gaiptekises, 125 adet değerlendirme yapmış.  (2/18)
Bir Kadının Hikayesi
Bir Kadının Hikayesi

8

http://gokkusagindakisonrenk.blogspot.com/2013/12/kitap-yorumu-bir-kadnn-hikayesi.html Kapağından da görebileceğiniz gibi bir değil her kadının hikayesi. Gerçekten beni bu kadar içten bir şekilde etkileyeceğini beklemiyordum. Okurken sürekli, evet ben de böyle düşünmüştüm, haklı! diyerek okudum. Hatta ben yazsam anca bu kadar olurdu. Belki de tam şu an yaşadıklarımdan dolayı duygularımı kelimelere dökmüş gibi hissetmiş olabilirim, bilmiyorum. Ama herkesin içinde kendin bir şeyler bulabileceğine inanıyorum. Herhangi bir tarafta olabilirsiniz, seven ya da sevilen, aldatan ya da aldatılan, mutsuzluğunu söyleyemeyen ya da düzeni bozmak yerine tekdüze devam eden. Aslında ilişkinin en başından, kiminle yürüyeceğini, kiminle yürümeyeceğini, mutlu ya da mutsuz olacağımızı da biliyorduk hepimiz. İçimizdeki ses "bu adam değil" diye bas bas bağırıyordu ama ona inanmak ve sonrasındaki yalnızlığı göze almak zor geliyordu. Aslında söyleyeceğim başka bir şey yok kitapla ilgili. Sadece beni derinden etkileyen, neredeyse her sayfasına post-it yapıştırdığım, benim kendi günlüğüme yazdığım kelimeleri basılı halde bulduğum bir kitap oldu benim için. Ben alıp bir okuyun derim, bildiğiniz şeyler bile olsa okurken kendinize itiraf edemediğiniz şeyleri göreceksiniz, bir çoğunda da rahatlayacaksınız.

Korkak ve Canavar (Perg Efsaneleri #1)
Her Son Bir Başlangıçtır
Mekanik Prenses (Cehennem Makineleri, #3)
Neredesin Bernadette?
Neredesin Bernadette?

8

http://gokkusagindakisonrenk.blogspot.com/2013/05/konusan-kitaplar-ile-blog-turlar.html Nerdesin Bernadette için söyleyebileceğim ilk şey ilginç olur. İkince şey ise vay canına. Başlarda yazım tarzı nedeniyle bayağı yadırgamıştım. Sürekli mektuplardan ve e-postalardan olayları anlatması, arada konuşmaların girmesi falan kafamı karıştırıp sinirimi bozmuştu. Ama ben ne yaptım? O sinir bozuculuk duygusuna yenilmedim, ve devam ettim. Hah, haklıymışım da, cidden ilginç bir kitapla karşılaştım sonrasında. Karakterleri ve zamanları yerine oturttuğunuzda olay akıp gidiyor zaten. Bir bakıyorsunuz bağlanıvermişsiniz. Bernadette, yetenekli, zeki ve birazcık sorunlu bir anne. Sorunlu derken dışarıdan baktığınızda fark etmiyorsunuz. Ellilerinde, güzel giyimli hoş biri. Sadece hiç bir arkadaşı yok, yaşadığı şehirden nefret ediyor ve sürekli bir şeylerden şikayet ediyor. Aslına bakarsanız bazen bu bizim de yaptığımız şey. Kocası, Elgie, Microsoft'ta çalışan dahi bir adam. Ee haklı olarak da kızlarının zeka küpü olması gerek. Bee de tam öyle bir tip, ayrıca olgun da. Her şey Bee'nin Güney Kutbu'na geziye gitmek istemesiyle başlıyor. Ama insanlarla konuşmaya çekinen - hatta işlerini yaptırması için sanal asistanı var- Bernadette, başta iyi bakmıyor ama sonuçta kızı bu, kabul ediyor gitmeyi. Kitabı daha fazla anlatmak istemiyorum size. Okununca anlanılanacak kitaplardan. Arka yazısı beni cezbetmemişti ama siz bence aldanmayın. İlgin. bir kitap okumak istiyorsanız tam size göre, damak tadınızı biraz renklendrmek için birebir. Bence siz de Bernadette'nin nereye kaybolduğunu merak edeceksiniz!

Duman ve Kemiğin Kızı (Duman ve Kemiğin Kızı, #1)
Duman ve Kemiğin Kızı (Duman ve Kemiğin Kızı, #1)

7

http://gokkusagindakisonr...-duman-ve-kemigin-kz.html Fantastik kitapları severim, hatta durun onlara bayılırım! Hele en eski mitolojileri farklı bir yorumla sunuyorlar ise. İşte bu kitap da öyle bir şeydi Melek ve Şeytanlar üzerine. Melekler bildiğimiz melek, çok güzel, kocaman kanatları olan varlıklar. Şeytanlar, yani kitaptaki isimleri ile Kimeralar bizim ve Meleklerin tabiriyle canavarlar. Yani hayvan şekilli olabiliyorlar. Koç boynuzları, kurt pençeleri tilki burnu, yılan vücut gibi. "Sanki mutfakta duruyorsun ve oraya bir şey için girmişsin. ama neden mutfağa girdiğini bir türlü hatırlayamıyorsun." Karau, Pragda yaşayan her normal kız gibi okula gidiyor, resim yapıyor hatta erkek arkadaşı tarafından aldatılabiliyor da. Tek bir fark var, o normal bir kız değil. Neden mi? Çünkü, dilekçikleri ile minik dileklerini anında gerçekleştirebiliyor, Prag'daki bir kapıdan girip Paris'tekinden çıkabiliyor ve en önemlisi bir dükkanda dört kimera ile yaşıyor. Evet, yanlış duymadınız hani şu koç boynuzları olan, yılan saçlı olan tiplerden. Saçmalamayın tabii ki onlardan korkmuyor, ailesi o, lütfen. Her neyse, bu "Mavi Saçlı" kızımız Brimstone için diş topluyor. Evet bildiğimiz diş. Ve o işlerden birinde garip ve ölünecek kadar güzel biriyle karşılaşıyor. Bir Melek. Bu güzel olabilirdi aslında, Melek -Akiva- onu öldürmemeye çalışsaydı. Gerçi öldürdüğünü söyleyemem, mavi saçlı kızdan birazcık etkilenmiş olabilir. Sonuç olarak bazı kapılarda yanık el izleri ortaya çıkıyor, insanlar melek gördüğünü iddia ediyor ve en önemlisi Akiva ve Karau birbirinden çok hoşlanıyor gibiler. Zaten bütün değişimler minik bir hoşlanma ile başlamamış mıdır? Tamam başlamamıştır ama biraz ilgisinin olmadığını söyleyemeyiz! Size spoiler vermek istemiyorum o yüzden yazıyı uzatmayacağım. Sadece bazı kısımlarını tahmin etmiş olabilirsiniz ama bu yine de güzel olmayacağı anlamına gelmez. Kitabı güzel yapan şeylerden biri de bir kaç kişinin gözünden anlatılmış olmasıydı. Dağınık bir şekilde değil ama, akışına uygun bir şekilde. zaten kitabın yayın haklarının alındığını öğrendiğimden beri istiyordum okumayı. Alınca dayanamadım hemen okudum. Gerçi Rüya Ateşi ile birlikte almıştım, onu daha çok sevdiğimi söylemeliyim. Ne de olsa eski seri, gözü yerimde ayrı :D

Tutkulu Notalar  (Sinners on Tour #1)
Tutkulu Notalar (Sinners on Tour #1)

7

http://gokkusagindakisonrenk.blogspot.com/2013/06/kitap-yorumu-tutkulu-notalar.html Bu kitabın yorumunu yazmak için 10 kere girmişimdir buraya. Zaten yazması kolay değil bir de aradan zaman geçtikçe zorlanıyor. Neyse bu kitabın yorumunu sanırım Romancekolik blogunda okumuştum, hatta ilk 3.kitabın yorumunu okuyup seriye aşık olmuştum. Rock, seks ve aşk. Bu üçünün harmanlamasını düşünebiliyor musunuz? Evet, kesinlikle ateşli. "Eğer on iki saatte sana aşık olacak kadar aptalsam, kalbimin kırılmasını hak ediyorumdur." Kitaba gelirsek konusunu arkasını okuyarak öğrenebilirsiniz. Psikolog olan Myrna otelin barında bayıldığı rock grubuyla karşılaşır. Eh, kimse böyle seksi ve yetenekli erkeklere karşı koyamaz. anlaşılan onlar da kızımıza karşı koyamıyorlar! Bana çok ilginç gelen bir yeri vardı kitabın, o da seksi gitarist Brian'ın umutsuz bir romantik olması. Ama ba-yıl-dım! Sanırım böyle aşık olabilen erkekleri çok seviyorum. Myrna daha ılımlı yaklaştı konuya, genel kadın karakterlerin tersine. Üstat Sinclair kesinlikle benim gibi kızların hayali, tek bir hareketi dışında. O da Myrna'nın -kusura bakmayın ama- azgınlığı. Oraları okurken rüya mı acaba ya diye diye okudum. Çok özgün bir kurgu olmuş. Sen Rock yıldızlarını al, baş karakter yap hepsi birbirinden farklı olsun, eriyip biten kızları da iyice çıldırt. Ephesus'a çıkardıkları için bu seriyi ve orijinal kapak kullandıkları için kocaman bir alkış diyorum. "Bugün yapacak işin yok mu?" "Bir sürü var," diye cevap verdi. "Hepsi de senin bedenini içeriyor." "Siz rock yıldızlarının hayatı çok zor." Anlatırken konudan konuya atladım sanırım ama söylenecek çok şey var, hangi birini diyeceğimi bilemiyorum. Mesela yıldızlarımızdan hangisine daha çok bağlandığımı bilemiyorum. Romantik Brian mı, gizemli Jace mi, komik Eric mi, lider Sed mi, kiraz bağımlısı Trey mi? Sesi güzel olan erkeklere bayılırım aslında ama şu an hepsi gözümde eşit, bir sonraki kitabına bakacağım. Neyse, bu kitabı okumakta kararsız kalıp ne yapsam diyenler eğer seks -baya- sahneleri sizi rahatsız etmiyorsa, erotik türü seviyorsanız bence kaçırılmaması gereken bir kitap der konuyu bitiririm.