Taht Şehrinde Zaman

Buz gibi su; hayat kaynağı...
Bu kaynak, Sarı İhsan'ın yalvaran gözlerinin önünden, dudaklarına teğet geçerek akıp gitti.
'Suyu hak edecek bir kelam mı çıktı ağzından bre deyyus '
Cellat Ali doğru söylüyordu.
İhsan, bu alev alev yanan günde ser vermeye her şeyden daha istekli görünüyordu ama sır vermeyecekti!
'Konuş ulan kahpe dölü!'

Adamın suratına inen çelik ağırlığındaki darbelerin haddi hesabı yoktu. İhsan'ın yüzü gözü Osmanlı tokadıyla şişmiş, kan içinde kalmıştı. Ama aldırış bile etmiyordu. Acıya da, insanoğlunun en temel ihtiyacına da karşı koyuyordu. Cellat Kara Ali, onun şimdiye kadar uğraştığı en zorlu adamlardan biri olduğunu anlamıştı. Hatta en zorlusu! Adama sırf bu yüzden tuhaf bir saygı duymaya başlamıştı. Sarı İhsan, tüm dişleri sökülürken de, el ve ayak tırnakları çekilirken de konuşmamıştı.
Ali, onu asla konuşturamayacağını biliyordu. Ama bu görevini sonuna kadar yapmasına mani olmayacaktı. İhsan'ı bağlı olduğu iki arşın boyundaki kalas parçası üzerinde çırılçıplak bırakmıştı. Herifin önce muhtelif yerlerindeki sinirleri çekti.
Nihayetinde o da etten ve kemikten yapılmıştı. Kurt, kuş ve cümle yaratıkların sesini gölgede bırakacak şekilde bağırıyordu. Bu çığlıklar sanki yüreği çıkarılmış bir şehrin dudaklarından yükseliyordu.

Buz gibi su; hayat kaynağı...
Bu kaynak, Sarı İhsan'ın yalvaran gözlerinin önünden, dudaklarına teğet geçerek akıp gitti.
'Suyu hak edecek bir kelam mı çıktı ağzından bre deyyus '
Cellat Ali doğru söylüyordu.
İhsan, bu alev alev yanan günde ser vermeye her şeyden daha istekli görünüyordu ama sır vermeyecekti!
'Konuş ulan kahpe dölü!'

Adamın suratına inen çelik ağırlığındaki darbelerin haddi hesabı yoktu. İhsan'ın yüzü gözü Osmanlı tokadıyla şişmiş, kan içinde kalmıştı. Ama aldırış bile etmiyordu. Acıya da, insanoğlunun en temel ihtiyacına da karşı koyuyordu. Cellat Kara Ali, onun şimdiye kadar uğraştığı en zorlu adamlardan biri olduğunu anlamıştı. Hatta en zorlusu! Adama sırf bu yüzden tuhaf bir saygı duymaya başlamıştı. Sarı İhsan, tüm dişleri sökülürken de, el ve ayak tırnakları çekilirken de konuşmamıştı.
Ali, onu asla konuşturamayacağını biliyordu. Ama bu görevini sonuna kadar yapmasına mani olmayacaktı. İhsan'ı bağlı olduğu iki arşın boyundaki kalas parçası üzerinde çırılçıplak bırakmıştı. Herifin önce muhtelif yerlerindeki sinirleri çekti.
Nihayetinde o da etten ve kemikten yapılmıştı. Kurt, kuş ve cümle yaratıkların sesini gölgede bırakacak şekilde bağırıyordu. Bu çığlıklar sanki yüreği çıkarılmış bir şehrin dudaklarından yükseliyordu.


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri

Karton Cilt, 488 sayfa
Mayıs2012 tarihinde, Sayfa6 Yayınları tarafından yayınlandı


Dil
Türkiye Türkçesi

Etiketler: roman

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

dostum asayamatla
2 kişi

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski