mehmeticmen

1 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 10 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

mehmeticmen kütüphanesine ekledi.
Bir Cinayet Romanı

Bunca cinayetin işlendiği, ama cinayet romanlarının hemen hemen hiç yazılmadığı ülkemizde, edebiyatımızın önde gelen yazarlarından biri, Bir Cinayet Romanı yazdı. Bir önceki romanı Bitmeyen Aşk, klasik aşk romanlarının ögelerini taşıyan, ama bambaşka bir aşk romanıydı. Bir Cinayet Romanı ise, polisiye türünün tekniklerinden yola çıkan ilginç bir cinayet romanı. Yaşamak, yaşatmak, yaratmak, yok etmek, yazmak, yalan atmak arasındaki bağlantılar, ilişkiler, çelişkiler nelerdi? Pınar Kür, bu romanı boyunca bu sorular ve sözcüklerle oynayarak yaşam-sanat karşıtlığına yeni boyutlar getiriyor. Türkçenin olanaklarını alabildiğine zorlayarak, neredeyse matematiksel bir anlatım yaratıyor. Pınar Kürün bu çok değişik romanının bir tür devamı sayılacak Sonuncu Sonbahar adlı polisiye romanını da yine Can Yayınları arasında bulabilirsiniz.

Bunca cinayetin işlendiği, ama cinayet romanlarının hemen hemen hiç yazılmadığı ülkemizde, edebiyatımızın önde gelen yazarlarından biri, Bir Cinayet Romanı yazdı. Bir önceki romanı Bitmeyen Aşk, klasik aşk romanlarının ögelerini taşıyan, ama bambaşka... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 5 ay
mehmeticmen okumuş.
Bir Cinayet Romanı

Bunca cinayetin işlendiği, ama cinayet romanlarının hemen hemen hiç yazılmadığı ülkemizde, edebiyatımızın önde gelen yazarlarından biri, Bir Cinayet Romanı yazdı. Bir önceki romanı Bitmeyen Aşk, klasik aşk romanlarının ögelerini taşıyan, ama bambaşka bir aşk romanıydı. Bir Cinayet Romanı ise, polisiye türünün tekniklerinden yola çıkan ilginç bir cinayet romanı. Yaşamak, yaşatmak, yaratmak, yok etmek, yazmak, yalan atmak arasındaki bağlantılar, ilişkiler, çelişkiler nelerdi? Pınar Kür, bu romanı boyunca bu sorular ve sözcüklerle oynayarak yaşam-sanat karşıtlığına yeni boyutlar getiriyor. Türkçenin olanaklarını alabildiğine zorlayarak, neredeyse matematiksel bir anlatım yaratıyor. Pınar Kürün bu çok değişik romanının bir tür devamı sayılacak Sonuncu Sonbahar adlı polisiye romanını da yine Can Yayınları arasında bulabilirsiniz.

Bunca cinayetin işlendiği, ama cinayet romanlarının hemen hemen hiç yazılmadığı ülkemizde, edebiyatımızın önde gelen yazarlarından biri, Bir Cinayet Romanı yazdı. Bir önceki romanı Bitmeyen Aşk, klasik aşk romanlarının ögelerini taşıyan, ama bambaşka... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 5 ay
mehmeticmen şu an okuyor.
Bir Cinayet Romanı

Bunca cinayetin işlendiği, ama cinayet romanlarının hemen hemen hiç yazılmadığı ülkemizde, edebiyatımızın önde gelen yazarlarından biri, Bir Cinayet Romanı yazdı. Bir önceki romanı Bitmeyen Aşk, klasik aşk romanlarının ögelerini taşıyan, ama bambaşka bir aşk romanıydı. Bir Cinayet Romanı ise, polisiye türünün tekniklerinden yola çıkan ilginç bir cinayet romanı. Yaşamak, yaşatmak, yaratmak, yok etmek, yazmak, yalan atmak arasındaki bağlantılar, ilişkiler, çelişkiler nelerdi? Pınar Kür, bu romanı boyunca bu sorular ve sözcüklerle oynayarak yaşam-sanat karşıtlığına yeni boyutlar getiriyor. Türkçenin olanaklarını alabildiğine zorlayarak, neredeyse matematiksel bir anlatım yaratıyor. Pınar Kürün bu çok değişik romanının bir tür devamı sayılacak Sonuncu Sonbahar adlı polisiye romanını da yine Can Yayınları arasında bulabilirsiniz.

Bunca cinayetin işlendiği, ama cinayet romanlarının hemen hemen hiç yazılmadığı ülkemizde, edebiyatımızın önde gelen yazarlarından biri, Bir Cinayet Romanı yazdı. Bir önceki romanı Bitmeyen Aşk, klasik aşk romanlarının ögelerini taşıyan, ama bambaşka... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 5 ay
mehmeticmen kütüphanesine ekledi.
Küçük Prens

Hiç kimsenin kitabımı özensizce okumasını istemem doğrusu. Bu anılarımı yazarken çok üzüntülü anlar yaşadım. Arkadaşım koyunu ile birlikte beni bırakıp gideli tam altı yıl oldu. Onu burada anlatmaya çabalıyorsam, bu biraz da onu unutmamak için. Arkadaşı unutmak çok üzücü bir şey. Herkesin arkadaşı olmamıştır. Arkadaşımı unutursam, kendimi o, sayılardan başka bir şeye değer vermeyen büyükler gibi hissederim sonra.
Çölde uçağı düşen pilotun başına dikilip "Bana bir kuzu resmi çiz." diye tutturan, gezegeninde tek başına bıraktığı gül için de acı çeken, büyük insanları anlamakta zorlanan Küçük Prens... Buğday saçlı, gizemli küçük çocuk... Yaratıcı pilot-yazar Antoine de Saint Exupery ile arasındaki benzerlikler çarpıcı. Küçük Prens'in gün batımlarında hüzünlenip düşündüğü dört dikenli gülü varsa, Saint-Exupery'nin de Arjantin Postaları için çalışırken tanıştığı, Salvadorlu Consuelo adında bir sevgilisi var. Ve onunla evlenmiş. 1944 yılı Temmuz ayında Korsika'dan havalanan uçağı, Akdeniz'de kayıplara karışmadan dört gün önce Consuelo'ya: Sizi seviyorum, sizi hep koruyacağım. diye yazmış. Ama Küçük Prens'in gülünü fanus ile kapatıp korurken, o deli dolu, başına buyruk Consuelo'ya esasında pek söz geçirememiş, onu kanatları altına alamamış. Uçağın kalıntıları, 60 yıl sonra Nisan 2004'ün başlarında Marsilya açıklarında bulundu. Kaza mı, intihar mı bilinmiyor. "Gerçeği sadece yüreğinle görebilirsin." diyen yazar, bu dünyaya veda edip giden Küçük Prens gibi yok olup gitmiş. Sırlarını bilen yok. Cevdet Yalçın
Küçük Prens'i tanıyan-tanımayan, yeniden keşfetmek isteyen, ya da çizgi roman meraklısı olan her yaştaki çocuklar için, Joann Sfar'ın muhteşem çizgileriyle.

Hiç kimsenin kitabımı özensizce okumasını istemem doğrusu. Bu anılarımı yazarken çok üzüntülü anlar yaşadım. Arkadaşım koyunu ile birlikte beni bırakıp gideli tam altı yıl oldu. Onu burada anlatmaya çabalıyorsam, bu biraz da onu unutmamak için. Arkad... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 5 ay
mehmeticmen okumuş.
Küçük Prens

Hiç kimsenin kitabımı özensizce okumasını istemem doğrusu. Bu anılarımı yazarken çok üzüntülü anlar yaşadım. Arkadaşım koyunu ile birlikte beni bırakıp gideli tam altı yıl oldu. Onu burada anlatmaya çabalıyorsam, bu biraz da onu unutmamak için. Arkadaşı unutmak çok üzücü bir şey. Herkesin arkadaşı olmamıştır. Arkadaşımı unutursam, kendimi o, sayılardan başka bir şeye değer vermeyen büyükler gibi hissederim sonra.
Çölde uçağı düşen pilotun başına dikilip "Bana bir kuzu resmi çiz." diye tutturan, gezegeninde tek başına bıraktığı gül için de acı çeken, büyük insanları anlamakta zorlanan Küçük Prens... Buğday saçlı, gizemli küçük çocuk... Yaratıcı pilot-yazar Antoine de Saint Exupery ile arasındaki benzerlikler çarpıcı. Küçük Prens'in gün batımlarında hüzünlenip düşündüğü dört dikenli gülü varsa, Saint-Exupery'nin de Arjantin Postaları için çalışırken tanıştığı, Salvadorlu Consuelo adında bir sevgilisi var. Ve onunla evlenmiş. 1944 yılı Temmuz ayında Korsika'dan havalanan uçağı, Akdeniz'de kayıplara karışmadan dört gün önce Consuelo'ya: Sizi seviyorum, sizi hep koruyacağım. diye yazmış. Ama Küçük Prens'in gülünü fanus ile kapatıp korurken, o deli dolu, başına buyruk Consuelo'ya esasında pek söz geçirememiş, onu kanatları altına alamamış. Uçağın kalıntıları, 60 yıl sonra Nisan 2004'ün başlarında Marsilya açıklarında bulundu. Kaza mı, intihar mı bilinmiyor. "Gerçeği sadece yüreğinle görebilirsin." diyen yazar, bu dünyaya veda edip giden Küçük Prens gibi yok olup gitmiş. Sırlarını bilen yok. Cevdet Yalçın
Küçük Prens'i tanıyan-tanımayan, yeniden keşfetmek isteyen, ya da çizgi roman meraklısı olan her yaştaki çocuklar için, Joann Sfar'ın muhteşem çizgileriyle.

Hiç kimsenin kitabımı özensizce okumasını istemem doğrusu. Bu anılarımı yazarken çok üzüntülü anlar yaşadım. Arkadaşım koyunu ile birlikte beni bırakıp gideli tam altı yıl oldu. Onu burada anlatmaya çabalıyorsam, bu biraz da onu unutmamak için. Arkad... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 5 ay
mehmeticmen kütüphanesine ekledi.
Beyoğlu Rapsodisi

Üç arkadaşın hikâyesi bu. Biraz da Beyoğlu'nun hikâyesi. Beyoğlu'nun karmaşasının, kalabalıkların arasına gizlenen sırların hikâyesi. Sokakların, binaların, bildiğimiz, bilmediğimiz köşelerin, ama en çok insanların hikâyesi. Çocukluktan başlayan, mekânı yine Beyoğlu olan bir dostluğun bugünü anlatılıyor 'Beyoğlu Rapsodisi'nde. Üç farklı kişiliğin, üç farklı yaşam tarzının birleştiği bir nokta bu dostluk. Önce onları tanıyoruz, hayatlarına tanık oluyoruz. Sanıyoruz ki, her şey hep böyle doğal gidecek. Sanıyoruz ki, hayat normal seyrini sürdürecek. Ama gün geliyor, bir fotoğraf sergisi hayatlarını değiştiriyor. Önce bir kadın giriyor bu üçlünün arasına, bir Rus. Sonra cinayet fikri hayatlarının bir parçası oluyor. Soruşturmalar, sorular... Ve sırlar geliyor ardından. Ahmet Ümit bu son romanında polisiye gerilim edebiyatının sınırlarını aşmayı deniyor. Okuyucusunu sürpriz bir sonla ödüllendirmenin yanı sıra ölümsüzlük üzerine, dostluk üzerine, aile üzerine, sahip olma duygusu üzerine sorular sorduruyor. Ahmet Ümit'ten heyecan dozu yüksek bir polisiye roman bekleyenleri hayal kırıklığına uğratmayacak, ama yazarın daha geniş sularda da keyfince yelken açtığını kanıtlayan bir kitap 'Beyoğlu Rapsodisi'. Adım adım Beyoğlu ve karış karış insan var bu romanda.

Üç arkadaşın hikâyesi bu. Biraz da Beyoğlu'nun hikâyesi. Beyoğlu'nun karmaşasının, kalabalıkların arasına gizlenen sırların hikâyesi. Sokakların, binaların, bildiğimiz, bilmediğimiz köşelerin, ama en çok insanların hikâyesi. Çocukluktan baş... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 5 ay
Daha Fazla Göster

mehmeticmen şu an ne okuyor?

mehmeticmen şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.