gökyüzübenim, 64 adet değerlendirme yapmış.  (1/10)
« geri  
Saklı Bahçeler Haritası
Saklı Bahçeler Haritası

8

Şahane roman, şahane anlatım. Bayıldım. Genelde karakterlerin anlatımına göre kısım kısım bölünmüş romanlarda, bazı bölümlere daha çok bağlanırız. Ama ben bu kitabın her köşesini çok sevdim. Sayfalar geçip gitsin de bitsin bu roman diye düşündüğüm tek bir an olmadı. Kitap hakkında hiçbir bilgim yokken, konusunu bile bilmiyorken, sadece yazarın kalemine güvendiğim için okumaya başladım. Kitaplığımda yer kalmadığı için uzun zamandır halk kütüphanesinden aldığım kitapları okuyorum. Bu roman da onlardan biriydi. Ama öyle sevdim ki yanımda yöremde olsun istiyorum. Satın alıp, ilerde tekrar okumak niyetindeyim. Kırdığım puan, sonunun bağlanışındaki hoşnutsuzluğum ve bazı kısımların biraz hızlı geçişinden. Ancak yazar böyle takdir etmiş. Sadece puana yansıması benim için bu şekilde oldu. Tavsiyemdir. Pişman olmazsınız.

Zindankale
Zindankale

7

Nasıl değerlendirsem bilemediğim bir roman oldu. Kötü mü? Asla değil. Yeterince iyi mi? Emin değilim. Kelebek etkisi temalı her şeyi fazlasıyla seviyorum. O yüzden benim için dikkat çekici oldu. Ama sürekli olarak tekrarlayan cümleler biraz yıldırıcıydı. Yaşanacak 2. ihtimalde -okuyanlar anlayacaktır.- ‘daha kötü’ ne yaşanabilirdi anlamadım. Yazar da öyle düşünmüş olacak ki boşlukta bırakmış. Gölge ve ışık oyunlarıyla ilgili çok daha tatmin edici cevaplar bekledim, olmadı. Hiç tahmin etmezdim ama tepkilerine en bayıldığım ve sesli güldüğüm karakter Rüveyde oldu. Genel anlamda, romandaki fazla kaderci yaklaşım bana göre değil. Sanırım beni en çok iten şey buydu. Ayrıca Sezgin Kaymaz’ın bambaşka hayatlar yaşayan roman karakterlerini bir şekilde bağlamasını çok seviyorum ama bu kitapta biraz zorlama olduğunu hissettim. Yazarın diğer kitaplarını okumaya devam edeceğim.

Unutma Dersleri
Unutma Dersleri

7

Oldukça uzatılmış, sündürülmüş güzel bir konu var elimizde. Nermin Yıldırım'ın şahane anlatımı olmasaydı sanırım bitiremezdim. Ama yazar, en sıradan durumu bile sıkılmadan okutacak kadar usta bir kaleme sahip. Kitabın sonlarına doğru, çözülecek bir gizem bekledim ve beklentim giderek arttı. Maalesef umduğumu bulamadım. Ama yazarı, diğer kitaplarıyla takip etmeye devam edeceğim.

Aramızdaki En Kısa Mesafe
Aramızdaki En Kısa Mesafe

7

Bir ailenin anatomisi. Ne roman denebilir ne de öykü. Öyle gerçekçi ki, anı kitabı olarak değerlendirilse yeridir. Kendimi bir adamın çocukluğuna, gençliğine ve yetişkinliğine şahit olmuş gibi hissettim. Her Barış Bıçakçı kitabı gibi mideye yumruk yeme etkisi yaratıyor. Yazarın kitaplarını okumaya devam edeceğim.

Bizim Büyük Çaresizliğimiz
Bizim Büyük Çaresizliğimiz

8

Son zamanlarda okuduğum, duyguları en gerçekçi anlatan kitap. Hiçbir aşırılığı yok. Olsaydı böyle olurdu, böyle yaşanırdı, böyle hissedilirdi. En nihayetinde benim duygu durumum da yazara göre hareket etti. Kitaptan biraz içim buruk ayrılıyorum. Başka türlüsü mümkün değil.

Kıyamet Park
Kıyamet Park

7

Alper Kamu serisini çok sever çok da gülerim. Yeni kitabı da büyük bir merakla beklemiştim. İşleniş biçimi olarak serinin diğer kitaplarından daha farklı ve sevmediğim bazı noktalar oldu. Öncelikle teknolojinin devreye girmesinden pek hoşlanmadım. Alper Kamu serisini bana sevdiren, olaylar arasında kurulan mantıksal bağ oldu her zaman. Ve ben bu bağın klasik yöntemlerle kurulmasını daha çok seviyorum. Bana göre bu durum Alper Kamu’yu hikayelerdeki asıl gerekli adam kılıyordu. Öte yandan kitabın sonuna kadar ana karakterin “sıradan bir çocuk” gibi aksettirilmesinden de bir parça rahatsız oldum. Evet, Altan karakterinin seriye farklılık kattığı çok açık. Ama Alper Kamu’nun özel bir çocuk olmasına dair ana düşünceyi sarstı ve aslında hareketlerini normalleştirmiş oldu. Oysa seriyi özel kılan ana karakterin normalden oldukça farklı bir çocuk olmasıydı bana göre. Kitabın sonlarına dek, kendi adıma rahatsız edici bulduğum noktalar devam etti. Ancak sonrasında satranç bölümüyle eleştrilerim törpülendi. Aradığım Alper Kamu’yu kitabın sonlarında buldum. Ayrıca yazmadan geçemeyeceğim; seriyi ne zaman okusam Amcabey, Tahtakafa ve Kız Tevfik’i görünce çok eski arkadaşlarımı görmüş gibi mutlulukla doluyor içim. Onlarla beraber bir masanın etrafında toplanmak ne güzel olurdu. Teşekkürler Alper Canıgüz. Bize güzel insanlar, güzel kitaplar kattın.

Kaptanın Teknesi
Kaptanın Teknesi

2

Sezgin Kaymaz’ı keşfettiğimden beri her kitabını okumaya çalışıyorum. Öyle ki, bu okuduğum 7. Kitabı. Ama maalesef o kadar büyük bir zaman kaybıydı ki yazarı okumaya biraz ara vermeye itti beni. Arka kapak yazısında “ Kafa kızlar” olarak tabir edilen roman karakterlerinin kurgulanışı tam bir felaket. 27 yaşında ve üniversite son sınıf öğrencisi olmasına rağmen; silgisini koparıp sınıf arkadaşlarına atan, sinirlendiği zaman dil çıkaran bir ana karakterden bahsediyoruz. Böyle bir karakter değil üniversite, lise son sınıf öğrencisi olarak bile kurgulanamazdı. Üstelik 331 sayfalık kitabın her zerresinde olan bu kafa kızlar(?) arasındaki sohbetler o kadar bayağı ki, karakterlerin üniversite öğrenimi görmekte olan 2 genç kadın olduğunu kabul etmek çok güç. Bu yorumumu yanlış anlayanlar olacaktır. Ancak bir roman okurken beni rahatsız eden şey hiçbir şekilde karakterin küfretmesi veya toplumca hoş görülmeyen sözler söylemesi olamaz. Ben bizzat romanın yazım dilini abes buldum. Kitapları hiçbir zaman atlayarak okumam. Bu kitapta kendimi çokça zorladım. Elimden bıraktığım anda kitaba asla dönmeyeceğimi bildiğim için her şeyi bir kenara bırakıp bitirmeye çalıştım. Yazı dilinin kötülüğü kurguyla telafi edilebilir umudum, olumsuz sonuçlandı. Okumamış olmayı tercih ederdim. Yazarı ilk kez okuyacak arkadaşların, yazarın diğer kitaplara yönelmesi çok daha iyi olacaktır.

« geri