gökyüzübenim, 64 adet değerlendirme yapmış.  (4/10)
Nefha
Nefha

6

‘’Ateş Canına Yapışsın’’ romanının devam kitabı. İlk kitabı öyle sevmiştim ki bu 2. kitap için beklentim hayli yüksekti. Beklentimi karşılamadığını belirtmeliyim. Okurun merakını cezbedecek, bir an önce okumaya teşvik edecek bir dayanak noktası da yoktu esasen. Zaten bu yüzden de konu bir yerde tıkandı, gitmedi. Öte yandan işlenmesi hayli zor bir konu. Bu yönüyle takdir ediyorum. Serinin 3. kitabı çıkarsa onu da okuma niyetindeyim.

Berlinli Apartmanı
Berlinli Apartmanı

7

‘Berlinli apartmanı’, cinayet romanı çevirmenliği yapan bir kadının kendisini bir cinayet olayının ortasında bulmasını anlatıyor. Roman oldukça akıcıydı. 2 gün içinde zorlanmadan bitirebildim. Okuduktan sonra yazarın ilk kitabı olduğunu öğrendim. Kitabı güzel bulmakla beraber bazı eksikliklerinin olduğunu söyleyebilirim. Bu tarz romanlarda genel olarak mevcut olan gizemlerin sonradan çözülmesi durumu ve okuyucuyu ters köşe yapan unsurlar yoktu. Sürprizleri olan bir roman değil. 2-3 yerde de bariz yazım hataları vardı. İlk roman olmasını da göz önüne alarak yazarın diğer kitaplarını da okumaya çalışacağım.

Kumral Ada Mavi Tuna
Kumral Ada Mavi Tuna

7

Roman şimdiki ve geçmiş zaman olmak üzere iki kısımda işleniyor. Şimdiyi anlatan her an oldukça boğucuydu. Öyle ki kitaba başladığımda yarım bırakmayı düşündüm. "İnsanlar bu kitabı neden bu kadar sevmiş ki?" sorusu yakamı bırakmayınca devam ettim. O zaman anladım. Çünkü geçmişin anlatıldığı her ayrıntı fazlasıyla güzel. Kitabın ortalarındaki malum anda, bir el kalbimi sıktı. Roman bitti ama bu his geçmedi. Uzun zamandır böyle hüzünlü bir kitap okumamıştım. Karakterlere (özellikle Tuna'ya) sarılabilmeyi çok isterdim. Kitabın sonlarında, karakterlere de kendilerini anlatmaları için söz hakkı verilmesi çok güzel düşünülmüş. Keşke her kitapta olsa aslında. Yarım bırakmadığım için mutluyum.

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı (Harry Potter, #3)
Harry Potter ve Azkaban Tutsağı (Harry Potter, #3)

10

Nasıl yapıyorum bilmiyorum ama çoğu seriye orta kitaplardan başlamayı başarıyorum. Harry Potter serisine de Zümrüdüanka Yoldaşlığı’yla dahil olmuştum. Derken seriyi tamamlamaya karar verdim. Açıkçası ilk iki kitaptan sonra ‘Azkaban Tutsağı’ ilaç gibi geldi. Kurgusu baştan sona mükemmel. Özellikle şamarcı söğütün okula dikilme hikayesine bayıldım. Kitabın sonlarına doğruysa gözlerim dolmadı desem yalan olur. Hagrid’in de pek çok kez dediği gibi ‘’Şu Dumbledore büyük adam.’’ Kitaplar her zaman filmlerinden daha kıymetli olmuştur benim için. Ama Hermonie’nin bu büyülü dünyada durmaksızın ders çalışması insanı gerçekten hayrete düşürüyor. Bu kadar abartılı olmayan, filmdeki halini kesinlikle tercih ederim. Harry Potter dünyasıyla ortaokul yıllarımda tanışmıştım. Şimdi 25 yaşımda yine aynı heyecanı hissediyorum. İyi ki varsın J.K.ROWLİNG.

Uzunharmanlar'da Bir Davetsiz Misafir
Uzunharmanlar'da Bir Davetsiz Misafir

10

Sezgin KAYMAZ 'ın tarzını çok seviyorum. Olay örgüsü, aktarılan düşünce derken insanı bir yerden yakalıyor. Hikayeyi anlatıp geri çekilmiyor çoğu yazar gibi. Muhakkak anlatacağı başka şeyler de oluyor. Bu konuda bence bir romandan daha fazlasıydı. Hemen bitmesin diye epey oyalandım. Ancak her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi bu da bitti. (Bakın bu da denklem!) Tekrar okumak için sabırsızlanıyorum.

Ateş Canına Yapışsın
Ateş Canına Yapışsın

9

Cennetten kovulma hikayesinin, başarılı bir Sezgin KAYMAZ yorumu. Okurken bu kadar eğleneceğimi tahmin bile edemezdim. Azazil ve Adem arasındaki çekişme çok hoş bir şekilde ortaya konmuş. İnsan ikisinde de kendinden bir parça buluyor. Bu yönüyle, bu çekişmede tam bir taraf tutmak mümkün değil. Kitap beni fazlasıyla düşünmeye sevk etti. Birkaç gün daha aklımdan çıkarabileceğimi sanmıyorum. Okurken bu kitap mutlaka bir tiyatro eseri olarak sunulmalıydı diye düşündüm. O haliyle de çok keyifli olacağına eminim. Umarım bu düşüncem bir gün gerçekleşir. Sezgin KAYMAZ benim son büyük keşfim oldu. Diğer kitaplarını da okuyacağım mutlaka.

Gaipten Sesler
Gaipten Sesler

3

Beğendiğim bir kısa filmin kaynağının ‘’Gaipten Sesler’’ olduğunu öğrenince kitaba başlamaya karar verdim. Kitap bir radyo programı çerçevesinde, programa gelen konukların anlattığı korku hikayelerinden oluşuyor. Bu anlamda romandan ziyade öykü kitabı diyebiliriz. Ancak üzülerek söylemeliyim ki özgün bir eser değil. Okurken izlediğim çeşitli filmlerden ve Stephen KİNG romanlarından esintilerle karşılaştım. Korku- gerilim olduğu iddiasıyla sunulan öyküler maalesef beklentiyi karşılamıyor. Kitabın tek artısı ‘oku dinle’ özelliğiyle, korku hikayelerini okurken bir fon müziği sunması. Ancak bu da kitabı yüceltmeye yetmiyor.