Beyaz Geceler

En Son Değerlendirmeler

8 puan

Kitabı beğendim.Kahramanımızın adı yok ama zaten buna gerek de yok,kendi kurduğu hayallerle yaşayan yalnız bir adam.Nastenka ile tanışır ona aşık olur.Dört gün boyunca yaptıkları tek şey bir banka oturup birbirlerini dinlemek olur.Birbirlerine kendi hayatlarını anlatırlar.Ama kitabın sonunda yapılan tercihler kahramanımıza üzülmemize sebep oluyor.Sadece dört günü anlatan bu kitap okurken beni sıkmadı.Hikâyenin ve karakterlerin naifliği çok hoştu bence.Zaten Dostoyevski benim en sevdiğim yazarlardan biridir.Karakterlerin psikolojik tahlillerini okuyucuya anlatabilme yeteneğine her zaman hayran kalmışımdır..

9 puan

Ahh Nastelka ahh

Profil Resmi
5 puan

Konusu çok klasik fakat Dostoyevski öyle zarif ve güzel bir üslupla anlatmış ki hikaye bambaşka bir boyut kazanmış. Bu kırık aşk hikayesinin tatlı hüznü uzun süre hafızamda yer edecek gibi.

9 puan

Ayrılık acısını sevgilisini koluna takıp Bebek'te 3-5 tur atarak atlatanların ya da '' ya benimsin ya toprağın '' diye peşine düşmeyen erkeği ERRRKEK kabul etmeyenlerin, er kişiyi sünepe, Nestanka'yı kezban edenlerin adını anmadığı Dostoyevski romanı: Beyaz Geceler.
Ama kimse sormuyor ki biz adamın ismini neden bilmiyoruz?

http://sebepsizyazarlasma.blogspot.com.tr/2014/06/yoksa-o-bir-anlk-da-olsa-senin-gonlune.html

Profil Resmi
9 puan

Elden bırakamadan bitecek bir eser

Profil Resmi
8 puan

Dostoyevski yazarlığının ilk yıllarında gazete için yazmış olduğu kısa bir hikaye...tabiiki okumaya değer güzellikte...beni şaşırtan dostoyevskinin bu kadar romantik ve iyimser bir şekilde yazması... Yer altından notlar ile kıyaslandığında yazarın ne kadar evrim geçirdiğini anlayabiliyoruz.

7 puan

"... Yoksa O, bir nebze olsun
Senin kalbine yakın olabilmek için mi yaratıldı?"

---SPOILER ALERT---

Hayalperest ve Nastenka'yı ayrı ayrı anlıyor, üzülüyorum. Kız başta "bana aşık olmayın... Bu imkânsız, sizi temin ederim." diye haklı olarak uyarıyor ve anlatıcımız söz veriyor ama hepimizin bildiği gibi; 'kalbimizi kime vereceğimize karar veremeyiz'
Tüm bunları düşününce Hayalperest'e kızamıyorum ve aynı şekilde hakkım olmadığını bilerekten Nastenka'nın aşık olduğu adama sırtını dönmemesine sızlanamıyorum (öyle yapmam haddime de olmazdı aksine fikri değişseydi külâhları değişirdik)
Bu kısa hikayede eleştirebileceğim tek nokta gelen itiraftan sonrası için olabilir. Nastenka'nın o ani yürek parçalayan umutsuz acıyla sağlıklı düşünemeyip "Onu hâlâ seviyor olsam da, eğer o beni bıraktıysa, beni unuttuysa..." diyerekten anlatıcımızın hislerine karşılık verebileceğini dile getirmesi oldu. Kendini kandırdı... Oysa ben de onun kadar bunu gerçekleştiremeyeceğini iyi biliyordum. Çünkü sırf biri sizi sevdiği için eskiyi unutup yeni birini sevmeye başlayamazsınız. Öyle yapabileceğini iddia edenlerde zannımca 'hoşlantı ve aşkı' birbirine karıştırmış demektir. O yüzden sonu olması gerektiği gibi bitti.

"Gittikçe üzerime bir haller geldi, otursam oturamıyorum, okusam okuyamıyorum, çalışsam çalışamıyorum, bazen gülüyor ve büyükanneme inadına bir şey yapıyor, diğer bir zamansa ağlıyordum."

7 puan

Beyaz Geceler, Dostoyevski'nin tam anlamıyla kabul görmediği bir dönemde (1848) ortaya koyduğu bir uzun öykü.

Bu öykünün kahramanı Petersburg'da yaşayan ve kendisini Hayalperest olarak tanıtan yanlız bir genç adam ve Nastenka adında saf ve genç bir kız. Konu ise Hayalperest'in Nastenka için taşıdığı karşılıksız aşk ve Nastenka'nın ise başka birine aşık olması.

Kitaba, "Sevgili okur" şeklinde bir hitapla başlanması suretiyle gösterilen okuyucunun dikkatini çekme çabası, sanki kitabın çok da sürükleyici ve okunması kolay olmadığının bir habercisi gibi... Hikâyenin "Hayalperest" ağzından aktarılan bölümlerini takip etmek, uzun cümleler ve yoğun betimlemelerden hoşlanmayan (benim gibi) okuyucu için gerçekten zor. Okurken, konuşma sırası Nastenka'ya gelsin diye kıvrandım açıkçası...

Hikaye bir tiyatro oyunu şeklinde yazılmış olsa, okunması daha kolay olabilirdi (Nitekim, bu hikaye aynı isimli bir radyo tiyatrosuna uyarlanmış; dinlemek isteyenler web'den bulabilir).

Nastenka, başka bir aşkın yolunu gözlerken, Hayalperest'in çektiği sancılar oldukça hüzün verici.

8 puan

garip bir aşk hikayesi. bu kitabın fazla tutulmamasının sebebi bence uç karakter tahlilidir. erkek abaza, kadın ise saf. dostoyevski sanki bu kitabı aşk aforizmalarını aralara serpmek için yazmış gibi bir his var. sonu da hayli ilginç biter. şaşırtır.

"Benim tüm yaşamım ancak koskoca bir sıfırdır, bir hiç, kurgulanmamış bir düştür..."

"Zaten insanlar mutsuz olmadıkça başkalarının mutsuzluğunu anlamıyor."

1 | 2 ileri