Factotum

Zengin olmayı düşleyen yoksul ve despot bir babanın cehenneme çevirdiği ergenlik döneminden sonra iki yıl Los Angeles Üniversitesinde gazetecilik bölümüne devam eden Charles Bukowski (Henry Chinaski) kararını verir. Babası gibi biri zengin olmak istediğine göre, o tersini isteyecektir. Aylaklığı. Ancak erken yaşta saptadığı bir hedefi vardır. Yazar olmak. Mukavva bavulunu alıp yola düştüğünde yirmi iki yaşındadır. Ucuz pansiyon odalarında sefaletle boğuşup yazmaya çalışırken kendine gerçek bir dost edinmiştir. Alkol. Bar Sineği filminde beş günlük bir kesitini senaryolaştırdığı bu dönem yaklaşık on yıl sürer. Eyalet eyalet dolaşıp, pansiyon kirası ve içki giderlerini karşılamak için sayısız ikinci, hatta üçüncü sınıf işlere girip çıkar. Bukowski roman, öykü ve şiirlerinde sık sık özlemle söz ettiği bu dönemi anlatırken mizahının ve onu çağdaş Amerikan edebiyatının önde gelen yazarlarından biri yapan eşsiz yalınlığının doruğundadır.

Zengin olmayı düşleyen yoksul ve despot bir babanın cehenneme çevirdiği ergenlik döneminden sonra iki yıl Los Angeles Üniversitesinde gazetecilik bölümüne devam eden Charles Bukowski (Henry Chinaski) kararını verir. Babası gibi biri zengin olmak istediğine göre, o tersini isteyecektir. Aylaklığı. Ancak erken yaşta saptadığı bir hedefi vardır. Yazar olmak. Mukavva bavulunu alıp yola düştüğünde yirmi iki yaşındadır. Ucuz pansiyon odalarında sefaletle boğuşup yazmaya çalışırken kendine gerçek bir dost edinmiştir. Alkol. Bar Sineği filminde beş günlük bir kesitini senaryolaştırdığı bu dönem yaklaşık on yıl sürer. Eyalet eyalet dolaşıp, pansiyon kirası ve içki giderlerini karşılamak için sayısız ikinci, hatta üçüncü sınıf işlere girip çıkar. Bukowski roman, öykü ve şiirlerinde sık sık özlemle söz ettiği bu dönemi anlatırken mizahının ve onu çağdaş Amerikan edebiyatının önde gelen yazarlarından biri yapan eşsiz yalınlığının doruğundadır.


Değerlendirmeler

değerlendirme
7 puan

Kitapla aynı adı taşıyan filmi de var. Kitap, hiç değiştirilmeden olduğu gibi -elbette bazı yerleri kesilerek- filme uyarlanmış. Matt Dillon harika bir Bukowski performansı sergiliyor. Bukowski' nin kendisi de bu kadar olurdu yani en fazla. Benim asıl ilgimi çeken ise Lili Taylor oldu. Kitabı okurken kafamda tasarladığım Jan' in aynısını gördüm ekranda. filmin değerlendirmesine filan girmeye gerek yok. öyle çok övülecek bir film yok elbette ortada ama Bukowski' yi sevenler mutlaka izlemeli diyebilirim.
Kitap Bukowski kitabı işte. Yiyor, içiyor, işlerden kovuluyor. Yiyor derken sadece yemek değil ama hatun da yiyor bol miktarda. Hatta Bukowski' nin en çok hatun götürdüğü kitap bu olabilir. Yine de en sevdiğim Bukowski kitabı diyemem. Bir kere gereksiz uzun, ama tabii Bukowski' nin o özgün üslubu ve Avi Pardo' nun muazzam çevirisiyle bir şekilde okutuyor kendisini kitap. Avi Pardo demişken; bir kitabı orjinal dilinden okuduysanız bile yine de varsa Ahmet Cemal çevirisini de okuyun gibi bir şey okumuştum bir yerlerde. Şimdi ben Avi Pardo için diyorum bunu. Bukowski' yi orjinal dilinden okusanız dahi yine de bir de Avi Pardo' dan okuyun.
Okuduğum ilk Bukowski kitabı olsa da en sevdiğim Bukowski kitapları arasında ilk 3' e giremez. Gel gelelim bu kitabın kötü olduğu anlamına gelmiyor. Ne beklediğinizle alakalı bir durum bu. Tek karakter üzerinden ilerleyen, o karakterin içtiği kahveleri, biraları, şarapları, puroları ve yediği hatunları anlatan kitapları hep sevmişimdir. Ama diğer Bukowski kitaplarını okuduktan sonra gördüm ki bu adamın nasıl bir yazar olduğunu anlamak için ve bu adamın kitaplarından keyif almak için bu kitap gerekmediği kadar uzun. Öykülerinden oluşan kitapları ya da Kaptan Yemeğe Çıktı Ve Tayfalar Gemiyi Ele Geçirdi isimli veda busesi kafi gelir kendisini okumanın keyfine varmak için. Son olarak; güzel içiyor lan adam.

8 puan

Bir ınsan bu kadar çok vurdumduymazken nasıl simdi dünya çapında bir yazar olmuş diye düşünüyordum: Bu kitap ile anladım ki Onun tek hayali zaten yazar olmaktı ve hangi işte çalışırsa çalışsın yazarım ben diyordu... Her türlü pisliği gördü, yaşadı ve yazdı. Hepimizin iğrenerek baktığı bir yaşayışı varmış, umarım hala öyle yaşamıyordur. :)

10 puan

Bitmesin diye elimden attığım nadir kitaplardandır. Bukowski. Hayatını harcamış adam. Ne için? Değmiş mi? Değmiş. Kendi hayatı için olmasa da, okurları için, değmiş. Serserilik dünyada en çok sana yakışır! Heyt!

7 puan

klasik bukowski işte...
hep kaybeden, hep ayyaş, hep esaslı.

6 puan

Bukowski'nin en sevdiğim ktiabına bile sadece 6 puan verebiliyorumş. Ama düşündüğüm zaman bu kitap bile bana kendini hatırlatamıyor.

9 puan

gerçekten merak ediyorum roman tarzında mı acaba ? yoksa kısa kısa köşe yazıları gibi mi ?

Profil Resmi
4 puan

Kitap su gibi aktı, gitti... Ancak ne hikayeyi ne de roman kahramanını hiç sevmedim. Ayyaş, vurdumduymaz, gamsız, beş para etmez, işi gücü içmek, sıçmak ve sevişmek (aslında sevişmek değil ya neyse!) olan beş para etmeyecek, yüzüne bile bakmayacağım bir tip. Bana göre boş ve gereksiz kitap...

Profil Resmi
1 puan

dünyanın gereksiz ve pornogrofik kitaplarından bir tane daha.

4 puan

Sanırım öyle bir hayatı beğenen insanlar bu kitabı hoş karşılıyor. Ama benim pek ilgimi çekmiyor. Devamlı olarak kendini alkole vermesi , gereksiz dünya kadar detay vermesi ve olayların hep aynı çizgide devam edip öylece bitmesi sıkıcı yapıyor kitabı. Yada en doğrusu okur olarak doğru bir aday değilim yazar için :)

9 puan

okudukça okuyası geliyor insanın. sevimli bir kitap. güldüğüm ve iğrendiğim yerler oldu; çok çok sevdim.


Baskı Bilgileri

Karton Cilt, 8, 184 sayfa
2013 tarihinde, Metis Yayınları tarafından yayınlandı


ISBN
9753420549
Dil
Türkiye Türkçesi

Etiketler: hikaye (çeviri)

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

passiflora Aranel Beatnikyan
3 kişi

Okumuşlar

Magichan bilalante Barfuss duskdiyebiri canguneri
220 kişi

Okumak İsteyenler

nursah HeyHoLou kirmizikurnaztilki rare Gutter Ballet
51 kişi

Takas Verenler

akin gayethilal
2 kişi
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski