Kitaplardan En Sevdiğimiz Alıntılar

Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...

Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)


Tür: Genel | Açılış, 27 Mayıs 2012
<< tüm tartışmalar

Dişi Kurdun Rüyaları - Cengiz Aytmatov

Tartışma Cevapları
« geri ileri »

1 ile 8 arası cevap gösteriliyor, toplam 8 cevap.
0 kişiden 0 kişi beğenmiş.
Profil Resmi

-Tanrı ve insanlar bir bütündür demek istiyorsun gibi geliyor bana?

-Bir bakıma öyle. Denebilir ki bütün insanlık Tanrı'nın bu dünyadaki bir imajı, bir görüntüsüdür. ınsanlık Tanrı'nın bir hypostase'ı (cevheri) dir. ınsanlık bir Gelecek-Tanrıdır. Yaradılıştan beri sunulan sonsuz imkanların Tanrısıdır.
Herhalde sen de farketmişsindir ki, vali bey, arzuların hep geleceğe yöneliktir.

ınsan bugün kendini olduğu gibi kabul eder, ama onun tabiatında yarın başka biri olmak vardır. Çok iyi yaşıyorsan bile, yarın çok daha iyi yaşamayı istersin.

Çünkü umut hep bizimledir, bizden ayrılmaz. O, Tanrı'nın ışığı gibidir ve hiç

sönmez. Gelecek-Tanrı sonsuzdur. Her şeyin esası, insanlığın bütün özlemlerinin, bütün faaliyetlerinin sonucudur. Bundan dolayı da O'nun tabiatı, iyi ya da kötü, merhametli ya da zalim, yani insanlar ne yapar, nasıl yaparsa, öyle olacak. Ne ekerlerse onu biçecekler. Gelecek Tanrısı budur. ıçlerinden her biri Hakk'ın bir parçası olduğu için, dünya tamamen onların ellerindedir. Böyle bir görüş yalnız kabul edilebilir değil, aynı zamanda zaruridir. Bu, insanlara dünyanın kaderini tayin etme hürriyeti veren Yüce Yaratan'ın iradesine de uygundur. ınsanlar, bütün günlerinin, bütün amellerinin tek sorumlusu ve yargıcıdırlar.
-Öyleyse, haber verdiğin o korkunç 'son yargı' ne oluyor?

-Son yargı... Hiç düşünmedin mi vali bey, son yargı çoktan başlamıştır ve devam etmektedir!

-Bütün hayalımızın son yargıdan başka bir şey olmadığını mı söylemek istiyorsun?

-Gerçeğe yaklaşıyorsun bay vali, Adem'in işlediği günahtan bu yana, tarih, maddi ve manevi ıstıraplarla akıp gidiyor. Yüzyıllardan beri insanlar birbirlerine zarar vermek için dövüşüp duruyorlar. Kötü kötüyü, yalan yalanı doğuruyor. Bu da, şu güneş altında yaşayan ya da yaşamış olanlar için az bir yük sayılmaz.

Cennetin kapıları kapanalı beri sayısız belaların kapıları açılmadı mı? Nice nice savaşlar, haksızlıklar, işkenceler, katliamlar, adaletsizlikler ve saldırılara maruz kaldılar. Dünyanın yaradılışından beri evrensel 'ıyi'ye indirildi bütün bu darbeler, eşyanın tabiatına aykırı olarak işlenen suçlar, herhangi bir son yargının verebileceği cezadan daha mı azdır? Tarihin ilk hedefi akıl yolunda, her şeyi sevgi ve merhametten oluşan ilahi yüceliklere yaklaştırmak değil miydi? Ama insanlar yüzyıllar boyu pek çok sıkıntılar çektiler ve daha çok uzun zaman çekecekler. Çünkü kötülük beldesi, sayısız dalgaları olan deniz kadar büyüktür.

Öyleyse hayat cehennemi hayal edilebilen dehşetlerin en büyüğü değil midir?

10 yıl, 7 ay     
0 kişiden 0 kişi beğenmiş.
Profil Resmi

Senin durumun bir istisna değil vali bey. Herkes, ya da hemen hemen herkes, iktidar sahibi olmak; başkalarına, kendi benzerlerinden bir tek kişi üzerinde olsa bile, hükmetmek ister. ışin fena tarafı da bu zaten. Dünyanın böyle kurulduğunu, başka türlü olmadığını söyleyeceksin. Kötü bir şey için her zaman mazeretler bulunur, ama kudret sahibi olma isteğinin, insan türünde ilk uğursuzluğu, ilk felaketi oluşturduğunu pek az kişi düşünür. Ve, pazarlardaki çöpçübaşından en kudretli imparatorlara kadar hepsi yakalanır bu hastalığa. ışte bu fenalık, fenalıkların en büyüğüdür ve insanlık bir gün bunu çok pahalı ödeme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Daha üstün, en üstün olmak ve yeni topraklar edinme susamışlığını dindirmek için mücadele eden bütün milletler mahvolup gidecekler, birbirlerini mahvedeceklerdir...

10 yıl, 7 ay     
0 kişiden 0 kişi beğenmiş.
Profil Resmi

Her ne ise, konuşmayı bitirmek için sadece bir şey daha söyleyeceğim: Bu fikirlerinle sen pek ileriye gidemezsin. Temel dogmalarla uğraşanları laikler de istemez ve aralarından atarlar. Çünkü her ideoloji esas olarak yalnız ve yegane gerçeğe kendilerinin sahip olduklarını iddia ederler. Bunu, çok acı bir tecrübe ile öğreneceksin. şunu da bilesin ki laik hayat, ilk bakışta sanıldığından daha katıdır.

Düşüncesizliğinin, yanlış hesaplarının bedelini ödeyecek ve benim bu sözlerimi de hatırlayacaksın. Bu kadar yeter.

10 yıl, 7 ay     
0 kişiden 0 kişi beğenmiş.
Profil Resmi

Üzerinde ilk defa senin yanacağın bir ateşi niçin tutuşturuyorsun? Sezarlar olmadan evren de olamaz, birinin kudreti, öbürünün itaati şarttır. Senin yeni bir düzen kurma ve yeni bir tarih meydana getirme çabaların boşunadır. Sezarların kendilerine ait ilahları

vardır. Onlar senin Müstakbel-Tanrı ya da Gelecek Tanrısı dediğin soyut, belirli konturları olmayan, sonsuz geleceklerde oturan ve ayrım yapmadan herkese ait olan ve demek ki kimseye ait olmayan bir Tanrı'ya tapmazlar.

Teneffüs ettiğimiz hava gibi olan bir Tanrı'nın değeri nedir ki? Herkese eşit şekilde dağıtılan bir şeyin değeri yoktur ve kimseyi ilgilendirmez. ışte bunun içindir ki Sezarlar dünyayı idare eder ve kanunlarını kabul ettirirler.

10 yıl, 7 ay     
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.
Profil Resmi

Bu umutların bedeli gelecekte dökeceği gözyaşları
olacaktı. Çünkü, hayalden doğan umutlar, genellikle zaman içinde kırılıp giderler, temelleri yoktur. Tıpkı köksüz bazı ağaçlar ve çiçekler gibi...
Hayallerin trayjik kaderi budur. Ama yine de hayalsiz yapamayız. ıyiyi ve kötüyü tanıyacağımız yolda yürüyebilmek için hayaller gereklidir...

10 yıl, 7 ay     
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.
Profil Resmi

Düşündüğüm, hayal ettiğim sahneyi aynen görür gibi oldum ve kendimde bir aşk hasretinin uyanmakta olduğunu hissettim. Bir kere daha, nasibim olacak kadına henüz rastlamadığımı düşündüm. Böyle birisi gerçekten var mıydı? ışi yokuşa sürmekten kurnazca bir zevk alarak, bütün ayrıntılarını işleye işleye bu durumu kendim yaratmış değil miydim? Konu üzerinde defalarca düşündüm ve her defasında yalnızlığımdan bizzat sorumlu, müşkülpesent bir insan olduğum sonucuna vardım. şüphesiz, genç bir kızın ilgisini çekecek özelliğim de pek yoktu. Her ne ise, yaşıtlarım arasında tanıdıklarımın büyük bir çoğunluğu benden belirgin bir şekilde daha şanslı ya da daha becerikli idiler.

10 yıl, 7 ay     
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.
Profil Resmi

Hayalden yoksun olmayan her insan, az çok tarihle eş zamanlı olabilir, geçici ve çeşitli zamanları bir başka kılık ve ortamlarda düşünce halinde yaşayabilir.

Düşüncesinde yaşattığı bu zaman bazen yüzlerce, binlerce yıl uzakta da olabilir.

Fakat, uzak bir geçmiş bir insanın kendi gerçeğine, gerçek durumuna çok yakınsa, çok uzak bir geçmişteki acı olayları bütün benliği ile benzer şekilde bizzat yaşamışsa; bu, ancak bir mazlumdur, zamanın trajik bir kurbanıdır, çünkü

o olayların seyrini ve bütün sonuçlarını önceden bilmektedir. Hiç bir şeyi değiştiremeyeceği için de ona sadece ıstırap çekmek kalır.

Yaşanan o olaylarda asla gerçekleşmeyecek olabilir adalet kavramı için, kendi hayatını feda etmek kalır. Bununla beraber gerçeğin galebesini ta geçmişte bile görmeyi istemek, bu susamışlık, kutsaldır. Büyük fikirler böyle doğar ve nesiller arasındaki ruhani bağ böyle kurulur, dokunur, örülür: Dünyanın mayası budur, bu sayede tecrübeler birikir ve sürekli olarak nesillere aktarılır. Ve bu sonsuz anışta, iyi ve kötü insanlığın sınırlı zaman ve mekanında, aynı dalgalar üzerinde yüzer giderler...

ışte bunun için şöyle denmiştir: Dün yaşayanlar bugün olanları bilemezler ama bugün yaşayanlar dün olanları bilirler ve yarın, bugünküler dünküler gibi olacaklardır.

şu da söylenmiştir: Bugünküler dün olanları yaşıyor, eğer yarınkiler bugün olanları unutur, hatırlamazlarsa, bu herkes için büyük bir felaket olacaktır...

10 yıl, 7 ay     
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.
Profil Resmi

Dünya her zaman bir kuvvetler topluluğu olmuştur ve bu hiç değişmeyecektir: Kuvvetli zayıfa hükmedecek, gelecekte de kuvvetli olanlar hükmetmeye devam edeceklerdir. Bu, değişmez bir kanundur, gökte parlayan yıldızlar kadar değişmez bir kanun. Onların konumunu kimse değiştiremez. ınsanların kaderi için bunca sıkıntıya katlanmakla ve onları hayatın pahasına kurtarmaya çalışmakla hata ediyorsun. Tapınakta söylenen hiçbir vaiz, hatta göklerde yankılanan hiçbir ses, onlara bir şey öğretemez! Çobanın peşinden giden sürü

gibi yine Sezarların peşinden gideceklerdir. Yine zenginliği, kuvveti onurlandıracak, yine en acımasız, en otoriter olanı sayacaklardır. Generallere övgüler düzecek, seller gibi kan akan savaşlardan sonra galiplerin zaferini, mağlupların aşağılanmasını kutlayacaklardır. Başka hangi başarılar ruhları

böylesine tutuşturabilir? Bundan daha güzeli yoktur ve bunun şöhreti de nesillerden nesillere aktarılacaktır. Ve her zaman bayraklar rüzgarda dalgalanacak, boru sesleri yankılanacak, kalpler daha hızlı, daha heyecanlı

çarpacaktır. Herkes düşman önünde bir adım gerilememek için yemin edecek, millet adına savaşlar kutsal ilan edilecek ve çocuklar vatan düşmanlarına karşı

nefret duygusuyla yetiştirileceklerdir. Hepsinin amacı kendi şeflerini mutlu etmek, başkalarının şeflerini mahvetmek, onlara diz çöktürmek ve milletleriyle birlikte onları köle etmek, topraklarını ele geçirmek olacaktır. ınsanlar her zaman bunun için yaşamış, bunun için ölmüşlerdir. Bunlar hayatın tadı ve manasıdır. Ve sen ey Nasıralı, sen bunları kabul etmiyor, lanetliyor, yoksul ve zayıflara saygı duyuyorsun. Bütün insanların iyi olmasını istiyorsun. Ama bizim avını kendi yakalayan canlılar olduğumuzu, çatışmadan duramayacağımızı, kan dökme zevkimizin ta içimize işlediğini ve yerleştiğini unutuyorsun.

10 yıl, 7 ay     
« geri ileri »
Bu gruba katıl!
Grup Kütüphanesi
Tüm Gruplar