Bin Dokuz Yüz Seksen Dört (1984)

Hayatınızı, düşüncelerinizi yerle bir edip sizi yeniden yaratıcak. Kesinlikle muhteşem.

okuyacaklarıma ekliyorum

geçmişi bilmem de geleceğimizin yazıldğı kesin.Şu anda bir yerlerde birileri sevabına geleceğimizi yazıyor

mobese türkiye'de gözümüze çarpan unsur. bir de ingiltere gibi neredeyse her adımın kapalı devre kamera sistemleri ile gözetlendiği ülkeler var.
buna karşın son zamanlarda tüm bilgilerimiz bir bilişim ağında olsa ne olur diye düşünmeye başladım. sanırım 1984'ün en güzel unsurlarından biri tam adını hatırlamadığım doğruluk bakanlığı idi. hani gazeteleri yeniden basan, geçmişi yeniden düzenleyen. asıl tehlike bu. yoksa bilgilerin bir yerde depo edilmesi sorun değil, zaten biz zamanla bunu kendimiz yapıyoruz.
soru şu: bir gün uyandığımızda geçmişimiz yeniden yazılmış olursa ne olur?

mobese denilen kamera sistemi ile bu gün her şehirde en az 100lerce kamera tarafından izleniyoruz.
teorik olarak mobesede görevli bir polis memurunun biz evimizden çıktığımız andan itibaren gezdiğimiz her yerde bizi takip etmemesi mümkün değil.
bu sebeple farkında olmasak bile normal davranışlar sergileyemiyoruz.
en iyilerdendir bu kitap.

yıl 2011 oldu ama hala büyük biraderin gözleri üzerimizde,mobeseler,vatandaşlık numaraları,cep telefonları,sanki yıllar öncesinden bu günü yazmış gibi george orwel..

Milenyum çağı ile birlikte 1984'te anlatılan bigbrother kurgusu artık sanal alem üzerinden yürümektedir. Mobesa kameralarının sürekli izlemesi, matrix, oldu olacak bir numara versinler hepimize de takip etsinler...vb tüm hükümetlerin özgür bireyi kontrol altına alacağına dair korkularımızı bugün her gittiğimizi yeri facebook,twitter gibi sitelerde işaretleyerek, kimlerle olduğumuzu da saniye saniye belirterek insanlık olarak biz yapıyor ve ilgililere yardım ediyoruz, bigbrother'a gerek kalmadı maalesef.
Öncelikle bu kitabın okunmasını ve ardından da güncel dünyada işlediği noktalara perspektif katmak için "google,agumented reality, sosyal medya stratejileri" konularında bulabileceğiniz makaleleri de okumanızı tavsiye ederim. Ardından kitabı tekrar okuyunca dehşet daha da net vuruyor suratımıza.

V for Vandetta'yı da ekleyelim o zaman

Matrix havasına sahip olan ama 1984'e daha çok göndermede bulunan Equilibrium filmi, her ne kadar aksiyon ve eğlence tabanı yoğun olsa da, fikir olarak fahrenheit 451 ve 1984'ün karışımı gibi duruyor.

1984 olağanüstü bir kurgu. Hayvan Çiftliği ile beraber okununca büyük bir dehayı yansıtıyor. Oysa Paris ve Londra'da Beş Parasız ve Papazın Kızı kitapları okununca aynı zekayı bulmak mümkün değil.
Uç bir fikir gibi gelebilir ama Matrix filmi de bana 1984'ü hatırlatmıştı. Hatta Stalone'nin kötü oyunculuğuyla çekilmiş gelecek kurguları da 1984'ün esasına işaret eder. Sinema üzerinden de izlenebilir bir eserdir 1984 veya özündeki faşizm kurgusu.