Gözyaşlarının Kalesi

10 puan

https://illekitap.blogspot.com/2019/06/cathy-gohlke-gozyaslarnn-kalesi.html

Aylardır elimde olan ama nedense okumayı hep ertelediğim bir kitaptı Gözyaşlarının Kalesi. Arkadya'nın bu tür kitaplarını daha doğrusu tarihi içerikli kurgularını seviyorum. Hem tarihi bilgi kokan satırlar hem de kurgu içeriğiyle birleşince muhteşem bir tat çıkıyor ortaya.

Ayrıca neden bilmiyorum ama Yahudi Soykırımı'na dair çıkan kitapları okumayı seviyorum. Sanki üstü çok kapatılmış, gerçekleri saman altı edilmiş ve herkes konuşmamak üzere susmuş ama sadece bu kitaplarla bir şeyi öğrenebilecek, farkına varabilecekmişiz gibi hissediyorum bu kurguları okurken.

Ben her zaman gerçeklik payı olan kitapları sevmişimdir ve daha etkileyici bulmuşumdur. Arkadya bana bunu veriyor, dilerim dur durak bilmeden bu tür kitaplar çıkarmaya devam ederler.

Kitabın konusuna kısaca değinmek gerekirse; Hannah annesinin ölümünden sonra kendisine miras kalan evi ve avukatından öğrendiği kasa anahtarıyla annesine dair bir şeyler öğrenebilmeyi hedeflerken çok acımasız gerçeklerle karşılaşır. Hayatı boyunca kendisini neden sevmediğini sorguladığı annesinin hayatını, geçmişini, yaşadıklarını öğrenmek en büyük amacı haline gelir ve tak anne tarafından akrabası olduğunu ve hala yaşadığını öğrendiği büyük babasının yanına Berlin'e gider. Orada işler hiç de tahmin etmediği gibi ilerler. Çünkü geçmişin acımasız gerçekleri Hannah'nın önüne bir bir dökülür.
Bütün bu Hannah'nın geçmişi öğrenme merakı içerisinde geçmişe yapılan yolculuklarla annesinin hayatını da detayları ile okuyoruz.

Kısacası kitapta Hannah'nın annesine dair öğrenmek istediği sırları ve büyükbabasının sakladıklarını keşfederken, annesi Lieselotte'in yaşadığı acımasız hayatı, Yahudi soykırımını, babasının ihanetini, sevdiği insanlar ve doğruları için savaşmasını okuyoruz.

Kitaptaki hem geçmişe dönük yaşanmışlıkları anlatan sayfalar hem de günümüzü anlatan sayfalarla o kadar eşsiz bir tat oluşmuştu ki kitabı elimden bırakamadım, su gibi aktı ve yürek burkan hikayeye ev sahipliği yaptı.

İtiraf etmem gerekirse, zaman zaman gözlerimin dolduğunu söylemeliyim. Ciddi anlamda etkileyiciydi.

Hannah'nın keşfettiklerinden sonra yaptıkları ise tam babası ve annesinin kızı olduğunu sonuna kadar göstermiş oldu.

Hani gerçekler acıdır derler ya... işte Lieselotte'in hayatı da o kadar acıydı. Aşkı tadıp, kavuşmanın huzuruna ereceği zaman babasından yediği darbe, ihanet ve sonrasında toplama kamplarında yaşadıkları... o zaman bile birilerini koruma sevdası...

Affetmenin, inancın gücünü görürken yapılanların hiçbir zaman gizli kalmadığı ve bedelinin bir gün mutlaka ödeneceğini de görüyoruz.

Kitaba dair söylenecek çok şey var ama aynı zamanda da anlatmanın ya da söylenenlerin yeterli gelmeyeceği yerler de var. Bu yüzden tavsiye ederim. Mutlaka okuyun.

Bu tür kitapları herkes okuyamaz ama tarihi kurguları seviyorsanız kaçırmayın!

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »