Seksek

10 puan

Yazmaya ilgi duyan herkesi sarsacak bir biçim anlayışı. Ddebi çizelgenin temsilini kuvvetle bilfiil sürdüren bir metin. Daha önce de söyledim, eğer gözlerinize bulaşan bir Cortazar metni ise kalıcı bir imge haritası ve gökyüzüne ulaşan merdivenin üst basamağında seyir halinde kalıyorsunuz. Ne kadar içli dışlı olursanız olun bazı eserlerin hayret veren sınırsızlığı o kule metaforunda olduğu gibi kalıcılıkla damgalanıyor. Mesela Joyce - Ulysses. Ulysses'i sona erdirdiğinizde boğazınızda düğümlenen tek şey 'hayret nidası' olmaktadır. Buck mulligan'ın sanatkarane atıfları, `Dedalus`'un içine kapanık melankolisi ve her sözünde parlayan edebiyatın tarihsel dokusuna ulaşan sözleri, Leopold Bloom'un, Dublin'in gözü kulağı Bloom'un birbiri peşi sıra gelen düşünce bulmacasındaki çatlaklar Dublin'in labirentini oluştururken şaşkınlığınız sürer gider. peki ya Seksek?

Cortazar'ın `kitap içinde kitap` düsturuyla oluşturduğu harikulade labirentin ayyaşlığını ezkaza sürdüren okura hangi unsurlar şaşkın verebilirdi, ya da şaşkınlık vermeyen bölüm, an ve sözcük var mıydı?

Meksikalı yazar Carlos Fuentes, Cortazar'ın bu en özel yapıtı için yaptığı tanımlama belki de eserin ağırlığını hissettirmesi bakımından önem teşkil etmektedir;

"İngilizce nesirde Ulysses neyse İspanyolca nesirde Seksek odur"

Evet, Seksek birbirine bağlı olan, olmayan, çeşitli sıçramalarla okunma imkanı sunan, bölümlerin bir kısmını eğer okur istemiyorsa zorunlu kılmayan bir anlatılar anlatısı olmaktadır. bir edebiyat metni olarak ele alındığında Ulysses ile birlikte dünya edebiyatının en kuvvetli romanıdır, anlatısıdır, yaşam biçimidir...

Ulysses'teki akıcı dilsel süreci andırırcasına bu kez Cortazar muazzam bir diyalog zinciri kuruyor. Karakterlerin karşılıklı konuşmaları, bu konuşmalarda geçen entelektüel göndermeler, jazz müziğine yönelik esrik tutkunluk, Paris'te gurbette kendini ifade etme gücü bulma ve bu ifadenin duygusal sonucu Horacio'nun, La Sibyll'e olan aşkı. Ben merkezciliğinde sıkıştırdığı, hayatı algılayışını genişletmeye yönelik tutturduğu sevdayı bir tür duygu soykırımına sebebiyet verir. Horacio'nun çelişkileri yuvasına dönüşünde dahi sürecek ve orada bile yabancı kılmaktadır kendisini.

Tüm akıcılığıyla bir dil şöleni geçip giderken ben Cortazar'ın biçim anlayışı ve kitabın son iki bölümünde sıkıştırılmış sonsuz çığlık safdilli La Sibylle'in önüne kavuşturduğu ellerinin arasında boş kalan bir gölgeyi anımsatacaktır.

`J. L Borges`'in tek bir öyküsüyle açmış olduğu yolda yazılmış en güzel eser, edebiyatın alamet-i farikalarından.

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »