Keyifle okuduğum, bence şu dediğimde beni yanıltan bir kitaptı.
Fantastik kitap sevmeme rağmen bu kitap çok sıktı okurken beni. Akıcı bir hikayesi yoktu bence. Son 100 sayfaya doğru hikaye netleşiyor ve anlıyorsunuz. Karakter detayları sığ kalmış, konu yarım yarım anlatılıyor. Başta başka bir konu sonda başka bir konu var gibi hissettim. Kısacası pek bepenmedim, inşallah yazarın 2.kitabıda böyle değildir.
Geç kalmışım sanırım yazarın kitaplarını okumaya. Çünkü bir çok kitabı var ve ben daha yeni okudum. Anlatım dili, Türkçe'yi kullanışı, şiveli anlatımı beğendim. Kuyucaklı Yusuf ve hikayesi okunmaya değerdi.
Bu kitabı karşı komşumun eşi göndermiş, severim diye düşünmüş. Sevdimde... Okurken o kadar garip bir duygu geldi ki; sanki yazarla içiçeydim. Anlatım dilini sevdim. Kelime veya cümle oyunlarını severim, bu kitapta da vardı.
Yazarın anlatım dilini seviyorum, yormadan okunuyor kitapları. Savaşın getirdikleri, acı düşen aileleri, ülkeyi anlatış biçimi iyiydi. Tolganay Ana'nın toprağı ile dertleşmesi, evinden 3 oğul bir eş şehit vermesi, gelini ile yaşadıkları, hayat mücadelesi, umut güzel aktarılmış. Az sayfa sayısı ile bir çok duygu aktarılmış. Tavsiye ederim...