Kitaplardan En Sevdiğimiz Alıntılar

Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...

Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)


Tür: Genel | Açılış, 27 Mayıs 2012
<< tüm tartışmalar

Atatürk'ün Avrasya Devlet-İsmet Bozdağ

Tartışma Cevapları
« geri ileri »

1 ile 1 arası cevap gösteriliyor, toplam 1 cevap.
0 kişiden 0 kişi beğenmiş.

‘’Dünyanın bize saygı duymasını istiyorsak, önce bizim kendi benliğimize sarılmamız ve bu gerçeğe ulaştığımızı dünyaya göstermemiz lazımdır. Milli benliklerini bulamayan milletler başka milletlerin avıdır. (Hakimiyeti Milliye 26.3.1923)

‘’ Sen,Devlet olarak istenmeyeni –hem de düşmanına- vermeğe kalkarsan, sana ne demek gerekir?
Üstelik ‘’börtü-böcek’’ soyundan gelen bir şeyler bağışlamıyorsun! Bağışladığın, uğruna sellerle kan döktüğün vatan toprağıdır’’

’’Çünkü, bu topraklar için –daha dün denilebilecek geçmişte- dereler gibi Türk kanı akıtmıştık! Elimizde; yarın yapılacak barış görüşmelerinde verilecek toprak tavizi bile kalmıyordu. Lozan’da bu yüzden kıvrandık durduk.’’

’’Mustafa Kemal Paşa, biliyordu ki, bu topraklar için, Müslüman Araplar,Müslüman Türkler, ‘’Gavur’’ İngilizlerle birlik olup sırtlarından hançerlemişlerdi! Acaba Cenbiyelerini Müslüman kanında yıkarken, besmele de çekiyorlar mı idi?’’

’’40-50’inci paralelin Asya bölümünde Anadolu’dan başlayıp Doğu Türkistan’a kadar uzanan alanda farklı adlar altında Türkler yaşıyordu… Onlar, dil tarihi din ve etnografik bir bütünlük içindeydiler. Ancak o gün, Sovyetler Birliğinin pençesi altındaydılar. Orada potansiyel bir Türk devleti yatıyordu! İşte yeni Türkiye’nin hedefi!’’

’’Türkistan’a ulaşmanın yolu; İran ve Afganistan üzerinden geçiyordu. Bu sebeple bu iki devlet, Mustafa Kemal Paşa’nın sıcak beraberliğinde olması gerekti. Atatürk özverilerinin kaynağı buydu!

’’ Bazı şeyler vardır ki bir kanunla, bir emirle, bir düdük çalarak düzeltilebilir. Ama bazı şeyler vardır ki, kanunla, emirle, milletçe omuz omuza boğuştuğumuz halde düzelmezler. Fesi atar şapkayı giyer adam, ama alnında fesin izi vardır. Siz sarıkla gezmeyi yasaklarsınız. Kimse sarıkla dolaşmaz. Ama bazı insanların başındaki görünmeyen sarıkları yok edemezsiniz. Çünkü onlar zihniyetin içindedir. Zihniyet, binlerce yılın birikimidir. O birikimi bir anda yok edemezsiniz; boğuşursunuz onunla sadece…Yeni bir zihniyet, yeni bir etik yerleştirinceye kadar boğuşursunuz onunla ve sonunda muvaffak olursunuz.’’

’’Tarih bağı kurmamız lazım… Folklor bağı kurmamız lazım… Dil bağı kurmamız lazım… ‘’

’’Ortak bir mazimiz var, bu maziyi bilincimize taşımamız lazım. Bu sebeple okullarda okuttuğumuz tarihi, Orta Asya’dan başlattık. Bizim çocuklarımız, orada yaşayanları bilmelidirler, orada yaşayanlar da bizi bilmeli’’

‘’ Dört savaş yorgunu Türk’e, bir nefes almak çok mu görülüyordu?’’

’’Lozan’da İsmet Paşa’nın en büyük gücü, Baş Murahhas yardımcısı Rıza Nur idi. Çünkü bu birkaç dil bilen, politikada yoğrulmuş ve mason çevresinde pek çok ahbabı olan Rıza Nur, rahatça konferansın alt yapısını hazırlayacak ehliyetteydi. İsmet Paşa’ya çoğu zaman, kotarılmış fikirlerin pazarlığını yapmak düşüyordu.’’

’’Aslında ben onlardan daha fazla heyecanlı idim. Büyük bir sorumluluk yükleniyordum. Bu sorumluluğun içinde yalnız hayatım olsa bir şey değil ; fakat memleketin kaderi de tercih ettiğim savaş biçiminde yatıyordu. Yalnız ben yenilmeyeceğim ; ordum yenilmeyecek, memleketimin son ümidi elden çıkacaktı! Ama ne yapayım ki başka çarem yoktu.’’

’’Oysa Hutbe’den maksat : Halkın uyarılması, uyandırılmasıdır. Yüz, iki yüz, hatta bin yıl önceki hutbeleri halka tekrarlamak, halkı cehalet ve gaflet içinde bırakmak gayesinden başka bir şey değildir!’’ dedi ve günümüzde süren Türkçe Cuma hutbesi geleneğini kurmuş oldu.’’

’’Hilafeti biz kaldıralım; ama İngiltere de dünyanın hiçbir yerinde kurdurmasın!’’

’’Bu meclis vatanın silaha sarılmasıdır! Milletin ta kendisidir! Bizler, millet iradesinin organıyız. İnsan ve silah kaynakları bulmak, onları kullanmak, savaş yapmak, barış yapmak, milletin kaderine imza atmak bizim görevimiz. Yasama, yürütme, yargılama idaresini bizzat millet adına kullanacağız.’’

’’Acaba, değerli BMM azayı kiramından bir Heyeti nasihanın askerlerimizi,Ulu dinimizin, ulu buyrukları ile aydınlatmasında hayırlı neticeler alınacağı düşüncemizi paylaşır mısınız? Takdirlerinize arz olunur.’’

’’Aramızda Milli Mücadelenin askerlik cephesini başaracak başka arkadaşlar da vardı. Ama savaştan sonra yeni bir Türkiye yaratacak tek kişi, Mustafa Kemal Paşa’dır. O olmasaydı, biz birbirimizi yerdik. Abbasi devleti gibi ‘’Tevaif-i mülük’’ halinde paramparça olurduk.’’

’’İşte böyle imkansız bir bütçeden 1924 yılında 200.000 lira tahsisat ayrılmış ve ‘’Türkiyat Enstitüsü’’ kurulmuştu. Mustafa Kemal Paşa, yok canından, işte bu koşullar içinde ‘’Büyük Türk Devletleri Birliği’’ hayali uğruna bu ölçüde fedakarlık yapmayı göze alabiliyordu.’’

’’Amerika başka kan ve kültürden gelen insanlarla Amerika Birleşik Devletleri’ni kurabilmişse; Türkler neden bir araya gelip ‘’Türk Cumhuriyetleri Birliğini kurmasın?’’

’’Devlet, geçen savaşta ‘’cihad’’ ilan etmişti. Ama ben Çanakkale’de, Irak’da Müslüman askerlerle savaştım! Demek önemli olan cihat değil, milletin birlik ve beraberlik ruhudur.’’

,’’Bu politikanın alt yapısında, politik bir amaç beslenmektedir. Türk dilinin konuşan, Türk kültürünü yaşayan, Türk tarihini oluşturan, Orta Asyada yaşayan Türklerin bütünleşmesi.!

’’Gazi Paşa’nın zihninde iki harita taşıdığı anlaşılıyor:
Biri: Anadoludaki Batı Türklerinin kurduğu Cumhuriyet!
Biri : Bu Cumhuriyettin, kanını, kültürünü paylaşan Türkistan ve Kafkas Türklerinin yaşadıkları toprakların haritası.’’

*’’Afgan Kralı Emanullah Han’a :
-Görüyorsunuz, Şah Hazretleri Asya’da yaşayan Türk ve Müslüman ülkeler, siyasi coğrafya olarak ne kadar bölünmüş olursa olsun, kültürde tam bir bütünlük arz ediyorlar. Dünya dengesi de bu bütünlüğün büyük önemi olduğunu bir gün kavrayacaktır!”

*’’Şah Pehlevi, Türkiye ve opera sözcüklerini kafasına sığdıramamıştı ve başarılabilceğinden emin değildi. Fakat perde açılmadan yapılan bir sunuş konuşmasında bu operanın kendisi için hazırlandığını ve şimdi temsil edileceğini duyduğu zaman, herhalde kulaklarına inanamamıştır.! Operalar tarihine, şerefine opera düzenlenmiş bir hükümdar olarak geçip, ebedileşecekti.
İşte Sadabat Paktının temelleri böyle atılmıştır.’’

*’’Silahlarımızı, Büyük Türk Ulusunu ezmek isteyenlerin gözlerinden gizleyelim. Amaç, düşman olsun. Amaca giden kurşun, Türkün Ülkü Kurşunudur.’’

*’’Birinci Dünya Savaşı ertesi VERSAY’da öylesine kötü bir barış anlaşması imzanlanmıştı ki, barışı ister istemez imzalayan Alman milletinin ruhunda intikam naraları yükseliyordu.’’

*’’Mustafa Kemal Paşasız Türkiye, artık hafife alınmaya başlanmıştı.’’

*’’Dilde birlik kurulmadıkça, tarihte ortak geçmiş oluşturulmadıkça, gelecek yılların Büyük Türk Devletini kurmak olanaksızdı.’’

*’’ Bunalıyorum çocuk, büyük bir ızdırap içinde bunalıyorum. Görüyorsun ya her gittiğimiz yerde durmadan dert ve şikayet dinliyoruz.”

“ Her taraf derin bir yokluk, maddi, manevi perişanlık içinde. Ferahlatıcı pek az şeye rastlıyoruz. Maalesef, memleketin gerçek durumu bu işte.”

“Bunda bizim günahımız yoktur. Uzun yıllar, hatta asırlarca dünyanın gidişinden habersiz, bir takım şuursuz yöneticilerin elinde kalan bu cennet memleket, düşe düşe şu acınacak hale düşmüş. Memurlarımız henüz istenilen seviyede ve kalitede değil; çoğu görgüsüz, kifayetsiz ve şaşkın. Büyük istidatlara sahip olan değerli halkımız ise, kendisine mukaddes akideler (inanlar) şeklinde telkin edilen bir sürü batıl görüş ve inanışların tesiri altında uyumuş kalmış.”

“Bu arada beni en çok üzen şey nedir bilir misin? Halkımızın zihninde kökleştirilmiş olan her şeyi başta bulunanlardan beklemek alışkanlığı. İşte bu zihniyetle; herkes büyük bir tevekkül ve rehavet içinde, bütün iyilikleri bir şahıstan, yani şimdi benden bekliyor, fakat nihayet ben de bir insanım be birader. Kutsal bir kudretim yok ki.

*’’Atatürk düşünceli, eli çenesinde yine konuştu:
-Kendisine İktisad Vekilin zayıf, beceremiyor diyorum alınıyor. Maarif Vekilin benim hocam ama, dinamik çalışamayacak kadar yaşlı, yerine Reşit Galib’i koyalım diyorum, alınıyor. Ziraat Vekilin değil Türkiye ziraatının, bir çiftliğin bile hakkından gelecek adam değil, demek istiyorum yine alınıp parlıyor. Nedir bu adamın söylemek istediği?’’

*’’İsmet Paşa’nın Parti Gurubunda yaptığı bu konuşma Çankaya’ya geldiği zaman Atatürk:
-Hadi de! Demişti. Madem meydana çıktın, oynuyorsun sonunu getirsene! İlk dönemeçte davadan vazgeçecek olduktan sonra, niye ortalığı karıştırırsın? Madem şimdi ‘’Böyle bir niyetim yok’’ diyor, biz de bunu kabul edip benimseyelim. Fakat İsmet Paşa’yı ben bilirim; zayıf bir anımızı kollayacaktır.’’

*’’Çünkü bu konuşmada hazır bulunan kişiler, daha sonra İsmet İnönü tarafından ‘cezalandırılmış’ kişilerdir. Bunları tesadüfen Atatürk’ün çevresinde bir araya geldiklerini sanmak güçtür. Bu kişiler, hem Atatürk’e çok yakın olan kişilerdir hem de ülke politikasında ve yönetiminde söz sahibi kişiler…’’

*’’Atatürk, İsmet Paşa’yı Başbakanlıktan uzaklaştırdıktan sonra, ‘’Parti Temsilcilerini’’ kaldırmış, hükümetin parti tarafından murakebesi, yalnız TBMM’de olur diyerek bu faşo-markist tutuma son vermişti.’’

*’’Türk Vatanı’nın ve Türklük Camiasının şan ve şerefini, dahili ve harici her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifesini, her an yapmaya hazır ve amade olduğuna benim ve büyük ulusumuzun tam bir inanç ve itimadımız vardır.’’ ATATÜRK

*’’Eğer Atatürk sonrası yönetimler, o güne kadar sürdürülen Dış Politika’yı icapları içinde yürütebilmiş olsalardı bu satırların yazıldığı günlerde ‘’Büyük Türk Birliği’’ çoktan kurulmuş olur, Türk devletleri dünya devletlerinin oyuncağı olmaktan çıkar. Amerika ve Avrupa’nın karşısında, yeni bir ASYA gücü kurulmuş olurdu.’’

*’’İsmet Paşa’ya bir konu veriniz ve kendisinden bir proje isteyiniz. Size birbirinden güzel 8-10 proje getirir. Kendisine ‘’Bunlardan birini seç, uygula derseniz en kötüsünü seçer. Zora düşerse riski göze alır İsmet Paşa ama, riske her zaman soğuk bakar. Bu onun kolaya kaçması değil, zarardan kaçmasıdır. İhtiyatlı olamk iyidir de, bazen insanı pek çok şeyden mahrum eder.’’

*’’İsmet Paşa, Kütahya Savaşlarında da duraksamıştı.
Saldırıyı karşısındaki düşmandan bekledi. Oysa komuta ettiği ordunun yapısı ve esprisi, savunmada değil, saldırıda parlıyordu. ‘’Allah, Allah’’ deyip düşmana hörelenirken, Mehmetçik büyüyor da büyüyordu. Siperde gavur süngüsünü beklerken, kendi içinde ufala ufala tükeniyordu. Kapışana kadar Türk Ordusunun ruh eğilimi bu! Kapışınca ya cennetin kapısından geçecek ya zafer kapısından köyün yolunu arayacaktı.’’

*’’Mustafa Kemal, bir halk kahramanı eşsiz bir önder ve uygarlık tutkunudur. Ama yapısında Asyalı bir güç birikimi de vardır. O, hem Cengiz Han hem muhteşem Süleymandır ama daha çok karanlık dünü silkelemek ve daha aydınlık bir yarını güvenceye almak isteyen Türk ruhunun ta kendisidir. – Thomas A Vaidis ( Yunanlı Tarihçi)

*’’Ama ‘’Hasta Adam’’ yatağını yorganını İstanbuldan toplayıp Ankara’ya gitmiştir. Ve görüldüğü gibi bu hava değişimi, ona pek yaramaktadır. Böylece Türk, Türkün ne olacağı konusunda Batı’nın kendi düşüncesinde yarattığı görüntüye bir türlü uymayarak Batı’yı hep şaşırtmıştır. ‘’ (Arnold Toynbee-Tarihçi)

*’’Bizim aslımız, rengi uçmuş bir kıvılcım iken onun bakışı ile cihanı kaplayan ve aydınlatan bir güneş haline geldi.’’ İkbal-Pakistan Milli Şairi

*’’Kudüste toplanan onbinlerce Arap, minarelere ve kulelere yerleştirilen mtralyözler, zırhlı otomobillerdeki İngiliz askerleri karşısında, semayı dalgalandıran bir kükreyişle; coşkun ve korkusuz haykırıyordu ; ‘’Yaşasın Mustafa Kemal Paşa’’ (Pierre Benoit)
*’’Pek az millet, bu tür güç bir sınavla yüzyüze gelmeyi göze alabildi. Türk halkı, tarihin bu yiğitlik dolu yaprağı ile iftihar edebilir.’’ (İngiliz Tarihçi/Arnold Toynbee)

*’’Avrupa’da hükümetler bir an, yeni bir Cengiz Han doğmuş olmasından korktular. Fakat kendi yurdunda ve yalnız kendi yurdu için tam ve net bir devrim yaratmış olan bu devlet adamı, ne zaferden sarhoş oluyor ne de çizdiği yoldan ayrılıyordu. Onun gücü ve büyüklüğü buradadır. (Marcel Sauvege/Fransız Yazar)

*’’Atatürk bütün Asya kıtasının gururu idi!
Dünyanın en eski, en bilinen kıtasına, cihanın yönünü değiştirecek çağda insanların artık yetişmeyeceği kanaatinin yaygınlaştığı günümüzde O, büyük bir milletin bağrından çıktı ve bu nazariyeyi iflas ettirdi.
O, bütün Asya kıtasının ATA’sıdır. (Tcang Yang Ye Pan/ Çin Gazatesi)

*’’Dağ başında Haydutlar diye adlandırdığınız Mustafa Kmeal ve onun bütün askerleri burada olsalardı teker teker her birinin heykellerini dikerdik! Böylesine kahraman bir ulusla antlaşma imzalamaktan gurur duyarım. ‘’ (Aristid Biriant)

8 yıl, 8 ay     
« geri ileri »
Bu gruba katıl!
Grup Kütüphanesi
Tüm Gruplar