adnantopcu, 129 adet değerlendirme yapmış.  (3/19)
Utopia
Utopia

10

Paperback (edit) Review Korkunç bir darbe girişiminden sonra psikolojik olarak zor günler geçirdiğimiz günlerde başladım Thomas More'un Ütopya'sını okumaya. More, tıpkı Platon'un Devlet eserindeki gibi diyaloglarla anlatıyor ütopik devlet düzenini. Maceraperest Rapheal Hythloday, gezintileri sonucunda kaybolup kendini ütopya adasında bulur ve beş yıl yaşadığı kibirden, kıskançlıktan, hırstan yoksun insanlardan kurulu adadan Avrupa'ya geri dönerek yaşadıklarını anlatır. Farklı görüşlere, farklı dinlere saygının olduğu, insanların güven ve refah içinde yaşadığı ütopya adasının bize çok uzak oluşu, kitap biterken canımı sıkıyor.

Paris ve Londra'da Beş Parasız
Paris ve Londra'da Beş Parasız

7

George Orwell, Paris ve Londra'daki yoksul insanların hayatlarını anlattığı bu eserinde, aynı sektörde çalıştığımdan özellikle Paris'te restoranlarda çalışan işçileri anlattığı bölümü okurken, kendi yaşadıklarım gözlerimde canlandı. "Meteliksiz kalmanın bana kesinlikle öğrettiği bir iki şeyi gösterebilirim. Bir daha hiçbir zaman berduşların sarhoş birer ahlaksız olduğunu düşünmeyeceğim, bir peni verdim diye bir dilencinin bana minnet duymasını beklemeyeceğim, işsizler uyuşuksa buna şaşmayacağım,…, sokakta birisinin uzattığı el ilanını geri çevirmeyeceğim, şık bir restoranda yediğim yemekten tat almayacağım. Bu bir başlangıç."

Acımak
Acımak

10

Reşat Nuri, tıpkı Çalıkuşu'ndaki gibi okuyucu önlenemez bir kedere mahkum ediyor. Duygu yüklü bir başka roman, Acımak. Ailesini uçuruma sürüklediğine inandığı babası yüzünden acıma duygusundan yoksun öğretmen Zehra, babasının ağır hastalığı üzerine yollara düşer ve son ana kadar babasından nefret eder. Babasının bıraktığı günlük, genç kadının önyargısını altüst eder.

Çalıkuşu
Çalıkuşu

10

Reşat Nuri, "Kâmran, ben, seni sevmesini, senden ayrıldıktan sonra öğrendim. Hatta yaptığım tecrübelerle, başkalarını sevmekle sanma sakın. Gönlümün içindeki derin, hazin, ümitsiz hayalini sevmekle." sözleriyle özetliyor Feride ile Kâmran'ın aşkını. Okuyucuya bolca hüzün ve tutkunun heyacanını yaşaması kalıyor.

Böyle Buyurdu Zerdüşt
Böyle Buyurdu Zerdüşt

10

Beklediğimden de ağır geldi eser. Anlamakta zorlandığımdan, üç aylık bir dönemde okumak zorunda kaldım. Felsefi notları şiirsel bir dil ve aforizmalarla "üstinsan" kavramını anlattığı, tekrar tekrar okunması gereken bir eser. Bir bölümde, "Bir zamanlar Tanrı'ya isyan, en büyük günahtı. Fakat Tanrı öldü ve onunla birlikte bu günahlar da öldü. Şimdi en korkunç şey, yaşama karşı günah işlemek ve 'bilinmesi mümkün olmayanı' yaşama amacından üstün tutmaktır." diyor Nietzsche. Bilinmesi mümkün olmayanı, korkularıyla yaşama amacının üstünde tutmak, korkunç olduğu kadar, samimiyetsiz ve anlamsız da; çünkü korku samimiyetten uzaklaştırır, vicdan "iyiliğe" giden yolu yakınlaştırır.

Yakıcı Sır
Yakıcı Sır

8

Günübirlik heyecan arayan bir adam, çoçugunu ilgisiz bırakan bir kadın ve sevgiyi, şefkati arayan bir çocuk... Yakıcı Sır, tatil için gittiği yerde evli kadını elde etmek isteyen bir adamın öyküsünü, çoçuğun gözünden nasıl göründüğünü, annelik ve kadınlık arasında kalan kadını akıcı ve sade bir dille anlatıyor. Anlatım, analizler Stefan Zweig'in okuduğum diğer öykülerindeki gibi çok iyi, ancak konu için aynı şeyi düşünmüyorum.

Gece Uçuşu
Gece Uçuşu

6

Sevdiğim yazarların bütün eserlerini okuma takıntım olduğu günden beri, Saint Exupery'nin Gece Uçuşu aklıma geldikçe kendime kızar dururum. Yazarın Küçük Prens'inden öyle etkilenmiştim ki, Gece Uçuşu'na büyük beklenti yükledim ve belki de bu yüzden beklediğim gibi bulamadığım bir eserdi. Yazarın kendi hayatının sonunu öyküde okumaksa, benim için fazlasıyla şaşırtıcı oldu!