dilsizmütercim, 63 adet değerlendirme yapmış.  (3/9)
Cumaya 5 Kala
Cumaya 5 Kala

6

Yorumum spoiler içeriyor: Çok eskiden okuyup genel bir değerlendirme yapacak kadar anımsamadığım bir kitap. Yalnız hikayelerin birinde dalgın bir sürücü yokuşta bir kamyona çarpıyordu ve tam dayak yiyeceğinden korkarken, kamyon şöförü kendisine çok kibar davranıyordu. O atmosferi tasvir eden kısımlar zihnime kazınmış; korkuyla şöförün yanına gelip kendisini döveceğini beklediği zamanlar. Hikayenin sonunda aslında kamyonun adamın aracına yokuşta geri geri gelip çarptığı fakat kahramanın bunu dalgınlıktan farketmediği ortaya çıkıyordu. Basit bir kurgu ama okuduğum zaman küçüktüm ve beni çok güldürmüştü. Kitaptan bu kısım zihnimde çok sağlam yer etmiş ve uyandırdığı his çok gerçekçi. Aklıma geldi yazayım dedim...

Amat
Günlüklerden ve Makalelerden Seçmeler
Putların Alacakaranlığı
Putların Alacakaranlığı

10

Say yayınlarının çevirisi olmamak çartıyla okunası. O kadar kötüydü ki hem çeviri hem dizgi sanırım bu kitapla beraber bir kitabı daha yeni aldığım halde sahaflara satıp üstüne para verip ikinci elini başka yayın evinden almıştım. Buna ilave olarak, önce Şen Bilimi okuyup sonra bu kitabı okumanınızı nacizane tavsiye ederim.

Görülmeyen Adam
Yaşadığımı İtiraf Ediyorum
Yaşadığımı İtiraf Ediyorum

9

Tekrar okuyorum. Üstad Neruda kendi otobiyografisi olarak bu kitabı kaleme almış olsa ve pek çok enteresan hayat tecrübesini okurla paylaşsa da beni en çok zengin insan manzaralarına kendisinin şiirsel ve içten kaleminden şahitlik etmek etkiliyor. Bir kez daha bu ruhi doping ve pansumana ihtiyaç duyarak kitabı okumaya koyuldum. Aslında çok şey yazmak, alıntılar yapmak mümkün. Belki sonra ilavelerde de bulunabilirim. *Alan Yayıncılığın eski bir baskısından okudum kitabı, dizgisinde ciddi problemler okuma tadını hayli bazdu ama yine de buna değerdi. Sahaflardan ikinci el almayı seviyorsanız bu basımını almamanızda fayda var. *Bu kitabın akabinde yine tekrar okumayı planladığım Oktavio Paz'ın Yalnızlık Dolambacını okumak da hayli güzel olabilir arzu edenler için.

Kara Kız
Kara Kız

9

Evvela önsöze dair birkaç kelam etmek gerekirse; Shaw’ın 20 sayfalık bu önsöz tercümesini okurken yazarın hikayeden yana yaptığı tercih olmasa, önsözün vaktiyle genişletilerek felsefi yahut teolojik bir kitap haline getirilebilecek yeterlilikte olduğunu belirtmek gerek. Bu önsözde Shaw’ın, hikayelerinin alt metinlerine içirdiği düşüncelere dair endişeli ve belki de eseri okumadan evveli için fazlaca erken açıklamalar yaptığı söylenebilir. Elbette bu, dipnotlarla bezeli halde okura ulaştırdığı fikirlerinin doyuruculuğundan yana kendisine minnettar olmamıza mani olmasa gerek. Shaw bu bağlamda, daha ilk sayfada şu satırlara yer vermekte; “Bütün gerçeklerin Tanrı’dan geldiği tezini savunurum: ama dış ve iç gözlemlerim sayesinde, esin veren gücün oyuncağı olan aletin çok kusurlu bir alet olabileceğini ve mesajını çok gülünç bir duruma düşürebileceğini de bilirim.” İnsanların tüm olumsuz tepkilerine rağmen yeni görüşlere susayan bir güruhun var olduğuna inanan yazar Kara Kız’da; bu görüşlerin sıklıkla olmasa da talipleri tarafından zaman zaman yeni baştan keşfedilirliğine değiniyor. Kimi hikayelerde edebi üslup, verilmek istenen mesaja baskın gelse de, bir kısım uzun hikayelerde metinlerin hayli sağlam ve düşünsel katmanlılığı, birer felsefi metin olarak edebi tada baskın geliyor. Kitapta yer alan hikayelerin odak merkezinde; fetişleşen inançlar, ruhban sınıfının değerleri deforme edip onlardan nemalanması ve rantları uğruna yeni hurafeler üretmesine yönelik dahiyane hicivlerin yer aldığını söylenebilir. Öte yandan Kara Kız’da; bireysel insan -daha çok da sanat sevicilerinin- zaaf ve buhranlarına değini ve yergi, son olarak da aşk ve evlilik gibi konularda monolog ve diyaloglar üzerinden fikir teatilerine yer veriliyor. ... Kitap nihayete ererken okurun payına düşense, iç burkuntusuyla Shaw’ın vicdanlara ve zihinlere sapladığı kimi satırların altını çizmek ve kenarlarına mimler koymaktan öte bir şey değildir. Muhtelif yerlerde Shaw, toplumsal mevziden yakınlara, insanın bireysel zaaflarına kalemini batırdığında okurun yaralanması da muhtemeldir. Yazarın eserini irdeleyen kimi mütefekkirlere de, bir münazarada hikaye kahramanının ağzından ettiği kelam dikkate değerdir: “Dinliyor musunuz? Biliyorum, bütün bu konuştuklarımızı nasıl toparlayıp, bir makale haline koyacağınızı düşünüyorsunuz şimdi.” Bu satırların ardından kalemi ele alıp kitaba dair bir şerh düşmek hayli zor olsa da, Kara Kız; ezberin konforundan sıyrılmak için fikri çarpışmalara açık okur kitlesi için ender eserlerden biri olarak okurunu beklemektedir.