Kuralsız Okuma Grubu

Birlikte seçelim, birlikte okuyalım, isteyen ve okuyanla birlikte tartışalım📖📚📒


Tür: Genel | Açılış, 26 Temmuz 2018
<< tüm tartışmalar

Lugi Prandello (İtalya 1867-1936)-Karımın Kocası

Tartışma Cevapları
1 2 ileri »

11 ile 13 arası cevap gösteriliyor, toplam 13 cevap.
3 kişiden 3 kişi beğenmiş.

Merhaba Arkadaşlar,
Yorumlarınızı okuduktan sonra hikayeyi tekrar bir okudum, farklı bir hikaye mi okudum ben acaba diye :) Aynı hikayeymiş ama ne kadar farklı bakış açılarımız var, ne güzel :))
Hasta ve ölmek üzere olan bir adam Luca Leuci, öldükten sonra karısı okuyabilsin diye bir yazı yazıyor. Amacı şu; 'Siz benim hiçbir şeyin farkında olmadığımı düşünseniz de ben her şeyin son derece farkındaydım. Biriniz çok sevdiğim karım Euphemia, diğeriniz çok sevgili arkadaşım Florestano; iyiliğinizle beni daha hızlı öldürdünüz !' (bu benim yorumum tabi, hikaye alıntısı değil :))
3-6 ay ömrü kaldığını söyleyen Luca'nın zaten genç yaşta (40 olduğunu söylemiş) ölecek olması bir acı, arkasından en yakın arkadaşının yerini alacak olması daha büyük bir acı. Söze dökülmüş hiçbir şey olmamasına rağmen Luca, gördüğü ve hissettikleriyle biliyor ki karısı ve arkadaşı o ölür ölmez evlenecekler.. Bunu biliyor ama hiçbir şey yapamıyor üstelik onlara kızamıyor bile, çünkü ona inanılmaz iyi davranıyorlar ve bu Luca'yı onlara kızamayacak duruma sokuyor. Eşi ve arkadaşının, ölmeden önce ona bu kadar iyi davranarak vicdanlarını rahatlattıklarını böylelikle o öldükten sonra yaşayacakları mutluluğu hakkettiklerini düşündüklerini söylüyor.
" Ama ne yalan söyleyeyim, zaman zaman, ikisinin de birbirinden edepsiz birer insan olmayışına hayıflandığım da olur. Niyetlerindeki dürüstlük, duygularındaki incelik çok kere benim için zalimce bir işkence oluyor çünkü ölümümden sonra başıma geleceğinden şüphe etmediğim şeye karşı isyan edemediğimden, küçük çocuğuma, biricik oğluma, yakında ikinci babası olacak adama karşı bir evlat muhabbeti aşılamaya kendimi mecbur hissediyorum"
Kötülük kısmına gelecek olursak, kötülük yapmak değil de aslında böyle bir durumda her evli erkeğin yapacağı şey olay çıkarmak olur;
" Bana samimi olmayı öğrettiler. Samimi! Halbuki, şu bulunduğum vaziyette, benim için samimi olmak sadece öldürmek manasına gelebilir. Ciddi olalım. İnanç sahibi olmasaydım, Allah'a gerçekten inanmasaydım, ölümün ruhun hayatına son verdiğine kani bulunsaydım, toprak ayaklarımın altından kaydığı anda bir boşluğun, yokluğun bana kollarını açacağından emin olsaydım Florestano'yu öldürmez miydim, dersiniz?"

Burada Luca'nın kötü olduğunu söyleyemeyiz bence, insani bir davranış-tepki gösteriyor. Bizler de kızdığımız ya da çok kırıldığımız zaman birilerini öldürmek isteriz, belki hayallerimizde canlarını da yakarız ama bunu gerçekte yapmayız. 'Seni öldüreceğim!' demek bizi katil ya da kötü yapar mı?

5 yıl, 2 ay     
2 kişiden 2 kişi beğenmiş.

bu arada "kötülük" tartışması bu öykünün çağrıştırdığı bir konu olarak açıldı bence. Direk Luca Leuci kötü bir adam gibi bir düşünce bende de olmadı.

5 yıl, 2 ay     
2 kişiden 2 kişi beğenmiş.

Özlemcim senin de dediğin gibi herkesin içinde bir kötü var sonuçta :)
Herkesin yorumları çok güzel bence, farklı bakış açılarını görmek benim de hoşuma gidiyor. Ben bu hikayeyi ilk okuduğumda kötülüğün üstünde bile durmadım açıkçası, daha çok Luca'ya karşı acıma hissettim. Öleceğini bilmek ve kendinden sonra olacaklar için elinden bir şey gelmemek, o çaresizlik ve en sonunda da 'Ben yaşamadıktan sonra benden sonra olacaklardan bana ne' tavrı beni etkiledi, hüzünlendirdi diyeyim :)
Ben kızdığım zaman kardeşime 'Seni öldürürüm çocuk' diyorum yaa, içimde gizli bir katil varsa demek ki :))))

5 yıl, 2 ay     
1 2 ileri »
Bu gruba katıl!
Grup Kütüphanesi
Tüm Gruplar