Ruhun Uzun Karanlık Çay Saati

5 puan

90'lı yılların sonunda Douglas Adams'ın neredeyse tüm kitaplarını okumuş olduğumu zannederek huzur içinde yaşıyordum. Ama sonra bir gün durumun pek de öyle olmadığını gördüm; radarımdan kaçan bir eseri daha vardı üstadın: Ruhun Uzun Karanlık Çay Saati. Sadece adı bile bu kitabı okumak için müthiş bir şevk duymama neden olmuştu. Ama heyhat! Baskısı çoooook uzun yıllar boyunca tükenmişti ve yıllarca aramama rağmen hiçbir yerde bulamadım kendisini. Ta ki Kabalcı, Sarmal baskısını yeniden yayınlamaya karar verene dek.

Kitap çıkar çıkmaz ilk işim onu özel olarak bulup kendi ellerimle satın almak oldu. Okumaksa bugüne nasipmiş. Ama... ama, ama, ama... üzülerek belirtmeliyim ki benim için tam bir hayal kırıklığıydı. Bunun sebebiyse kesinlikle Adams değil, çeviri.

Kitabın çevirisi berbat. Hatta berbattan da öte, korkunç. Kate yerine yazılan Kaleler mi istersiniz, "Uh-huh" kelimesinin "Hı-hı," yerine "Oh, ah" mı yazılmasını? Hadi bunları geçtim, cümlelerin çoğunun anlam bütünlüğü yok. Bu güya editörden geçmiş haliymiş, ama basbayağı çevirmenin ham çevirisi basılmış. Yanlış çeviriler, devrik cümleler, anlatım bozuklukları... hepsi gırla gidiyor. Ve bunun sonucunda ne oluyor biliyor musunuz? Douglas Adams'ın kelime oyunlarıyla yaptığı tüm o esprilerin hemen hemen hepsi güme gidiyor, sıradanlaşıyor ve kayboluyor.

Hikaye güzel, ama çeviri kitabı katlediyor maalesef. Keşke Kabalcı basmadan önce bir elden geçireymiş şunu. Çok yazık...

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »