Ülkü Ciner, 617 adet değerlendirme yapmış.  (68/89)
Küçük Siyah Elbise
Küçük Siyah Elbise

8

Toni doğup büyüdüğü kasabadan ve ailesinden genç bir kızken ayrılır. Kendi ayakları üstünde durmak ve kendini kanıtlama çabası sonuç verir ve düğün organizasyon şirketi kurar. Fakat onun, kendisini terk ettiği düşüncesine daha fazla dayanamayan annesi Evie 'nin geçirdiği felç sonucu, Toni kasabaya döner. Toni'yi kasabada sırlarla dolu geçmişi, hayalini kurduğu geleceği ve mucizelerle dolu 'Küçük Siyah Elbise' beklemektedir. Sıkmadan okunan, alışılmış gibi görünen fakat ilginç kurgusuyla, hoş güzel bir kitap olmuş. Yine de sonu daha uzun ve detaylı olabilirdi, sanki aceleye gelmiş. Bir de karakterin yaşları, üstlendirildikleri roller için büyük olmuş. Gözünüzde canlandıramıyorsunuz. 71 yaşındaki kadın merdiveni sarkıtıp, çatı katına çıkabiliyor. Ondan bir kaç yaş küçük diğer bir kadın evde hizmetçilik yapıyor. Diğer karakterler içinde bu gibi şeyler söyleyebilirim. Fakat sonuç olarak, yaş olayına takılmadan okuyunca beğendiğimi söyleyebilirim.

Adem'den Önce
Adem'den Önce

10

Jack London hangi konuya kalemini dokundursa mükemmel bir hikaye , harikulade bir kitap ortaya çıkaran nadide yazarlardan biridir. Kâh olayları bizzat yaşayarak yazmış; kâh hayvanların sanki bedeninde varolmuşcasına, onların duygu ve düşüncelerini okuyucuya yansıtarak, adeta yaşatarak kaleme almıştır. 'Ademden Önce' isimli eserinde de dönemin bilim adamlarının çalışmalarından yararlanarak, eski çağlardaki ilkel insan yaşamını anlatıyor. Küçük bir çocukken başlayan rüyaları aracılığıyla, ilkel çağlarda yaşamış diğer benliği olan 'İri Diş'in yaşadıklarını anlatıyor. Ustaca bir kurguyla gelişim evrelerine göre farklılık gösteren insan gruplarını aynı ortamda bulunduruyor. Yaptığı kıyaslama ve tasfirlerle de gözünüzde canlandırabiliyorsunuz. Kitapta adı geçen bu gruplar: 'Ağaç Adamları', 'Halk' ve 'Ateş Adamları'. Benden bu kadar dahası için kitabı okuyun, pişman olmazsınız.

Yedi Gün Yedi Gece
Yedi Gün Yedi Gece

7

Kitapta 1819 yılının Londra'sında yaşayan, kardeşleri için kendilerini feda eden iki kişinin imkansız aşk ilişkisi anlatılıyor. İngiliz aristokrat kesiminin saçma ve hiç bir yerde yazılı olmayan fakat herkesin bildiği kurallar vurgulanıyor. Ayrıca kitapta, evli kadınların sevgili edinmelerinin görmezden gelinme, hoş görülme saçmalığı; bekar kızların aile üyelerinin evliliğindeki sorunların, onların evliliğini imkansızlaştırması; sosyete taktim törenleri ve kişilerin ünvanlarının önemi gibi İngiliz sosyete gelenekleri işleniyor. Fakat tarihi romantik kitapları seven ben ne yazık ki bu kitabı beğendim. Yazar aşkı derinleştirmeden cinselliği fazlasıyla ön plana çıkarmış. Romantik kurgu çok zayıf, diyaloglar sığ ve sıradan olmuş. Yazar hakkında okuduğum kadarıyla kendisi yerel kütüphanede ki bütün tarihi aşk kitaplarını okumuş ve o da kitap yazmayı denemiş. O zamandan beridir ustalaşmak için var gücüyle çalışmaktaymış. Kendisine azmi, cesareti ve mütevaziliği için 10 puan veriyorum. Fakat kitabı için aynı düşüncede değilim maalesef. Umarım ilerde daha beğeneceğim kitaplarıyla tanışırım.

Köprü
Köprü

8

'Köprü' bu kitabın adının yanı sıra kitap severlerin, kitap aşıklarının hep hayal ettiği, sahip olmak, dahil olmak ya da içinde kaybolmak istediği o yerin adı: Bir kitabevinin. 'Köprü', sahibi olan Charlie için hiç bir zaman kâr amaçlı işlettiği bir mekan olmadı. Hep kitaplarla insanlar arasında bir 'Köprü' olmasını istedi ve bir çok insanın hayatını kitapların değiştirmesine, güzelleştirmesine şahit oldu, aracı oldu. Ve zaman geçip ikinci bir şansa ihtiyacı olunca, bu kez o 'Köprü'ye kendisinin ihtiyacı vardı. Acaba o 'Köprü' kurulabilecek miydi? Charlie'nin ailem dediği kitabevi müdavimlerinden, en çok sevdiği iki genç olan Molly ve Ryan da; ellerinden kayıp giden onca yılı geri alabilme ihtimalini hiç düşünmediler. Yine de her şeye rağmen ikinci bir şansları olacak mıydı? Kitabın kapağında yazdığı gibi "İkinci Şansların Hikâyesi". Az çok olacakları tahmin etseniz de kitap cazibesinden hiç bir şey kaybetmiyor. Bir kaç saatte zorlanmadan, her yaş aralığında okunabilecek olan kitabı bazen tebessümle, bazen umutla, bazen de hüzünlenerek okudum. Beğenerek de bitirdim.

Sırılsıklam Aşık (Lucky Harbor, #3)
1984
Kağıttan Kentler
Kağıttan Kentler

7

Yazarını bilmeden okusam John Green tarzını tanırdım.Kitap biraz 'İlk Aşk' , biraz da 'Alaska'nın Peşinde' den izler taşıyor. Lise mezuniyetine haftalar kala, aşık olduğu kızın ortadan kaybolması üzerine;Quentin ve onun en yakın arkadaşları, kendisine bıraktığı mesajları takip ederek Margo'yu aramaya başlarlar. Bu arada liseden mezun olmak zorundalar ve sınavlara çalışmalı, mezuniyet balosuna katılmalılar. Amerikan gençliğinin aşırı çılgınlıklarının da anlatıldığı; kolay okunan, merak uyandıran, kurgusu sürükleyici ve eğlenceli bir kitap olmuş. Fakat sonu daha güzel olabilirdi. Yazar yine okuyucuya istediğini vermemiş. Çok fazla beklenti içine girmeden eğlencesine okunabilir.