Sadece Seni Sevdiğimi Söylemek İçin Aramıştım

"Öpmeye doyamayacağım bir kadınla karşılaşmadım."

Su, tez konusu olarak bir telekız olmayı seçti; tanımadığı erkeklerle 6 ay boyunca telefonla konuştu, onların dertlerini dinledi, yol gösterdi, fantezileriyle onları mutlu etti. Konuştuğu erkeklerin kimisi kendine çok güvenliydi. Ama içlerinden birisi (Mert), hiç konuşmuyor sadece Su'nun sesini dinliyordu…
Birkaç konuşmadan sonra; Mert utangaçlığını yavaş yavaş üstünden atmaya başladı, kendinden bahsediyordu; Su ise kuralları gereği kendisi ve hayatı hakkında hiçbir ipucu vermiyor; tıpkı bir telekız gibi davranıyordu…
Gün geçtikçe Mert, hiç görmediği bu genç kadına tutkuyla bağlandı. Onu görmek, ellerini tutmak, teninde ellerini dolaştırmak, kokusunu hissetmek istiyordu… Ama Su, sadece bir oyunun içindeydi; bu gerçek değildi…
Mert'in son sözü ise şuydu: SADECE SENİ SEVDİĞİMİ SÖYLEMEK İÇİN ARAMIŞTIM…
O günden sonra, Su'ya artık ulaşamaz oldu…
Peki ya kader onlara bir şans daha verse, bu kez sesleri değil; gözleri buluşsa, birbirlerini tanırlar mıydı?

"Aynı gökyüzünü paylaşmadığımızı biliyorsun değil mi?"
"Sana kendi gökyüzümü göstermeyi isterdim."
(Tanıtım Bülteninden)

"Öpmeye doyamayacağım bir kadınla karşılaşmadım."

Su, tez konusu olarak bir telekız olmayı seçti; tanımadığı erkeklerle 6 ay boyunca telefonla konuştu, onların dertlerini dinledi, yol gösterdi, fantezileriyle onları mutlu etti. Konuştuğu erkeklerin kimisi kendine çok güvenliydi. Ama içlerinden birisi (Mert), hiç konuşmuyor sadece Su'nun sesini dinliyordu…
Birkaç konuşmadan sonra; Mert utangaçlığını yavaş yavaş üstünden atmaya başladı, kendinden bahsediyordu; Su ise kuralları gereği kendisi ve hayatı hakkında hiçbir ipucu vermiyor; tıpkı bir telekız gibi davranıyordu…
Gün geçtikçe Mert, hiç görmediği bu genç kadına tutkuyla bağlandı. Onu görmek, ellerini tutmak, teninde ellerini dolaştırmak, kokusunu hissetmek istiyordu… Ama Su, sadece bir oyunun içindeydi; bu gerçek değildi…
Mert'in son sözü ise şuydu: SADECE SENİ SEVDİĞİMİ SÖYLEMEK İÇİN ARAMIŞTIM…
O günden sonra, Su'ya artık ulaşamaz oldu…
Peki ya kader onlara bir şans daha verse, bu kez sesleri değil; gözleri buluşsa, birbirlerini tanırlar mıydı?

"Aynı gökyüzünü paylaşmadığımızı biliyorsun değil mi?"
"Sana kendi gökyüzümü göstermeyi isterdim."
(Tanıtım Bülteninden)


Değerlendirmeler

değerlendirme
6 puan

http://illekitap.blogspot.com.tr/2014/09/eda-tuzcal-sadece-seni-sevgigimi.html

Değişik kapak tasarımı ve konusu, ilginç kurgusu ile bir Türk yazar daha kendini göstermiş bulunuyor! :)

Öncelikle Eda Tuzcalı, bu kitabında akıcı bir kalem kullanmış ve okuru sıkmadan gereksiz detaylara girmeden de kurguyu tamamlamış. Her şeyi tadında bırakmış, gereksiz uzatmamış ve sonunda okurun yüzünde gülümseme oluşturacak şekilde yazmış kitabı...

Ama...

Bu demek değil ki kitap dört dörtlük! Hayır... eksikleri vardı bence...

Konunun güzel olduğunu söylemiştim, bu konu duyguları daha çok hissettirilecek şekilde yazılsaydı o zaman daha etkileyici bir kitap ortaya çıkardı.

Sude, Mert'le telefon konuşmalarından etkilendi ama arkadaş sadece iki kelime konuşmayla nasıl aşık oldu... hadi aşık oldu da bunu niye damdan düşer gibi anladı! Hadi Sude'yi geçtim, Mert sen nasıl hiç görmediğin tanımadığın bir kıza, sadece bir iki söz ettiğin kıza aşık oldun! Hadi aşık oldun ama hangi ara aşık oldun?

Hadi bunları da bir kenara bıraktım diyelim... O zaman bu ikisinin konuştukları 6 ay ne çabuk geçti? Abi bir durun ya!!!

Hadi Sude ve Mert'i geçtim... Gelelim Kaan ve Ceylin'e... arkadaş kız iki sefer hayır dedi Kaan kızın peşine düştü sonra bir baktık bunlarda ateş bacayı sarmış!!!

Her şeyi unuttum! Tamam kabul aşık oldular! Sude ve Mert ne çabuk sorunları çözdüler yav... Bir durun! Sakin olun! Azıcık duyguları konuşturun!

Yalnız bakın kitap kötüydü demiyorum! İlginç bir konusu vardı ama duygudan yoksun yazılmıştı. Bu kitapta karakterlerin duyguları biraz daha ön planda tutulsa... duyguları daha hissedilir olsaydı kitap muhteşem bir kurguya sahip, çok iyi bir aşk romanı olabilirdi. Bu şekilde sadece okura iyi vakit geçirtecek, biraz eğlendirip, biraz sinirlendirecek, arada gülümsetecek, zaman zaman azıcık romantizm hissettirecek bir kitap modunda!

Yazarın sanırım ilk kitabı, dolayısıyla bu tür şeyler olabiliyor. Her zaman ilkler mükemmel olmuyor ne yazık ki... Bundan sonraki kitaplarında duygulara biraz daha önem verirse daha iyi olacağının kanaatindeydim.

Kitabı da eğer, sıkıntı stresten uzaklaşmak, keyifli vakit geçirmek, hafif dikkat gerektirmeden okunacak bir kitap arayışındaysanız tavsiye ederim.

Ben şahsen bu kitaba 5 üzerinden 3 verirdim... O da ilgi çekici konusu ve okurken keyifli zaman geçirdiğim için :)

8 puan

Türk yazarlara olan ilgim gitgide artıyor. Hele ki konusu böyle ilgi çekici olunca daha da bir hoşuma gitti. Telekız muhabbetini hep merak etmişimdir. Kitabımızın konusuda öyle. Sude yani Su tezi için telekız olmaya karar verir. Bir gün bir telefon alır ama karşısındaki kişi hemen telefonu kapatır. Bu bir süre böyle devam ederken Mert sonunda konuşmaya başlar. Mert'in Sude'nin beklemediği bir itirafta bulunması ve Sude'nin tezinin bitmesi ile iletişimleri kopar.

Aradan geçen üç yılın ardından Hope isimli bir bar ve karakterlerimizin bir araya gelmesi ile olaylar gelişir. Mert ve Sude karşılaşır ama Mert Sude'ye kırgın ve kızgındır. Sude ise şok olmuş bir vaziyettedir.


Sude , arkadaşları ( Ceylin , Deniz ve Ela ) ve Miray kendini beğenmiş ve biz mükemmeliz havalarında takılan güzel ve erkekleri parmaklarında oynatan insanlardır. Birbirleriyle olan şakalaşmaları eğlence anlayışları kesinlikle kitapta en beğendiğim kısımlardan biriydi.

Hakan ise kendisini Charlie kızları da melekleri olarak düşünen bir abi havasında takılan yakışıklı , çapkın ve Hope'un ortaklarından biri.

Kaan ise Allahım. O kadar kibirli egoist ki. Evet megaloman manyak. Uyuz , gıcık , domuz.. Daha bir sürü sayabilirim ama susmayı tercih ediyorum. Hope'un diğer ortağı. Ceylin ile aralarında geçenler ve sonrasındaki domuz gibi davranışlarından dolayı Kaan'dan hoşlanmadığımı ( aslında çok hoşlandım demek oluyor bu :P ) söylemeden edemeyeceğim.

Vee gelelim asıl karakterimize. Mert diğer kitaplarda gördüğümüz egoist bir karakterden ziyade duygusal karşısındakine değer veren bir erkek.

“Öpmeye doyamayacağım bir kadınla karşılaşmadım.”


Peki;

Sude Mert'i sevebilecek mi?
Mert Sude'ye güvenebilecek mi?
Ceylin Kaan ile mutlu olabilecek mi?
Deniz kimlerle karşılaşacak?

Tüm bu soruların cevabı için kitabı okumanız gerekiyor.

Kitabı daha çok anlatmak isterdim ama maalesef söyleyeceğim en ufak bir kelime bile spoiler içerebilir. O yüzden bu yazdıklarımla yetinmeniz gerekiyor.

En sevdiğim kısımsa yan karakterlere yer verilmesi oldu. Şahsen ben Mert ve Sude'den ziyade Kaan ve Ceylin'in hikayesini daha çok sevdim. Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen bence gayet iyi bir anlatımı vardı.

Kitaptaki tek sevmediğim nokta aradan geçen senelerin bize vurgulanmaması. 3 sene sonra gibi bir yazı bekledim.Bunu da yazarın ilk kitabı olmasına bağlıyorum.

9 yıl, 7 ay
6 puan

Orjinal Adı : Sadece sadece Seni Sevdiğimi Söylemek İçin Aramıştım
Yazar : Eda Tuzcalı
Yayınevi : Altın Bilek yayınları
Goodreads Puanı : 5/4
Puanım :5 / 3,5


Oldukça eğlendirici,duygu yüklü ve düşündürücü bir romandı. Asıl ve yan karakterlerin hikayeye eşit katkıda bulunduğu bir romandı. Yazarın sitili Vefa Enver'i Jane Graves'i anımsattı bana. Fakat Eda Tuzcalı'nın kaleminin farklılıkları da çok güzeldi.

Karakterler başlarda kim kimdir diye okurken kargaşa yarattı ben de. Çiklit, Romance türünü sevenlerin seveceği türde bir romandı. Başı çok etkileyici bir şekilde başladı. Ortalarda biraz sıkıldım. Fakat sonra romanın konusu oturunca severek okudum. Yazar gelecek vaat eden bir yazar. Zamanla kaleminin daha da güzelleşeceğine inanıyorum. Kitabın kapağını çok beğendim. Diyebilirim ki kendine beni mıknatıs gibi çekti..
Yazar hikaye de duyguları aktarırken oldukça başarılı idi. Fakat anlatım da bazı yerlerde çok detay vardı okurken sıkıldığım yerler de oldu..


Fakat çok etkilendiğim sahneleri de vardı. Özellikle Sude'nin rahatsızlandığın da Mert'in ona bakması aralarında ki duygusal yakınlığı içeren sahneler çok güzel idi.Romanın diğer çifti Kaan ve Ceylin'in hikayesi de hikayeye ayrı bir tat katıyordu. Aralarındaki bazı diyaloglar beni kahkahalara boğarken bazen de çok kızdırıyordu.
Ceylin'in istemeden Kaan'ı hadım ettiği sahneye bayıldım.

Romanın Konusuna gelince;

Sude sosyoloji bölümü son sınıf öğrencisidir. Şimdiye kadar hayatında hiç bir zorluk çekmemiş özellikle herkes tarafından çok sevilmiş, çok şımartılmış genç bir kızdır. Okulunu bitirmek için hazırlamak istediği tez onu iyice zorlamalıdır ki mükemmelliyeti bulabilsin.

Bunun için telefonda telekızlık yapmaya karar verir. Hemen işe girişir. Sapıklar,tatmin olmak isteyenler şefkat arayanlar onu arayıp konuşmaya başlarlar..Bu arada bir genç adam aramaya başlar. O sadece sohbet etmek için aramaya başlamıştır. Fakat zaman geçtikçe aralarında bir yakınlık oluşmaya başlar ve bu iki tarafta da aşka dönüşür.


Durum öyle bir hale dönüşür ki Sude sadece onunla konuşmakta diğer arayanlar ile görüşmemekte içinden çıkılmaz bir hale gelmektedir.
Gerisi için ise sizi kitaba şöyle bir alalım ne dersiniz?..
Aşk,gerilim,romance,çiklit tarzlarını seviyorsanız bu roman tam da size göre.


Baskı Bilgileri

Karton Cilt, 431 sayfa
Eylül2014 tarihinde, Altın Bilek Yayınları tarafından yayınlandı


Dil
Türkiye Türkçesi

Diğer baskılar


Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

elif84 Zamskaa mucdem persephone. aura_k
19 kişi

Okumak İsteyenler

duygu1805 Aloha xtina
3 kişi

Takas Verenler

Sez
1 kişi
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski