Kitaplardan En Sevdiğimiz Alıntılar

Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...

Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)


Tür: Genel | Açılış, 27 Mayıs 2012
<< tüm tartışmalar

Kırık Ok- Ufuk Cengiz

Tartışma Cevapları
« geri ileri »

1 ile 1 arası cevap gösteriliyor, toplam 1 cevap.
0 kişiden 0 kişi beğenmiş.

‘’Gök hançer, töre bilmezin cevabını bağrında kızıla boyanarak verirdi.’’

‘’Tanrı Dağı’nın etrafını dokuz bey alsın
Dokuz beyin tuğları Tanrı Dağı’ndan aşsın
Tanrı, dokuz tuğa kut verip çerağ yaksın,
Dokuz beye tabii millet, Tanrı’ya ulaşsın.’’

‘’Türk’ün beği, Türk töresi gereğince son nefesini verene dek savaşır. Tüm çerisini yitirse de eyvah demez, düşmana pusat çalar. Çerisi ölüp de kendisi yaşayan bey değildir. Onun erkeklikle de işi yoktur. Çinin cilveli kadınlarından beterdir o bey dedikleri…’’

‘’Atların toynak ve kişneme sislerinin arasında birkaç cılız feryat duyuldu. O da Türk’e düşmanlık edenlerin sonu oldu.
Türkler de yılkı gibilerdi. Özgürlüklerine kast edildiği zaman önünüze çıkan her kim/ne olursa olsun bedelini öderdi.
Ödemiş ve ödeyeceklerdi de!’’

‘’Bilge ‘’Atamız Kutluk İlteriş Kağan’ın yaktığı Türk çerağı hiç sönmeyecek ve diktiği gök bayrak gökten hiç inmeyecek, Türk’ün canına kast eden düşman…’’ dedi ve kardeşi ile aynı anda Boz Kağan’ın boğazına sürerek kılıcını geriye çekti. Çıt çıkmıyordu seyredenlerde. Boz Kağan’ın bedeninde kalan son kanı da, bir hırıltı ile kesilen boğazından fışkırdı ve Bilge, sol elindeki kesik başı havaya kaldırarak sözünü bitirdi. ‘’… işte böyle Türk’ün mezarına balbal olur.’’

‘’Sevmek de söz mü? Kül’ün yüreği Ergenekon gibi eridi!’’

‘’Bir bakın tarihe! Türk’e baş kaldıranın sonu ne olmuş!’’

‘’Baş sensin ağabey! Senin yerin yüksekte. Sen savaşa hakim olabileceğin bir yerde olmalısın. Ellerin ise düşman ile uğraşta olmalı! Ben senin ellerin isem, baş’ın ve milletin esenliği için uğraşa en ön safta gitmeliyim.’’ Demiş, Bilge’yi ikna etmişti. Kül, artık Bilge Şad’ın, Türk’ün Batı Şad’ın ait orduların tek komutanıydı.
Ve bozkıra Kür Şad’ı yeniden hatırlatacaktı!''

‘’Bilge, kardeşi Kül’e teşekkür etti:
‘’Varlığın bu milletin varlığına sebep kardeşim, var olasın!’’
Kül, başı dik, sesi yüksek karşılık verdi:
‘’Türk’ün Bilge Bey’i şad olasın, baş olasın!’’
Söz Türk milletinde idi:
‘’Bilge Şad! Var olsun!
Kül Tigin! Var olsun!
Türk yurdu var olsun!
Tanrı, Türk’ü Korusun!’’

‘’Göğe doğru yay çeken Türk yiğitleri, ıskalamamak için bir kat fazla dikkat ederlerdi! Çünkü hedefe varmayan ok Gök Tanrı’yı incitebilirdi.
Kül, göğü hiç incitmedi.’’

‘’Türk’te töre böyle idi; kızı isteyen kağan soylu bey de olsa kız, istediğine eş olurdu.’’

‘’Türk milleti! Sizler,kutunu gökten, Ulu Tanrı’dan alan Türk Kağanının içinde yetiştiği ulu bir milletsiniz. Kılıcınıza eş kılıç, yayınıza eş yay ve bileğinize denk bilek yoktur. Özgürlüğümüze kast eden her kim olursa bunu cezasını çekecektir! Tarkanlarıma öğrettiğim düzeni işletirsek, -vakti gelenlerimizin dışında- kayıp vermeden düşmanı alt eder, Ötüken yurdumuza döneriz. Siz ulu Türk milleti ve ben Tanrı’nın kutsadığı ağabeyim Batı Şadı Bilge’nin kardeşi Kül Tigin! Size Tanrı’nın huzurunda ant içiyorum.
‘’Türk milletinin ölümsüzlüğü için!’’
Ve bütün ordu kılıcını göğe kaldırıp tekrar etti:
‘’Türk milletinin ölümsüzlüğü için!’’
Kül Tigin devam etti:
‘’Gök girsin, kızıl çıksın!’’
Tüm bozkır yankılandı:
‘’Gök girsin, kızıl çıksın!’’

8 yıl, 8 ay     
« geri ileri »
Bu gruba katıl!
Grup Kütüphanesi
Tüm Gruplar