı hikaye hakkında yeterli bilgi verdiği için ben doğrudan kurgunun kalitesi hakkında yorum yapacağım. Açıkçası romanı beğenmedim; 1. tekil şahıs, şimdiki zaman dilimi kullanılmış(geliyorum, gidiyorum, yapıyorum, görüyorum şeklinde olmuş hep) ve bu da benim tercih edeceğim bir zaman kalıbı değil; çevirenden mi kaynaklı yoksa yazarın kendisinden mi bilmiyorum; Uyumsuz serisi de bu şekildeydi ama kurgu güzel olduğu için, fazla göze batmıyordu ama maalesef bu kurgu yalın, düz ve üstün körü bir şekilde tasarlanmış; her şey oldu bittiye geliyor. Betimlemeler deseniz minimum seviyede tutulmuş. Genel olarak başarısız bulduğum bir çalışma, wattpad'de bile bundan kat ve kat güzel kurgular ve yazım dili kullanılmış romanlar var, buna harcanacak zamanı onlara verseler daha iyiymiş. Biraz ağır eleştirmiş olabilirim ama gerçek bu. Şahsen kapak resmini de beğenmedim, biraz daha özenli ve daha ilgi çekici olsaydı keşke, epsilona yakışmıyor böyle kapaklar. Bu kitabın yazarının New York en çok satanlar listesinde olması ama Türkiye'de bu kadar ilgi görmemesi bana bir kez daha her yazarın ya da yazdığının 'best seller' olmaya layık olmadığını da hatırlatıyor aslında. Kaldı ki zaten x ülkede çok sattı diye bizim ülkede de satacak diye bir kaide yok ama her kitabı da alıp çevirmediklerine göre beğeneceğimizden emin oldukları kitaplara yatırım yapıyorlar. Büyük olasılıkla yayınevi için de hayal kırıklığı uğratan bir kitap olmuş olmalı. Hikaye içeriğine vs. bakınca nasıl böyle bir hata yapmışlar şaşıyorum. Verdiğim paraya da harcadığım zamana da değmedi.

Ruhun Deşifresi
Ruhun Deşifresi

7

Benim elimdeki kitap, ilk baskısı; yıllar evvel aldım ama kendimce sebeplerden -daha sonra okurum- diyerek yarım bıraktığım ama ancak şimdi geri dönüş yapabildiğim kitabı sonunda yorumlamak nasip oldu. Şükür Rabb'ime. Mehmet Hoca'nın yorumlayacağım ikinci kitabı ama satın aldığım ilk kitabı. :P Başlayalım. Öncelikle kitabın ilk basım, yani 2008 yılına ait olduğunu (haliyle başka bir yayınevinden) belirtmek isterim. O zamanlar 12 liraya almışım, şimdi 20 tl olmuş. Net fiyatı daha düşük elbette. :) Kitap, aslında özünde insanın kendisini ve kabiliyetlerini fark etmesini/tanımasını amaçlamış. Yazar, bunca yıldır, gerek çevre gerekse yaşadığımız olumsuz tecrübelerin getirdiği basmakalıp yanlış ve hatalı bakış açısını düzenleyip, daha doğru ve olumlu bir bakış açısına çevirme gayretinde. Yer yer şüpheyle yaklaştığım veya katılmadığım birkaç kısım olsa da genel olarak faydalı bilgilerin olduğu kanaatindeyim. Sizi bilmem ama kitabı okuduğum dönem biraz huzursuz ve üzüntülü olduğum bir döneme denk geldiğinde faydasını gördüm, yanlış olduğunu fark ettiğim bazı düşünce tarzımı değiştirmeye çalıştım, şimdi daha iyiyim hamdolsun Rabb'ime. Hocama vesile olduğu için teşekkür ederim. İnşallah kitaptaki tavsiyeleri uygulamayı başarırım ve ben de hayalini kurduğum izleri bırakır, öyle göçer giderim bu alemden hayırlısıyla. :) Kitap dili genel olarak sade ve anlaşılır (bazı bilinmeyen ya da az bilinen kelimeler de var ama o kadarını netten bakıp öğrenebilirsiniz.). Konular, başlıklar haline ayrılmış. Güzel ve başarılı bir çalışma bana göre. Okumanızı tavsiye ederim.

100 Soruda Endülüs Tarihi
100 Soruda Endülüs Tarihi

7

Endülüs Emevi Devleti, tartışmasız İslam tarihinin en gözde ve en değerli tarihi taşıdır. Dile kolay Avrupa kıtasında, İspanya'nın güneyini kapsayan 8 asırlık bir devletten bahsediyoruz ki bu sınırlar zaman zaman Fransa'ya kadar uzanıyor. Endülüs Devleti, ülkemizde çok fazla üzerinde durulmayan, tanıtılmayan ama incelense gerek siyasi gerek sanat ve bilimsel tarihi açısından bizlere çok şey katacak muazzam bir kültürel hazine. Keşfedilecek o kadar şey var ki nereden başlamalı şahsen ben bilemiyorum. Sayın Vural TÜRKMENOĞLU, 100 Soruda Endülüs Tarihi kitabı ile bize bu büyük ve kıymetli devleti tanıtmış, elbette kendisinin de söylediği gibi 8 asırlık bir devleti, tek ciltlik birkaç yüz sayfalık kitaba sığdırmak mümkün değil ama en azından bu devlet ile tanışmak için güzel bir giriş niteliği olmuş. Kitap, 800 yıllık tarihi özetler nitelikte; ne zaman ve nasıl kuruldu; kimler tarafından kuruldu; hangi devreleri yaşadı; neden ve nasıl yıkıldı; kültürel ve bilimsel katkıları ne oldu; kimleri yetiştirdi? gibi nice soruya cevabı var. Bir süredir merak ettiğim bir konu olduğu için kitap elime geçtiğinde memnun oldum, kendisi ile tanıştığım için mutluyum ve buna vesile olan Vural Hocama da teşekkürlerimi bir borç bilirim. İçerik ve bilgiler çok güzel ve bilgilendirici ama kitabın bir kusuru var ki fazla göze battığı için bunu dillendirmem gerek; o da imla/dil bilgisi hatalarını biraz fazla barındırması. Yayınevinin 2.baskıda muhakkak kitabı bu yönden tekrar gözden geçirmesi ve bu hataları gidermesi gerekmekte. Sonuçta değerli bir içeriğe sahip kıymetli olduğuna inandığım bir kitap; böyle basit hatalarla gölgelenmemeli.

Kök Tengri'nin Çocukları
Kök Tengri'nin Çocukları

8

Öteki Gündem programından kazandığım (ve çok istediğim) ilk kitap. Bitirmem biraz zaman aldı ama şükür ki bitti. Ahmet Hoca'nın bu değerli çalışması; İslam Öncesi Türk Tarihinin güzel bir özeti olarak karşımıza çıkıyor. Başlamadan önce bize Eski Türkler döneminde zaman, mekan ve yaşam kültürünü anlatarak genel bir tanıtım sunmuş. Sonrasında bilinen ilk Türk devleti ile başlamış; Büyük Hun İmparatorluğu. Ardından Göktürkler ve diğerleri ile devam ederek Doğu-Avrupa Türk devletlerine kadar her birini yazmış, çizmiş ve anlatmış. Genel olarak hep doğu Türklerine odaklandığımdan batı Türkleri hakkında -doğuya nazaran- çok fazla bilgi sahibi değilim ve doğal olarak batı Türkleri(bilhassa Batı Hunlar) benim daha çok ilgimi çekti. Biraz bu konuda açlığım varmış, gördüm. Atilla dönemi başta olmak üzere Batı Hunlarını daha yakından tanımak istiyordum bir süredir. İskiler de buna dahil ama yazar, fazla kaynak olmadığını belirtmiş; üzücü. Kitabın sonunda -özellikle tarihi roman yazanlar için- faydalı olacak Türk kronolojisi eklenmiş ve devletlerin hangi boylardan oluştuğuna dair tablolar da var. Oldukça bilgilendirici ve güzel bir çalışma olmuş. Dili ne ağır ne de çok akıcı diyebilirim; ikisinin ortası. İslam Öncesi Türk Tarihini merak edenler için güzel bir giriş olmuş, tavsiye ederim. Siyasi/Savaş kültürü dışında yer yer sosyal ve sanat yönlerine de değinilmiş ama dediğim gibi kitabın geneli her şeyin bir özeti şeklinde. Aslında sanat/kültür çalışmaları fotolar ile desteklense idi güzel bir ayrıntı olurdu kitapta. Bir de Avarların vs. çok güçlü bazı savaş araçlarından vs. bahşetmiş yazar ama onların ne olduğuna değinmemiş, bu beni merakta bıraktı. Belki kaynaklara geçmediği için belirtmemiştir... Kendisine bu değerli eser için teşekkür ederiz. :) DİPÇE: Sayfa sayısı böyle bir kitap için gözünüze az gelebilir ama kitap, olağan kitap boyutlarının üstünde; bilginize. Ayrıca benim elimde 9. baskısı var ve kitap şimdiden 10. baskıyı görmüş. :)