Yaşar Kemal`in Romancılığı

Türkiyede eleştiri denildiği zaman akla gelen ilk isim olan Fethi Nacinin Reşat Nurinin Romancılığı ve Sait Faikin Hikâyeciliğinin ardından Yaşar Kemalin Romancılığı isimli kitabı da YKY edebiyat dizisinden çıktı. Kitap, Yaşar Kemalin romancı dünyasını daha yakından tanımak isteyenler için tam bir yol gösterici... TADIMLIK1. Yaşar Kemal ve Türk İnsanıFransız, İngiliz, Alman ya da Rus denince hemen belirli kişisel özellikler gelir aklımıza; Ha, İngilizler mi? diye başlar, İngilizlerin birtakım özelliklerini sıralamaya koyuluruz. Peki, Türk denince ne geliyor aklımıza? Türkiye denince Şiş kebabı çok güzel, Boğaz harikulade! diyen yabancılar gibi, biz de, en çok, Konukseverlik, tevekkül gibi sözcükleri yinelemekten başka bir şey diyebiliyor muyuz?Gerçekte, artık, Türk insanı denince aklımıza belirli niteliklerin gelmemesini olağan karşılamak gerek; çünkü, yüzyılımızda, Türkiye ve Türk insanı çok hızlı bir değişim içinde: Kapitalizm, değer yargılarını, beğenileri, kimi insani duyguları altüst ediyor. Bu, yalnız Türkiyede böyle değil; bütün dünyada böyle. Çağımızın Fransızı, İngilizi, Almanı, Rusu, bizim bildiğimizi sandığımız Fransız, İngiliz, Alman, Rus değil. Bizim bildiğimizi sandıklarımız, on dokuzuncu yüzyıl romanının bize öğrettikleri. Bir Dostoyevski çıkıp da Rus halkı Hamletler çıkarmaz, bizden Karamazovlar çıkar ancak, dediği içindir ki Rus denince aklımıza belirli özellikleri olan kişi geliyor. Ama bunlar on dokuzuncu yüzyılda kaldı. On dokuzuncu yüzyılda güçlü bir Türk romanı olsaydı, Türk denince herkesin aklına belirli özellikleri olan bir kişi gelebilirdi. Ama geçti artık.Gene de edebiyatımızda, Türk insanını demiyeyim, kapitalizm öncesi dönemin belirli bir bölgede yaşayan Türk köylüsünü belli başlı nitelikleriyle betimleyen bir romancı var: Yaşar Kemal.Romancılarımız, Türk köylüsünü ya idealize etmişlerdir, ya köylülerin kimi davranışlarını, düşünüşlerini saklamışlar, kentlilere karşı kol kırılır yen içinde havasına girmişlerdir, ya da köylülere büyük mal diye, kavat diye bakmışlardır. Bir Yaşar Kemal vardır romanımızda köylüleri olduğu gibi gösteren; Yaşar Kemal, yaşantısına ve tanıklığına bağlı kalmış, gerçekçilikten sapmamıştır. Bunun içindir ki Türk köylüsünü olduğu gibi tanımak için elimizdeki tek kaynak, Yaşar Kemalin romanlarıdır.Ortadireki düşünüyorum: Değişik olaylar ve kişiler karşısındaki tepkileriyle tanıdığımız Meryemin, Alinin, Elifin ilişkileri, bu üç kişinin aralarındaki ana-oğul, gelin-kaynana, karı-koca ilişkileri, ancak o ilkel tarımsal üretim düzeyinde yaşayan Türk köylüsünün ilişkileridir; başka ülkelerde o ilişkilere rastlanabileceğini sanmıyorum. Yaşar Kemalin büyük başarısı burada, bence: Hem roman okurlarını, hem de toplum ve insan gerçekliğimizi araştırmak isteyen toplumbilimcileri doyurabilmesinde. Yaşar Kemal, yazdığının roman olduğunu hiçbir zaman unutmaz; anlattığı çevrenin ekonomik-toplumsal yapısını bütün ayrıntılarıyla bilir, ama bu geniş bilginin romana girmemesi gereken büyük kısmını yazmamak ustalığını gösterir. Yaşar Kemal, romancı olduğunu hiçbir zaman unutmaz; bunun için, uzaktan bakılınca hep birbirlerine benzer görünen köylülerin hiç de birbirlerine benzemediklerini, öyle akla kara gibi şematik tasniflerle köylülerin anlatılamayacağını, hepsinin ayrı bir iç dünyası olduğunu, bireysiz olduğu söylenen köy topluluklarında unutulmaz bireysel dramların yaşanabileceğini gösterir. Bunun içindir ki bir görev, giderek bir tutku haline gelen öldürme saplantısı, korkular, kaygılar, düşle gerçek arası bocalamalar, kurtulmak için çabalamalar içindeki Memidiki anlatırken Memidikin kişiliğinde bir köylü Hamlet yaratabiliyor, bir Türk köylüsünde de bir Shakespeare kişisinin yaşayabileceğini gösterebiliyor (bkz. Ölmez Otu).Köyü, köylüyü anlatan Yaşar Kemal, köy toplumunun durağan bir toplum olmadığını, köyde de bir şeylerin değişmekte olduğunu gören ve gösteren bir romancı. Değişik ekonomik-toplumsal koşullar, köy insanını, bu insanın inanışını, töresini değiştirmektedir. Bunu en iyi Yusufcuk Yusufta görürüz. Yaşar Kemal, Yusufcuk Yusufta, astığı astık, kestiği kestik derebey artığı ağa tipinin çöküşünü, yok oluşunu ve bu çöküşle, bu yok oluşla birlikte giden bir gelişmeyi, yani tarımdan para kazanan ağaların –Demokrat Partinin de kredi yardımlarıyla– sanayi alanına yatırım yapmalarını anlatır, eski toprak ağalarının yavaş yavaş sanayici olmaları sürecini betimler. Değişen yaşam koşulları, gelenek ve görenekleri de değiştiriyor: Kan davası güden iki ağanın çocukları, aynı şirketin idare meclisinde artık birlikte çalışabilmektedirler.Bu kısa yazının yazılmasının nedeni, Yaşar Kemalin Sedat Simavi Vakfı 1985 Edebiyat Ödülünü alması. Bunun için, bu ödüle vesile olan İnce Memed 3ten de söz etmek istiyorum.İnce Memed 3te de ağa ve bürokrasi zulmünü, köylülerin çektiklerini anlatıyor Yaşar Kemal. Ve doğayı; bütün güzelliğiyle, bütün şiiriyle. Doğayı anlatırken dilin olanaklarını zorluyor Yaşar Kemal. Gitgide daha çok inanıyorum: Ancak şiirle uğraşmış yazarlar düzyazıyı ustalıkla kullanabiliyorlar; şiiri bırakmış da olsalar, şiirle içli dışlı olmak, Türkçenin olanaklarını sonuna kadar zorlayabilmek için gerekli. Yaşar Kemalde açıkça görülüyor bu. Son romanlarında, Türkçenin cümle yapısını da geliştirmeye çalışıyor; Fransızca cümle yapısına benzer bir yapı kullanarak daha uzun cümleler kuruyor, bu uzun cümleler anlattıkları için –özellikle doğa betimlemeleri için– çok uygun düşüyor.Yaşar Kemal, İnce Memed 3te mecbur olmak üzerinde duruyor İnce Memedin İnce Memedliğini açıklamak için. Battal Ağa, Ben seni azıcık tanıyorsam, senin içindeki bu kurt var iken, böyle de depreşip durur iken, sen mecbursun. Köroğlu da mecburdu, deyince İnce Memed, Biliyorum mecburum, biliyorum duramam, biliyorum İnce yitince ben buna dayanamam, der. Ve Battal Ağanın açıklaması: İnce Memed öldürülecek, onun yerine Ali Memed gelecek, o da öldürülecek onun yerine Hasan Memed gelecek. O da öldürülünce Veli Memed gelecek. O da, o da, o da... Sen ne sanıyorsun oğlum Memed, İnce Memedler bitecek mi sanıyorsun? Her insanın içinde bir mecbur kurdu, bir İnce Memedlik, bir Köroğluluk kurdu var. Köroğlu gitti İnce Memed geldi. İnsanoğlunun içinde bu kurt oldukça insanoğlu ne olursa olsun yenilmeyecek.İnce Memed 3, Yaşar Kemalin mizah gücünü de gözler önüne seren bir roman. Özellikle Topal Ali ile Murtaza Ağanın ilişkilerinin anlatıldığı sayfalar.1985

Türkiyede eleştiri denildiği zaman akla gelen ilk isim olan Fethi Nacinin Reşat Nurinin Romancılığı ve Sait Faikin Hikâyeciliğinin ardından Yaşar Kemalin Romancılığı isimli kitabı da YKY edebiyat dizisinden çıktı. Kitap, Yaşar Kemalin romancı dünyasını daha yakından tanımak isteyenler için tam bir yol gösterici... TADIMLIK1. Yaşar Kemal ve Türk İnsanıFransız, İngiliz, Alman ya da Rus denince hemen belirli kişisel özellikler gelir aklımıza; Ha, İngilizler mi? diye başlar, İngilizlerin birtakım özelliklerini sıralamaya koyuluruz. Peki, Türk denince ne geliyor aklımıza? Türkiye denince Şiş kebabı çok güzel, Boğaz harikulade! diyen yabancılar gibi, biz de, en çok, Konukseverlik, tevekkül gibi sözcükleri yinelemekten başka bir şey diyebiliyor muyuz?Gerçekte, artık, Türk insanı denince aklımıza belirli niteliklerin gelmemesini olağan karşılamak gerek; çünkü, yüzyılımızda, Türkiye ve Türk insanı çok hızlı bir değişim içinde: Kapitalizm, değer yargılarını, beğenileri, kimi insani duyguları altüst ediyor. Bu, yalnız Türkiyede böyle değil; bütün dünyada böyle. Çağımızın Fransızı, İngilizi, Almanı, Rusu, bizim bildiğimizi sandığımız Fransız, İngiliz, Alman, Rus değil. Bizim bildiğimizi sandıklarımız, on dokuzuncu yüzyıl romanının bize öğrettikleri. Bir Dostoyevski çıkıp da Rus halkı Hamletler çıkarmaz, bizden Karamazovlar çıkar ancak, dediği içindir ki Rus denince aklımıza belirli özellikleri olan kişi geliyor. Ama bunlar on dokuzuncu yüzyılda kaldı. On dokuzuncu yüzyılda güçlü bir ... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri



ISBN
975080791X

Etiketler: eleştiri-kuram

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Okumuş kimse bulunamadı.

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski