İranın çağdaş şairlerinden ve ressamlarından olan Sohrab Sepehri 6 Ekim 1928de Kum kentinde dünyaya geldi. Kaşanda büyüdü. Sepehri 1950li yılların sanatçılarındandır. Ahmed Şamlunun ifadesiyle Bu neslin sanatçılarının en belirgin özelliği karmaşık dünyanın karşısında nerede durduklarını ve kendi kimliklerine nasıl sahip çıkacaklarını bilmeleriydi.Sepehri, Avrupa, Mısır, Pakistan, Hindistan ve Japonyada bulundu. Hindistanda Doğu bilgeliğiyle ve Japonyada Zen-Budizmle tanıştıktan sonra kendine has bir üslup elde etti. Bunu şiirlerine ve resimlerine aktardı.Sepehri, resimleriyle şiir yazar, şiirleriyle resim yapar.Kaşan şehrindenim.İşim resim yapmaktır.Bazen bir kafes boyar,Size satarım.Orda mahpus çayırkuşu, sesiyleyalnız gönlünüzü tazelesin diye.Bu bir hayal, bu bir hayal,Biliyorum,Tuvalim cansızdır.İyi biliyorum,Çizdiğim havuz balıksızdır.
******
Sepehri çöl çocuğudur; (...) Firuze taşından taneleri olan bir tesbihe benzeyen İranın ortasındaki çölün çevresinde Kaşan, sanki akıl çelici vahalar topluluğunun merkeziymişçesine durur. (...) Ve Sepehri, çölün bu serabımsı anlarını herkesten daha iyi bilir, tanrıyı arayan salikleri karşılayan bu yeşil halıları, gökyüzünde asılı bu firuze ülküsel kubbeleri. Ve bu yurdun coğrafyası, bir şiirin arifane şevkinde ya da bir tualin simyevi bileşimlerinde yeniden yapılanan bir ülküdür.Sepehri, kökleri kendi iklimlerinde olan tüm asil şairler gibi doğum yerinin hayat dolu özünden beslenir; bu öz, büyük bir şiirsel geleneği olan İran gibi bir ülkede, kaçınılmaz olarak, irfanla iç içedir. (...) Sepehri çöl çocuğudur, ve bugünkü dünyaya, açık havaların meltemleriyle yıkanmış gözlerle, ve yükseklerin temiz havalarındaki açık zihinle ve zahitçe bir çekinme duygusuyla bakar.Daryuş Şayegan
******
İranın çağdaş şairlerinden ve ressamlarından olan Sohrab Sepehri 6 Ekim 1928de Kum kentinde dünyaya geldi. Kaşanda büyüdü. Sepehri 1950li yılların sanatçılarındandır. Ahmed Şamlunun ifadesiyle Bu neslin sanatçılarının en belirgin özelliği karmaşık dünyanın karşısında nerede durduklarını ve kendi kimliklerine nasıl sahip çıkacaklarını bilmeleriydi.Sepehri, Avrupa, Mısır, Pakistan, Hindistan ve Japonyada bulundu. Hindistanda Doğu bilgeliğiyle ve Japonyada Zen-Budizmle tanıştıktan sonra kendine has bir üslup elde etti. Bunu şiirlerine ve resimlerine aktardı.Sepehri, resimleriyle şiir yazar, şiirleriyle resim yapar.Kaşan şehrindenim.İşim resim yapmaktır.Bazen bir kafes boyar,Size satarım.Orda mahpus çayırkuşu, sesiyleyalnız gönlünüzü tazelesin diye.Bu bir hayal, bu bir hayal,Biliyorum,Tuvalim cansızdır.İyi biliyorum,Çizdiğim havuz balıksızdır.
******
Sepehri çöl çocuğudur; (...) Firuze taşından taneleri olan bir tesbihe benzeyen İranın ortasındaki çölün çevresinde Kaşan, sanki akıl çelici vahalar topluluğunun merkeziymişçesine durur. (...) Ve Sepehri, çölün bu serabımsı anlarını herkesten daha iyi bilir, tanrıyı arayan salikleri karşılayan bu yeşil halıları, gökyüzünde asılı bu firuze ülküsel kubbeleri. Ve bu yurdun coğrafyası, bir şiirin arifane şevkinde ya da bir tualin simyevi bileşimlerinde yeniden yapılanan bir ülküdür.Sepehri, kökleri kendi iklimlerinde olan tüm asil şairler gibi doğum yerinin hayat dolu özünden beslenir; bu öz, büyük bir şiirsel geleneği olan İran gi... tümünü göster