Arka kapaktaki Bridgerton yazisini gorunce basladim ama bir tik hayal kirikligina ugradim. Adam sapik gibi bisi , tamam sonlara dogru aciklamis yazar ama giris icin hic hos bir karsilama olmuyor. Kiz da saf mi alik mi anlayamamistim ama zekiymis neyse ki. Dik duruslu ,agzi laf yapabilen kadin bi karaktere denk gelmek cok zor. Bu kiz iyiydi o acidan.
Daha ciklit tarzi birsey bekliyordum ama yetiskin sayilabilecek bir kitapmis. Bir suru mistik varlik ve insanlarin ic ice yasiyor olmasi fikri ilginc geldi. Kafa dagitmak icin okunabilir. Bitisinden anladigim kadariyla da seri gibi sanki .
Ortalikta dolanan bircok ozlu soz yazara aitmis galiba onu farkettim. Bircok konuya ve hayata dair nokta atisi cumlelerden olusmus mini bir kitap diyebiliriz. Yazarin hayat ve fikri gorusunu tanimlamak adina okunabilir.
Bu kitabin filmini de izlemistim. Oda guzeldi ama kitap cok baskaymis. Soluksuz okutuyor kendini.
Bastan sona o kadar cok olay yazmis ki yazar hem merak ettiriyor hem de yoruyor. Okudukca narnia hissini de fazlasiyla veriyor. Bilemedim ya. Sevdim mi sevmedim mi karar veremiyorum.
Quentin'in sacma sapan heyecan arayisi bunda da devam etmis. Hatta ilk kitapta neredeyse ustunkoru gecilen julia karakteri ana karakter olarak dahil olmus. Hatta hatirlamakta zorlandim kimdi bu diye. Baslarda kitap yine bir tik bogdu beni ama sonlara dogru heyecan kazandi. Genel olarak fillory evreninde bozulmalarin meydana gelmesi ve bu bozulmayi durdurmak icin tesadufen ogrendikleri 7 altin anahtari arama yolculugunu islemis yazar. Julia icin ekstra bolumler koyarak onun bu deli tavirlarinin olusma hikayesini bolum bolum anlatmis ama o kadar detaya gerek var miydi bilemiyorum. Cidden sıkıcıydı cunku.