Açlık Oyunları (Açlık Oyunları, #1)

Aşk hikayesi değil elbet,ama aşkın hayatın dışında bir kavram olmaması nedeniyle,aşkın olmaması böyle bir kurguda dahi ilginç olurdu.

Kitapta asıl konu kesinlikle aşk değil. Hatta ortada aşk diye bir şey yok ilk kitap için konuşursak. Sadece rol yapıyor Katniss. Fakat sonrasında Peeta'ya gerçekten önem veriyor ve seviyor. Ama o kadar aksiyon içerisinde aşk o kadar da göze batmıyor bence. Aşkın normalden biraz daha öne çıkmasının sebebi bence 1. tekil şahıs olarak anlatılmasıydı. Toparlarsak Açlık Oyunları bir aşk kitabı değil, ama Alacakaranlık bir aşk kitabı. Bu yüzden ikisi karşılaştırılmamalı.

Aşk kitabı olduğunu düşünenler tamamen yanlış anlmaışlar olayı. Açıklayayım; Açlık Oyunları'nın ana konusu Capitol adlı ülkede her yıl Açlık Oyunları yapılır, 12 bölgedende kurayla belirli yaşlar arasında biri erkek diğeri kız olmak üzere 2 çocuk seçilir. 12 bölgeden toplanan bu çocuklar bir arenaya bırakılır ve ölümüne savaştırılırlar, kalan tek kişi yarışmanın galibi olur. İlk kitapta Katniss'te Peeta'yla birlikte oyunlara katılır. Aralarında aşk geçer ilerleyen kitaplarda fakat kitabın ana konusu aşk değil kesinlikle,aşk arka planda. Yani kitap yaşam mücadelesini ve ilerleyen kitaplarda çıkan isyanları konu almakta. Kitap ütopik bir uyarlama, tam olarak bilim-kurgu olduğu söylenemez, çok fazla olağanüstü olaylar yok, anlatılanlar geleceğin Amerikasını anlatmakta. Mükemmel bir seri, filminin kitap kadar güzel olduğunu söyleyemem ama zaten kitaptan uyarlama fimlerde hep eksiklikler vardır, bunda da var. Yinede film gayet güzel yapıldı, film zaten bayağı uzundu, kullanılmayan çok sahne var, bunlar DVD de yer alıyor, yer verilmeyen konular olsada duyguları güzel yansıtan bir film, zaten kitaptaki kadar ayrıntılı bir film olsa belki de en az 4-5 saatlik bir film olurdu. Haksızlık yapmayın lütfen.

Daha filmi izlemedim ama kitaptaki aşk muhabbetleri bile beni fazlasıyla olayın akışından saptırdıysa (burda kastettiğim şey,yıllarca tek bir galibi olan oyunların kurmaca bir aşk öyküsü uğruna amacından saparak 2 galip çıkmasına olanak tanımasıydı) o zaman film hepten cılkını çıkarmış demektir.Belki de bu seriyi bu kadar uzatan aşktı ama bu serinin tadını veren şey kesinlikle aşk değildi.Aksine konunun marjinalitesiydi.
Ayrıca şunu da belirtmem gerekirse,serinin diğer iki kitabı kesinlikle ilk kitabın tadını vermemişti.

Kitap filmden kesinlikle daha iyi. Ve aşk romanı denemez bu kitaba. Okumanı tavsiye ederim.

POST_MORTEM sana bir konuda katılmıyorum,
"aşk muhabbetleri bile beni fazlasıyla olayın akışından saptırdıysa (burda kastettiğim şey,yıllarca tek bir galibi olan oyunların kurmaca bir aşk öyküsü uğruna amacından saparak 2 galip çıkmasına olanak tanımasıydı)" demişsin ama tek galip varken iki galip çıkması aşk yüzünden olayın akışından sapması değil bilakis olayın belkemiği idi bence, çünkü serinin diğer kitaplarındada okumuşsundur mutlaka oyunların finalinde bu şekilde bir değişiklik yapılması hem düzenleyenlerin itibarını zayıflatmış hemde halkı bunlarla uyutmaya çalıştıklarını kanıtlamış oldu, ayrıca yapılanın aşk yüzünden olmadığı oyunları düzenleyenlere blöf olduğu okuyucuya ve izleyiciye yansıtıldı..

Film olan kitapların hepsinde muhakkak bir eksiklik vardır.Açlık Oyunları çok akıcı bir kitap içinde aşk,aksiyon,dram..vb. şeyler çok rahat bulabilirsin. Aslında bu kitap gelecekten kesitler sunuyor.İnsanlar varlık içinde yokluk yaşıyor.Güçlü ve zeki olan kazanıyor.Bence türünü tam anlamıyla öğrenmek istiyorsan okumalısın çünkü okumaya değer bir kitap.

Filmin kitabı yansıttığına kesinlikle inanmıyorum. Özellikle Açlık Oyunları kitabının bendeki etkisini yıkmamak, okuduğum son "çok satan"ı kötü anmamak için yapıyorum bunu.

Bana kalırsa, Collins, kitabı yazarken, aksiyon öğelerini yerleştiremediği yerlere Katniss-Peeta- Gale aşk üçgenini yamamış. Tabi bir de, bu kitabın genel olarak hitap etmesi düşünülen bir aralık var. O aralık da içinde "çekişmeli" bir aşk hikayesi geçmeyen kitaba yanaşmayacaktır. Aynı anda hem fantastik okurlarını hem de romantikleri çekmek amaçlanmış.

Bir yüzde vermek gerekirse ... ilk kitap için yüzde otuz diyebilirim. Serinin diğer kitapları -yanlış hatırlamıyorsam ikinci kitap- duygusallığı daha ön plana çıkarıyor. Ve post_mortem'e katılıyorum: serinin devamı ilk kitabın tadını vermiyor. Ancak yine de okunabilir.

Alacakaranlıkla yarıştırılması konusunda da nacizane fikrimi belirtmek isterim: Alacakaranlık çıktıktan ve özellikle gençler tarafından beğenildikten sonra hiçbir seri onunla yarışamadı, Açlık Oyunları hariç ... Diğer kitaplar -vampir günlükleri, gece evi serisi- hep Alacakaranlık'a paralel bir şeyler temsil etti ancak Açlık Oyunları farklı bir konuyu ele aldı. Ütopik olanı değil, insana ve insanın kötü yanlarına yakın bir mevzuyu işledi. Doğal olarak rekabet oluştu.

Açlık oyunlarının bir aşk hikayesi olduğunu düşünmüyorum. Açlık oyunları çok başka birşey. İçinde dostluk,aşk,kardeşlik,aile sevgisi,özgürlük,nefret gibi birçok insanı duyguyu barındıran bir kitap. Tek bir sözle ifade edilemeyecek bir kitap. Basit bir Teenage serisi değil. Farklı anlamlar taşıyan ve günümüzde kitapta yaşananların farklı şekilde tezahur ettiği GERÇEK bir kitap.

Kesinlikle kötü bir sinema uyarlaması, bu yüzden aşk ağırlıklı gelmiş olabilir size. 1. kitapta açlık oyunlarını ve aksiyonu iyi yansıtmış ama sinemada çok az değinilmiş. 2.ve 3. kitapta, hikayede yaratılan dünya düzeni üzerinde daha çok durulmuş, bilimkurgu tadıda var. Biraz şişirilen bir seri bence. Ama işin ilginç tarafı Battle Royale isimli bir japon filmine çok benziyor-muş buda bi hayal kırıklığı yaratmadı değil..