Sovyet Sonrası Karmaşa

Doksanlı yıllar boyunca insanlara, hayatlarını devam ettirebilmek için tek ve alternatifsiz bir sisteme mecbur oldukları anlatıldı. Kapitalizm ve onun iktisadî-siyasî mekanizmaları en akılcı, insan tabiatına en uygun seçenek olarak sunuldu; piyasanın hayatı en adilane bir şekilde düzenleyen mübadele biçimi olduğu tartışmasız kabul edilsin istendi. Kapitalizme geç kalan toplumların önlerinde ne büyük fırsatların olduğu vazedildi. Joma Nazpary, Sovyetler Birliğinin dağılmasının ardından Kazakistanda ortaya çıkan gelişmeleri tartıştığı Sovyet Sonrası Karmaşa: Kazakistanda Şiddet ve Mülksüzleşmede, kapitalizmin tek alternatif olarak sunulduğu ve savunulduğu bir ortamda birbirlerini yok edecekmişcesine çatışan, çarpışan, yaşamaya gayret eden insanların hikâyesini anlatıyor. Adına yaşamak denen bir mücadelenin kâh mülksüzler arası şiddete, rüşvete, acımasızlığa; kâh fahişeliğe, dışlanmaya, ezilmeye dönüştüğü bir cangılda insanları ne hale getirdiğini vukufla tartışıyor. Kazak milliyetçiliğinin dil, toplumsal hayat, eğitim, sosyal güvenlik politikalarındaki pervasızlığı ve kendine has trajikomikliğiyle çevrelenmiş araştırma, kapitalizmin insanları kendi insanî vasıflarından sıyırırken ne tür bir devlet planlaması ile varolabileceğini bir kez daha ve acımasız bir çarpıcılıkla gözlerimizin önüne seriyor.

Doksanlı yıllar boyunca insanlara, hayatlarını devam ettirebilmek için tek ve alternatifsiz bir sisteme mecbur oldukları anlatıldı. Kapitalizm ve onun iktisadî-siyasî mekanizmaları en akılcı, insan tabiatına en uygun seçenek olarak sunuldu; piyasanın hayatı en adilane bir şekilde düzenleyen mübadele biçimi olduğu tartışmasız kabul edilsin istendi. Kapitalizme geç kalan toplumların önlerinde ne büyük fırsatların olduğu vazedildi. Joma Nazpary, Sovyetler Birliğinin dağılmasının ardından Kazakistanda ortaya çıkan gelişmeleri tartıştığı Sovyet Sonrası Karmaşa: Kazakistanda Şiddet ve Mülksüzleşmede, kapitalizmin tek alternatif olarak sunulduğu ve savunulduğu bir ortamda birbirlerini yok edecekmişcesine çatışan, çarpışan, yaşamaya gayret eden insanların hikâyesini anlatıyor. Adına yaşamak denen bir mücadelenin kâh mülksüzler arası şiddete, rüşvete, acımasızlığa; kâh fahişeliğe, dışlanmaya, ezilmeye dönüştüğü bir cangılda insanları ne hale getirdiğini vukufla tartışıyor. Kazak milliyetçiliğinin dil, toplumsal hayat, eğitim, sosyal güvenlik politikalarındaki pervasızlığı ve kendine has trajikomikliğiyle çevrelenmiş araştırma, kapitalizmin insanları kendi insanî vasıflarından sıyırırken ne tür bir devlet planlaması ile varolabileceğini bir kez daha ve acımasız bir çarpıcılıkla gözlerimizin önüne seriyor.


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri



ISBN
9750501306

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Okumuş kimse bulunamadı.

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski