yazar düzenlemeleri
Daytuna, 60 adet değişiklik yapmış.  (4/12)
Daytuna, Kürk Mantolu Madonna başlıklı kitabın açıklamasını düzenledi

eski halini göster | yeni halini göster | değişimi göster

Her Tanıtım Yazısı:

Her
gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk Mantolu Madonna'yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum.' imi bekliyordum.

Kimi
tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. apıtlarında Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.
11 yıl, 2 ay
Daytuna, Genç Werther'in Acıları başlıklı kitabın açıklamasını düzenledi

eski halini göster | yeni halini göster | değişimi göster

Bana Kitaplarını yollayayım mı? diye soruyorsun.Dostum, Tanrı aşkına onları benden uzan tut.Benim artık bir rehbere, kışkırtılmaya ve alevlenmeye ihtiyacım yok! Yüreğimin heyecanı bana yeterli.Üstelik onu uyutacak bir ninniye bile ihtiyaç duyuyorum.Bu ninniyi de Homerosta fazlasıyla buluyorum.Kaç kez kanım kaynayıp taşarken, onun yardımıyla söndürmüşümdür! Ah, sen bu yüreği bilmezsin! O ne denli, ne uçarıdır bilsen! Bunu sana mı soruyorum? Sen ki benim tehlikeli bir durgunluktan çoşkun bir sevince, tatlı bir hüzünden azgın bir çırpıntıya düştüğüme tanık olarak, kaç kez benim için kaygılanmış, üzülmüşsündür!İşte bu nedenle, kalbimi hastalanmış bir çocuk gibi nazlandırıyor ve şımarmasına ses çıkarmıyorum.Sakın bunu kimseler duymasın!Çünkü öyle insanlar vardır ki, onlara göre bu büyük bir suç, bir günahtır.!

******

... Werther´in aşkı sınırsızdır, yani bir anlamda kendisi dışında hiçbir yasak tanımaz. Werther, onu taşıyan, tutan ve kendisinin sorumlu olduğu bir toplumda yaşamamaktadır. Tek başınadır; zaten bu yüzden de kitap monolog tarzındadır. Ne arkadaşlık ne aile, ne vatan ne de kilise birbirine bağlıyor aşıkları. Sadece aradığı birlikteliği tanıyor, amaç sadece sevgiliyle bir bütün olmak, bu da ona yasak olduğu için dünyadan göçer. Bütünleşmek için kendisinden başkasında yaşamın anlamını ve varolmanın değerini bulamayan sınırsız aşk, aynı zamanda trajik olma tehlikesini de içinde taşır... ...

************

Evrensel
Tanıtım Yazısı:
Evrensel
boyutlara ulaşmış ünüyle bugün dünya edebiyatının en büyük yazarlarından biri sayılan Goethe, henüz yirmi beş yaşındayken yazdığı Genç Wertherin Acılarında, Werther'in Acıları'nda, kısa bir süre önce Charlotte adlı genç bir kadınla yaşadığı mutsuz ilişkiden yola çıkmıştı. Edebiyat dünyasına, karşılıksız aşkıyla intihara sürüklenen Romantik kahramanı "Romantik kahraman"ı armağan eden bu büyüleyici mektup-roman, şiirselliği ve yaşama tutkulu bakışıyla okuyucuları mıknatıs gibi kendine çekmişti. Almanyada Almanya'da bütün gençliği etkisi altına alan romanın, birçok intihara neden olduğu, Wertherin Werther'in giydiği mavi frak, sarı yelek ve çizmelerin döneminde moda yarattığı, Napoléonun Napoléon'un bile kitabı sürekli yanında taşıdığı söylenir.Son söylenir.
Son
derece duyarlı ve tutkulu bir genç ressam olan Wertherin, Werther'in, düşsel dostu Wilhelme Wilhelm'e yazdığı mektuplardan oluşan Genç Wertherin Werther'in Acıları, edebiyatta akılcılığın yerini alan duygusallığın bir başyapıtıdır.

************

Felsefe, bilim, sanat ve şiir gibi konularda sayısı yüzelliyi aşan yapıta imza atmış olan Goethe, yalnızca Almanyanın değil, tüm Avrupanın en önemli dehaları arasında sayılır.Goethenin en güzel romanı olan Genç Wertherin Acıları, kendisinin yaşadığı bir aşkın esintisiyle kaleme alınmış, yayınlandığı 1774 yılından beri de, kuşaktan kuşağa aktarılarak ölümsüz bir aşk romanı haline gelmiştir.Yayınevimizin eksiksiz bir çeviriyle sunduğu bu yapıtta kendi duygularınızda bir şeyler bulacaksınız...

******
11 yıl, 2 ay
Daytuna, Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında başlıklı kitabın yazar bilgilerini düzenledi

"" olan yazar(lar)ı "" olarak değiştirdi.
11 yıl, 2 ay
Daytuna, Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında başlıklı kitabın edisyon detaylarını düzenledi

Yayınevi düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali Doğan Kitap
Format düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali boş
Edisyon düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali 2. Baskı, 2012
Dil düzenlenmiş, eski hali boş, yeni hali Türkiye Türkçesi
11 yıl, 2 ay
Daytuna, Yaşama Uğraşı başlıklı kitabın açıklamasını düzenledi

eski halini göster | yeni halini göster | değişimi göster

Ilkgençlik yıllarının geçtiği köy Tanıtım Yazısı:
Acı çekmek hiçbir anlamda bir ayrıcalık, bir soyluluk belirtisi, Tanrıyı hatırlatan bir özellik değildir. Acı çekmek hayvanca, insanı hırpalayan, sıradan, gereksiz
ve çiftlïk ortamı, Cesare Pavese nin ilk şürlerine hava gibi doğal bir şeydir. Elle tutulamayacak bir şeydir acı; insan ne kavrayabilir, ne de karşı çıkılabilir; zaman içinde vardır- zamanla aynı şeydir; olmadık zamanlarda insanın karşısına çıkması sadece kendisini izleyen anlarda, insanın son işkence anını yeniden yaşadığı ve bir sonraki nöbeti beklediği sürede acı çeken kimseyi savunmasız bırakmak içindir. Bu nöbetler gerçek anlamda acı değil, bize gerçek acının süresini, sıkıcı ve bıktırıcı sonsuzluğunu duyuran sinirsel canlılık anlarıdır. Acı çeken kimse her zaman daha sonraki ve ondan sonraki nöbetin bekleyişi içindedir. O an, acının onu beklemekten yeğ tutabileceği sırada gelir. O an, insanın boş yere zamanın akışı kesmek için, bir şey olduğunu hissetmek için, bu hayvanca acının sonsuz etkisini bir an için bozma amacıyla haykırması gelir - bu haykırış acıyı daha da korkunçlaştırsa bile.

Ara sıra, ölümün ve cehennemin de böyle zaman ve sonsuzluk içinde değişmeden, anlara bölünmeden, bir daha hiç ölmeyecek bir gövdede akan kan gibi durmadan akan bir acı
olduğu kadar Ay ve Şenlik Ateşleri adlı ilk romanına da esin kaynağı oldu. Çocukluğu yoksulluk içinde geçti. Lisedeyken iki yakın arkadaşının intiharları, Paveseyi çok etkiledi. Ondaki intihar eğilimi, böyle başladı. Üniversitede edebiyat okudu. Amerikan edebiyatının dev yapıtlarını İtalyancaya çevirdi. Özgürlük ve demokrasi ağırlıklı çevirileri ve yazılan yüzünden Faşist yönetimce tutuklandı, bir kuşkusuna kapılır insan.

Ah! Şu kayıtsızlığın gücü! Budur taşlara milyonlarca
yıl kadar hapis yattı. Kısık sesli bir kıza aşık oldu. Bu aşk, Cesare Paveseyi, içedönüklükten ve aşağılık duygusundan kurtarmıştı. Ancak kısık sesli kızın alaycı sözleri, yazarı yine intihar düşüncesiyle yüz yüze getirdi. Kadınlardan nefret eden, karamsar bir insan oldu. İlerleyen yıllarda iki kez evlenmeye kalktıysa da, olmadı. Hayal kırıklıklarıyla dolu bir yaşamı 1950 yılına kadar sürdürebildi. Yalnız Kadınlar Arasında adlı romanına, İtalyanın en büyük edebiyat ödülü olan Strega Ödülü verilmişti. Ödülünü almak üzere, Romaya bir uyurgezer gibi gitti. Ödülü aldıktan sonra, 1935 yılından beri tuttuğu bu günlük dışındaki bütün yazılarını, notlarını yok etti ve 26 Ağustos 1950de, küçük bir otel odasında, uyku haplarıyla intihar etti. Bu günlükte gündelik olaylardan çok, bu büyük yazarın sanatıyla ilgili düşüncelerini bulacaksınız. Ölümünden iki yıl sonra Yaşama Uğraşı adıyla yayınlanan bu çok değerli kitabı ilk kez tam metin olarak yayınlıyoruz. değişmeden dayanabilme olanağı veren.
11 yıl, 2 ay