Sürekli annesi tarafından baskı altında tutulmaya çalışılmış, geçmişini unutmak için yeni bir başlangıç yapmak isteyen Nikki, patronunun ayarlamasıyla zeki, çapkın, ultramilyoner Damien'le karşılaşır. İlk andan itibaren bir birlerine karşı konulmaz çekimleri bana biraz abartılı geldi. Grey/Cross karışımı bir kitap. Açıkçası cross'dan daha çok sevdim. Genel yorumlar itibariyle kitap pek sevilmemiş ama benim hoşuma gitti. İkisininde birbirlerine anlatamadıkları sırları var ve zamanla birbirlerine açılmaya başlıyorlar. Ne kadar başarılı olursa olsun insan, birilerinin kontrolü ve sizin hayatınızdaki tüm söz hakkına sahip olmaları gerçekten berbat birşeymiş. Ben sevdim. okunulabilir diyorum.
Çalıştığı sanat galerisinin sahibinden hoşlanan Elle, kendine olan güvensizliğinden dolayı bir türlü Nathan'a yaklaşamaz. Bir gece tüm cesaretini toplar ve .. Ancak, minicik bir sorun vardır, ışığı açma cesaretini gösterdiği an cesaret edip yaklaştığı kişi Nathan'ın yatağında yatan başka bir erkektir.. Gabe, bir gece vakti kendisine yaklaşan melek gibi kızın ne yapmaya çalıştığına anlam veremese de geri çevirmedi. Kısacık güzel bir hikaye. Sürekli anne baskısı altındaki Elle'nin kafasındaki kötü çocuk tanımına uyan, ama bir yandan da kendini mutlu eden Gabe'den uzak durmak ile duramamak arasındaki gelgitleri okunası bence. 7/10 Diyorum..
Sevgilisi tarafından terk edilen Elle ve tek gecelik duygusuz ilişkilerin adamı Connor arasında geçen duygusal bir kitap. 1 günde okudum bitirdim, aslında basit, sonu tahmin edilebilir gibi görünse de beni şaşırtmayı başardı. Seri olduğunu görünce üzüldüm, kesin sonu berbat bir yerde bitecek ve ben şekeri elinden alınmış çocuk gibi kalacağım derken yazar beni yine şaşırttı. Güzel bir kitaptı. Keyifle okudum. Connor'ın çenesini kimi yerde tutamamasından dolayı dövmek istediğim yerler oldu onu, ama sonunda eşşekliğini anlayıp Ellery'e kendini hep affettirebildi. "Vücuduma iğnenin girişi en kolay kısmıydı. Vücudum içten dışa yanmaya başladı. Yatağın çarşaflarını yumruklarım beyaza dönene kadar sıktım. Beni tutmasını istesem de Connor'a bakamazdım. İnatçıydım ve bunu kendi başıma yapmak istiyordum. İkinci enjeksiyon tenimi deldiği anda acıdan bağırmaya başladım. Vücudum dinmeyecek bir ateşle kavruluyormuşum gibi hissediyordum. Siktir et, ona ihtiyacım vardı. Elimi uzatarak ona baktım ve anında yanımdaydı. Kollarını bana dolayıp beni alnımdan öperken gömleğine elimden geldiğince sıkıca tutundum. "Tanıştığım en inatçı insansın".
Çok beğediğimi söyleyemeyeceğim. İlk başlarda gidişatı biraz güzeldi ama sanırım üst üste vefa olmuyormuş :) Güzeldi, hoş bir romantik komedi okumak isteyenlere tavsiye edebilirim.
Perim ve Hakan'ın hikayesi eğlenceliydi. Sürekli birbirlerini yanlış anlayan çiftimiz didişip durdular, Yavuz ve Esra'da sağolsunlar tuz biber kattılar kavgalara. Kendi başlarına kalsalar aslında daha kısa zamanda çözümleyebileceklerdi sorunlarını. Sevdiğim, okurken eğlendiğim bir romantik komedi daha..
Fantastik, gerilim, macera, heyecan, adrenalin, tutku.. Ne ararsan var bu seride.. Ama en çok AŞK.. Taşra kasabada yetişen ve sorunsuz bir hayatı olan Mac, birgün gelen telefonla Dublin'de ki ablası Alina'nın öldürüldüğünü öğrenir ve katilleri bulmak için Dublin'e gider. Burdan sonrasını anlatmaya başlarsam kendimi durduramayabilirim Gülmek :) Çokk ama çok beğendiğim bir seri oldu. Anladığım kadarıyla serinin kitapları ard arda yayınlamadığı için fanları biraz sıkıntı çekmiş. 5 kitabı 5 günde okumanın mutluluğunu yaşıyorum. Tüm kitapların sonu tırnak yedirten yerde bitiyordu ama o 4.kitap Rüya Ateşinin sonu beni mahvetti. Hayvan (!) öldüğünde ortaya çıkan beni kahretti. Ahh Borrons ahh.. Son kitap Gölge Ateşi ne başladığımda yavaş yavaş herşey çözümlendi derken ohaa bu nerden çıktı filan dediğim yerler oldu, 790 sayfa bu kitaba çok az geldi. Keşke daha uzun olsaydı dedim. Ama sonu herşeye değdi.. Bir tek Dani'ye üzüldüm. Mac ile barıştırıp öyle final yapsaydı keşke. Netten anladığım kadarıyla Dani'nin ana karakter olacağı başka bir seri olacak. O yüzden onu da okuyacağımdan eminim. Barrons'un tüm acılarına son veren ve onu olduğu gibi kabul eden Mac nihayet huzura erdi sevdiceğiyle Gülmek :) Çokk beğendiğim bir seri oldu. Herkese tavsiye ederim.. “Yavaşça derin nefes al,” dedi Barrons. “Üstesinden gelebilirsin. Zihninizi buna yoğunlaştırın Bayan Lane.” Aceleyle biraz hava yuttum. Hiçbir faydası olmamıştı. “Nefes alın, dedim. Sudan çıkmış balık taklidi yapın, demedim.” Karanlık Ateş Ben ona hiçbir zaman aşağılık hergelenin tekisin dememiştim. O da bana eğer benim milyon dolar değerindeki halılarımı yakarsan saklandığın yerden çıkarırım seni dememişti. Ben de ona bebeğim gel de çıkar bakalım çıkarabiliyorsan dememiştim veya senin yatağın Dublin’deki son güvenli yer olsa oraya girmeyeceğim dememiştim… “Bir gün girmeyi düşünebilirsin,” dedi sakin bir ses tonuyla. Kan Ateşi