Dublörün Dilemması

En Son Değerlendirmeler

10 puan

Gerçek bir zekanın ürünü.. Sağlam bir kurgu, kendine bağlayan karakterler. Kelimeler nasıl güzel birbirini kovalıyor öyle kitabın içine nüfuz edip kaybolmak istiyor insan. Kesinlikle tavsiye ediyorum.

8 puan

Bu adamın tarzını beğeniyorum

8 puan

Tek eleştireceğim şey "Ben bildiğim her şeyi romanımda bir şekilde yazayım." üslubu.

8 puan

Kitap yarısına gelene kadar fazla bir şey vadetmedi. Ama sonra vites yükseltti. Başından beri farklı bir üslup kullanıldığını anlıyorsunuz kitapta ama sırf şahsına münhasır diye güzel bir kitap olması gerekmiyor. İşte bana yarısına kadar kitap hakkında bunu düşündüm ki neden sonra roman renklenmeye, daha eğlenceli ve sürükleyici bir hal almaya başlıyor. Yazarın oldukça iyi bir birikimi var ve bunu neredeyse okurun gözüne sokuyor. Kısaca, Türk edebiyatı için farklı şeylerin başlangıcı olabilecek bir kitap ama şimdilik daha fazlası değil benim için. Yazarın sonraki kitaplarını okuyup üzerine daha fazlasını koymuş mu bir bakmak lazım.

8 puan

Kitap, çağdaş kültürü içinde barındırdığı ve kelime oyunlarının bolluğundan dolayı kendisini bir çırpıda okutuveriyor.
Bence dublörün asıl dilemması, olay akışına hic bir faydası olmadığı halde serpiştirilen gereksiz bilgilerin genel kitlenin üzerinde pek fazla durmayacağı şekilde ustaca yerleştirilmesinin, okuru "ben şimdi iyi bir kitap okudum" ve ya "ben kötü bir kitap okudum" yorumunu yapmada dilemmada hatta muammada birakmasidir. Sonuçta amaca ulaşılmış.

Kitabı bitirdiğimde Murat Menteş' e bir şekilde ulaşıp "Canımın içi, böyle romanlar yalnızca filmlerde olur." demek istedim. "E ben yazdim romanlarda da oluyormuş" filan der diye hemen vazgeçtim. Ne me lazım adam kelime cambazı sonuçta.

7 puan

Murat Menteş, birden farklı kahramanın gözünden olay örgüsünü inceleyen; parlak ve zekice bir planı işleyen; yer yer kelimeleri ve cümleleri ile okuyucuyla oynayan cambaz bir yazar. Eğer film olsaydı bu okuduklarımız çok tanıdık gelirdi eminim ki. Mizahi yanı da güçlü olan yazarımızın bu kadar ünlü olmasına şaşırmıyorum. Çünkü insanlar eğlenceyi hayatlarının temeline alıyor ve bu kitaplar eğlendiriyor. Ve bunu "güldürürken düşündüren" klişesi ile sağlıyor. Bu kötü değil, aksine sevimli. Tabi herkesin sempatisini toplamayabilir.
Yazar hakkında asılsız çıkarımlar yaptıktan sonra kitaba gelebiliriz. Kabul etmeliyim ki Ruhi Mücerret'ten daha iyi bir hikayeydi. Bunun sebebi karakterleri daha samimi bulmamdan kaynaklanıyor.

-Spoiler-

Nuh Tufan'ın Çöplük fikri, İbrahim Kurban'ın saydığı ihtimaller ve Habip Hobo'nun "Bir erkeğin hayatında...." ile başlayan cümleleri. Her bir karakterin bölümünde kendine özgü ve tekrarlı olan şeyler, beni karaktere daha çok bağlıyor.

Ruhi Mücerret'te olaylar silsilesi iki ağızdan anlatılırken, Dublörün Dilemması dört ağıza bölünüyor. Bu karakterleri daha fazla tanıma imkanı demek.

Karakterlerin kitaplar arasında yolculuk yapması (bknz: Habip Hobo'nun gizliajan olarak Ruhi Mücerret'te görünmesi) ve bol bol genel kültür göndermeleri benim hoşuma giden şeyler. Bazı kimseler bu genel kültür göndermelerinin, okuyucunun gözüne sokulduğunu ve itici olduğunu düşünebilir ama ben bilmediğim şeyleri öğrendiğimi düşünüyorum. (Avunmak)

Sonunu beğenmediğim bir kitap oldu. Çok yavandı. Ruhi Mücerret de öyleydi. Bu kadar iddiali yazıp böyle sonlar yazmak hayal kırıklığı resmen. Son satırdaki bilmeceyi çözebilen varsa beni de aydınlatsın.

-Spoiler-

Genel olarak akıcı olduğu söylense de buna katılamıyorum. Bazı kelimeler, cümleler ve paragraflar okurken beni çok yordu. Ancak tekrar tekrar okuyunca oturtabildim.

Filmi çıksın da izleyelim diyorum. Hatta Onur Ünlü yönetse ne güzel olur. Absürt mizahın aksiyonla, felsefeyle harmanlanması işte. Güzel şeyler bunlar.

8 puan

Başlarda hiç bir şey anlamadım ama sonradan öyle bir açıldı ki kitap elimden bırakamadım. Özellikle o isimler ve oranlar beni benden aldı. Gayet keyifliydi.

Okunası..

10 puan

Hayatım boyunca "en sevdiğim" kitap olacak..

Profil Resmi
9 puan

Çok mükemmel.

4 puan

Çok sevilen bir kitaptır ne var ki ben hiç sevmedim. Neden? Çünkü ben ekşici piçim. Hiçbir şeyi beğenmemeye and içmiş bir insanım. En azından bazıları benim için bunları söyledi.
Özgün ama gelişimi imkansız gibi duran bir tarzı var. Ne yaparsa yapsın bir süre sonra illa kendisini tekrar eder ki ben bunu henüz kitabın yarısı bitmemişken hissettim. Bakış açısı yer yer çok güzel, ifade ediş tarzı yine yer yer çok hoş olsa da bir yerden sonra bu hoşluk sıkıcı bir hale gelmeye başlıyor. Her şeyi benzetme üzerinden anlatmasından gerçekten çok sıkıldım.
Kitap güzel aslında ama o kadar övüldü anlatıldı ki ''bu mu lan peh'' dedirtti bana. Bak şimdi; mesela biri ''bana kitap öner'' dese, çok güzel göğüsleri olmadığı sürece kolay kolay kitap önermem. Okur, anlamaz, gelir ''güzel değilmiş'' der ve ben de Rouqentin misali çatalı gözüne batırmak isterim, ama göğüsleri güzelse çatal ile ilgili fantazim aklım gelmeyeceğinden kitap önerebilirim tabii(Off neyse ki bir şekilde yine göğüslere getirdim konuyu, bir an çok korktum gelmeyecek diye) Yabancı kitabını beğenmemiş bir adam için kitabı anlamamışsın diyebilirsin hatta bana sorarsan demelisin de zaten. Yeni Hayat' ı ya da Tutunamayanları beğenmeyenler için de bunu söyleyebilirsin mesela ama Dublörün Dilemması' nı beğenmeyen için bunu söyleyemezsin. Beğenmemişse sadece beğenmemiştir işte.
Kitap zeki bir yazarın elinden çıkmış ama Bukowski okurken ya da Nick Hornby okurken hissedilen ''dumanlı kafayla yazmış abi çok doğal lan'' hissi Murat Menteş' in bu kitabında hissedilmiyor. Her zaman bu hissi hissetmek zorunda değilsin elbette lakin kitap biraz da bu hissi uyandırmak için yazılmış izlenimi uyandırdı bende. Şimdi en büyük eleştirimi yapacağım;
Azıcık ona kendimi göstereyim, dur bu eksik kalmasın azıcık da bu tarafa yaranayım, biraz da şundan ekleyeyim kafasıyla yazılmış bir kitap sanki. Bakın ben istesem edebiyat parçalayabilirim, bakın ben solculuktan anlarım, bilimsel bilgilerimi duysanız poponuz tavana vurur, ben sanattan anlarım, derdi bana aşkı da yine bana sorun, din mi dediniz? doğru adrestesiniz, ahh lirik anlatım benim işim...
Şimdi ben Murat Menteş azıcık ondan azıcık bundan almış demiyorum kesinlikle. Bir intihal ithamım kesinlikle söz konusu bile olamaz lakin biraz İhsan Oktay, biraz Bukowski, biraz o, biraz bu işte karşınızda özgün tarzıyla bendeniz Murat Menteş... Yemez abi ama aynen devam kitap cidden iyi kitap yine de. Yalnız köşe yazılarını okurken, bu kitabı okuduğum sırada aldığım keyiften çok daha fazlasını alıyorsam ikinci bir kitabını almak yerine hergün Yeni Şafak alırım daha iyi.

Edit: Ya şu iyi kurgu mevzusuna da bir gireceğim. Sadece bu kitap için değil zaman zaman benim de yediğim bir halt olmakla birlikte her aksiyon romanına ''çok iyi kurgusu var hocam ya'' deniyor. Nedir iyi kurgu bir anlatın ne olur? Ben kısa bir fıkra ile anlatmaya çalışayım tepkimi;

Boğaza 3. köprü için ihale açılmış. Amerikalılar demiş ki; ''biz iki kıtadan köprüyü yapmaya başlarız. Tam ortada en fazla 20 cm bir farkla iki ucu birleştiririz. O fark da zaten fark edilmez.'' Japonlar demiş ki; ''biz de iki kıtadan köprüyü yapmaya başlarız. Tam ortada en fazla 10 cm bir farkla iki ucu birleştiririz. O fark da zaten fark edilmez. Çinliler demiş ki; ''biz de iki kıtadan köprüyü yapmaya başlarız. Sonrasında ortada iki uc birleşti, birleşti; birleşmezse 1 değil 2 köprünüz olur.''
Sadece bu kitap için demiyorum bu tarz pek çok kitapta yazar iki köprüyü ortada birleştirdi diye ''çok iyi kurgu ya'' oluyor. Yok bir de birleştiremeseydi...

9 yıl, 1 ay
10 puan

Çılgın, oldukça zeki ve hiperaktif bir yazım tarzı.Yazar kelimeleri ahenkle dans ettirirken, güldürüyor, düşündürüyor ve zekasına hayran bırakıyor.Kitabın konusu, kişilerin isimleri, kurgular şaşırtıcı derecede iyi. Bölümlerin kopuk kopuk olması da hiç rahatsız etmedi beni. Okurken bağlantısı kurulabiliyor. Bu arada kitabı anlamak ve beğenmek de herkesin harcı değil :))

10 yıl, 10 ay
4 puan

Asgari bir zekaya ve yine aynı ölçüde bir kitap okuma alışkanlığınız varsa kitabın öyle hayatın sırrını veren yada bazı satıları okuduğunuzda İngiliz Premier Lig seyircilerinin müthiş bir şuttan sonra çıkarttırdığı o uğultulu şaşkınlık ve heycan belirtisini göstereceğiniz bir kitap değil. Bunu bilmeniz lazım. Bunun yanında tek düze bir okuma alışkanlığınız varsa, ülkemizde böyle şeyler, bu biçimde romanlarda yazılıyormuş, bazı kesimlerce de "pek beğeniliyormuş." Diyeceğiniz bir tarz kitaptır kendisi. Daha iyi bir seçimin varsa onu seç derim.

10 puan

Olay örgüsü çok iyiydi ve her şey birbirine çok iyi bağlanmıştı ve bence karakter isimleri çok iyiydi,karakterlerin mukemmel olmayışı da güzeldi.

Profil Resmi
4 puan

Marjinal görünme kaygısıyla lafı gereksiz dolandıran, konudan durmadan sapan, anlamsız muhabbetlere dalan dili aşırı yorucu bir kitaptı.
bu nedenle ilginç kurgusuna odaklanmak zor oldu.
bir şey katmasa da yine de eğlenceli sayılırdı.
ama bu yazarı bir daha okumayı düşünmüyorum.

10 puan

Absürd komedi kavramını duydunuz mu, veya ne kadar içli dışlısınız? Aslına bakarsanız bu eser çok absürd komedi kategorisine giriyor denemez ama bence izleri gayet mevcut.İlk defa Murat Menteş'in kitabını okudum şiddetli tavsiyeler üzerine.Kitapta ilk izlenim olarak kafadan anlatım tarzının farklılığı var ; hani böyle sanki çok ciddi bir şey söyleyecekmiş gibi ama birden bir bakıyorsun adam zırvalıyor şuan benim yaptığım gibi hehe.Çok kitap okudum diyemem ama kitap okurken kahkaha attığım hiç olmamıştı Japon Light novelleri dışında.Okurken yüzünüzde devamlı bir tebessüm bırakacak, yer yer bir o kadar da sarmalayacak sürükleyici garip mafyavari bilim kurgu daha bilmem ne kadar faktörü çarpıp ard arda sıralayıp karekökünü alın aha bu kitap için atfedin.Overrated olabilir ama Leyla da Mecnun'un abarttığı kadar güzel bir kız değildi, anladınız siz onu.

Profil Resmi
10 puan

bu neyin kafası arkadaş! bu nasıl incelikli bir zekanın ürünü? şok oldum, kahkahalar attım, üzüldüm, heyecanlandım. hem elimden bırakamadım, hem de bitmesin istedim.

Profil Resmi
10 puan

gerek karakter isimleri, gerek kurgusuyla son derece güzel, şükela bir kitap. geçen yaz okumama rağmen hala aklımdan çıkmayan hikayesiyle beni benden almış bir eserdir kendileri

8 puan

Yazarın okuduğum ilk kitabı. Muzip, eğlenceli bir anlatımı var. Romanın tamamına yayılan tamlama ve betimlemeleri ilginç buldum; üzerinde durup düşünülmüş ve sonrasında yer yer romana serpiştirilmiş olsa da. Oldukça da akıcı.

10 puan

Hani böyle olur ya bazen kitaptaki kelimeler sanki sizden çıkmıştır gibi gelir, o derece sizdir, o derece size aittir. Murat Menteş'in kitaplarında o durum çokça var işte. İnsanın içine işliyor. Bir bütün oluyorsunuz kitapla.
Aslına bakarsanız kitabı okumuyorsunuz, direkt olarak yaşıyorsunuz.

9 puan

en nihayetetinde bu akilalmaz idrak ve izan kriterlerini son haddine kadar zorlayan bu olağanüstü kitabı bugünokuma şerefine nail oldum Yüce isa adına!-; ne yok böyle bir kitap(!) ...-.adam düpedüz efsane yaratmış! bu kitapla başlı başına bir çığır açmış durumda... her sahnenin adeta kılı kırk yararcasına düşünüldüğü bu kitap tarafından, "alenen büyülenmiş" vaziyette sağa sola yalpalıyorum.kitap öncelik müthiş bir girizgâhla, adeta merhaba diyor okuyucuya, iyiliğin ve kötülüğün son haddine kadar kullanıldığı, bir türlü iflah olmayan ve baş döndürücü bir senaryo ile karşi karşiyaydık bu kez....yazar "hani yer yer olsa da", derin içsel fantezi merakına yenik düşse de "kaldı ki bunu yüzünün akıyla yapmış" kitabın başından beri sahip olduğu aksiyon, dukak uçuklatacak reddeye ulaşmış..."hele ki o onca şeyin arasına gizlenmiş ince espriler yok mu?" .. kitabın bu tarafına bayıldım gerçekten...bu ince noktalar, o hengamenin için de yerli yerinde o kadar güzel harmanlamış ki insanın mest olmaması elde değil...velhasılı bir hayli beğendim yanı beğenmenin ötesin de bambaşka şeyler hissettim ..basmakalıp bütün bütün klişeleri yerle bir edip, "kendi tarzını yaratmış" üstat; birçokları "Quentin tarantino" vari deseler de, aslına bakılırsa yazarın beyazperde üzerinde izdüşümü ,"Guy Ritchie" nitekim bknz : "ateşten kalbe,akıldan dumana" filmini seyretmiş olsanız ne demek istediğimi çok iyi anlarsınınız,;çünkü tarantino filmleri, seni dehşete düşürür ve aynı zamanda yüzünde tuhaf bir tebessüm bırakır lakın "Guy Ritchie " tarzı daha nahif, daha espirili va daha fazla aksiyonu boldur, yazar bu yüzden " Ritchie" ile fazlasıyla benziyor.

10 puan

Uzun zaman önce okumuştum ancak aklımda kalan cümle: bizim işte sezon yok; yaz kış içiyorum.

10 puan

Bekletimin üzerine çıkıp halay çeken kitap.çok kullandıgım fakat herkezin o ne dedigi "hötöröf" kelimesini görüp kahkaha atmamı sağlayan Murat Menteş'i ayakta alkıslıyorum.

10 yıl, 10 ay
Profil Resmi
9 puan

Aslında her insanın içinde ufak da olsa manyaklık vardır.

Profil Resmi
10 puan

Okuduğum ilk Murat Menteş kitabı ve son da olmayacak. Yazarın olayları, duyguları ve karakterleri anlatırken kullandığı dil çok hoşuma gitti. Sanki yazar okuyucuya kelimelerle bir şölen vermeyi amaçlamış. Kitaptaki baştan sona bütün cümleler özenle kurulmuş. Aşkı, hüznü, aksiyonu, sevinci, dostluğu ve fedakarlığı bu kitapta mutlaka bulacağınızı garanti ederim. Okunması gereken bir kitap...

10 puan

menteş zekası ve mizahıyla büyülüyor,mutlaka okunmalı.

10 puan

ileride edebiyat derslerinde yeni bir akım olarak bahsedilecegini tahmin ettigim "Afili Filintalar"dan Murat Menteş'in yazmış olduğu hoş kitap. Okunasidir.

6 puan

Oğuz Atay tutunamayanlar okuduğumda Murat Menteş'in Atay'dan etkilendiği oldukça hissediliyor. Dalgacı üslubu, karakter isimleri, yaratıcı hikayeciliği; tutunamayanlar ile benzer. En azından okuduğum 200 sayfaya kadar, sonrasını henüz bilmiyorum

10 puan

Dili cok akici,kurgusu film gibi.Ben en cok zeki bir yazarin elinden cikmis oldugunu belli etmesini ve kelimelerle oynamasini sevdim.

9 puan

İLGİNÇ BİR KURGU, FARKLI BİR KONU. KISACASI BEĞENDİM.

10 puan

muhteşem, olağanüstü. mükemmel bir anlatım :)

1 | 2 | 3 | 4