Kuralsız Okuma Grubu

Birlikte seçelim, birlikte okuyalım, isteyen ve okuyanla birlikte tartışalım📖📚📒


Tür: Genel | Açılış, 26 Temmuz 2018
<< tüm tartışmalar

Lugi Prandello (İtalya 1867-1936)-Karımın Kocası

Tartışma Cevapları
1 2 ileri »

11 ile 13 arası cevap gösteriliyor, toplam 13 cevap.
3 kişiden 3 kişi beğenmiş.

Evet aslında insan doğasındaki vahşilik/kötülük var. Onu törpüleyen bir çok bağda mevcut. Din ve inanç gibi.Evet ya olmasaydı? Bizi insanca yaşamaya, bir arada tutmaya, biz olmaya iten güç/güçler olmasaydı? Gerçekten şuan böyleysek o zaman ne olurduk merak ediyorum:)

5 yıl, 2 ay     
4 kişiden 4 kişi beğenmiş.

Birçok şeyi sorgulama üzerine bir hikaye. Ölüm, takıntı, suç işlememe sebebi vb..
Ben en çok ana karakterin Yaratıcı olmasaydı(bir bakıma ölüm sonrası hayat olmasaydı) yapacağı şeyi anlattığı kısmı ilgi çekici buldum. Kötü, kötülüğü yapan mıdır sadece? İmkanı olmadığı için kötülük yapmayanlar nedir? Ya da sırf korkularından dolayı kötülük yapmayanlara ne demeli?

5 yıl, 2 ay     
3 kişiden 3 kişi beğenmiş.

Merhaba herkese iyi haftalar:)
Geçtiğimiz hafta ki öykümüz İtalyan yazar Luigi Pirandello'dan Karımın Kocası

Yazarı tanıyalım...

Luigi Pirandello;
1867 tarihinde İtalya'da Sicilya'nın Güneyinde Agrigento'da doğdu. Varlıklı bir ailesi vardı. 1888'den itibaren Roma ve Bonn Üniversitelerinde felsefe ve filoloji okudu. Öğrencilik yıllarında şiir ve hikayeleri çeşitli dergilerde yayınlandı. 1891 de doktor unvanı aldı. 1893 yılında ilk önemli yapıtı Marta Ajata'yı yazdı. Bu eser 1901 de L'Esclusa adı ile yayımlandı.

1894 yılında Sicilyalı Maria Antonietta Portulano ile evlendi ve evlilik hayatı ile edebiyat çalışmaları da arttı. üç çocuk sahibi oldu.
1903 yılında babasının kükürt ocağının bir sel baskınıyla yok olması üzerine tüm serveti kaybetti. Bu durum sonucu eşi felç geçirip psikolojik şok nedeniyle akli dengesi tedavi edilemez bir şekilde sarsıldı. Pirandello durumu başlarda kabul edemeyip intiharı düşündüyse de zaman da bu duruma alıştı. Yaşadığı bu durumu anlatan ; 1904 yılında ilk romanı Mattia Pascal'ın Değişimi ile adını iyice duyurdu. 1919 da eşini akıl hastanesine yatırdı.

1907 de Roma'da pedagoji akademisinde profesör olarak atandı. 1908-1922 yılları arası İtalyan dili profesörleri yaptı. Sahne aşkı sayesinde o dönemde altı oyun birden yazdı.

ününü pekiştiren oyun yazarlığının öykülerinden kaynaklanan konular; insan kişiliğinin çok yanlılığı ile gerçek bene varmanın olanaksızlığa yakın güçlüdür. Keşin bir gerçek bulunmadığına, gerçeğin her zaman göreceli olduğuna inanan yanıyla, dönüp dönüp aynı konu ve kişileri canlandırırsa da, her seferinde yarattığı yeni çevre eserine de canlı bir değişkenlik katar. 1934’te Nobel Edebiyat Ödülü’ nü aldı. 1910’dan sonra başladığı halde 40’ı geçen oyunları, Mussolini’nin esirgemesinde kurduğu tiyatro topluluğunun değişmez repertuvarı oldu.

1925-1926 yılları arasında son ve en önemli romanı olan "Uno, nessuno e centomila" 'yı (Bir, Hiç kimse ve Yüz Bin) yazdı.

1934 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldıktan 2 yıl sonra 10 Aralık 1936 günü Roma'daki evinde tek başına iken zatürreden hayatını kaybetti.

Benim için yazarı tanışma kitabım Biri, Hiçbiri, Binlercesi adlı romanıydı. Çok severek okumuştum o kitabı. Tavsiye de ederim yani.:))

Pirandello’nun bu öyküde de okuduğum romanında tartıştığı asıl mesele gerçeğin ne olduğu, nasıl algılandığı, bunun bireylerdeki karşılığı...
Yakın zamanda ölecek olan adamın karısının ve çocuğunun yeni hayatı tanımlama, kabullenme/kabullenememe durumu.

Yazarın psikolojik çözümlemeleri biraz Freudyen, biraz varoluşsal biraz toplumsal...
Birkaç öykü kitabını araştırdım sahaflardan bulabilirsem alacağım, okumaya devam edeceğim:)

Keyifle...

5 yıl, 2 ay     
1 2 ileri »
Bu gruba katıl!
Grup Kütüphanesi
Tüm Gruplar