Minhacü`l-Fukara

Bu kitâb-ı şerîfin tasnifine ve bu mecmûa-i latifenin telifine sebeb odur ki, bu fakîr-i Mevlevi, yanî Şeyh Rüsûhuddîn İsmail b. Ahmed el-Ankaravî ne zaman ki, irşâd-ı fukara ve ahbâb ile memûr oldum; memûr mazûr-dur sözü gereğince mümkün olduğu kadar onların irşâd ve terbiyesine himmetimi masruf ve mahsur kıldım. Gördüm ki, genelde heyetimizde, şekil ve suretimizde olan fukara, Mevlânâ hazretlerinin gitmiş olduğu yüce yola muhalif gitmiş ve tarîka-i Mevleviyye onu zannetmiş, her biri o hazretin mübarek kelimeleri ile meşreb ve mezheblerine delil kılıp ibâhat yolunu tutmuşlar. Yine öyle bir güruh da var ki, bu zikrolunan sıfatlardan muarrâ ve bu takrir kılınan haletlerden müberrâdırlar. Ancak bu sınıfın da bazısı merâtib-i sülûkden ve meşârib-i sulûkden ve dekâik-i tarikat ve hakîkatden ve hakâyık-i ilm ve mârifetden bî-haber kalmışlar. Hemân ol Hazretin Mesnevî-i Şerîfde buyurduğu nazmın zahirine ve bir mikdâr derûnuna fürce bulmuşlardır. Bu sebeple Hz. Ali (k.v.) buyurdukları Cehilde konuşmakda hayır olmadığı gibi ilimde susmakda da hayır yokdur şeklindeki söz üzerine bu hususta bildiğim ilimde sessiz kalmakta hayır görmedim ve bunları bu tehlikelerden haberdâr etmemeyi mürüvvet ve fütüvvet bulmadım.

Bu kitâb-ı şerîfin tasnifine ve bu mecmûa-i latifenin telifine sebeb odur ki, bu fakîr-i Mevlevi, yanî Şeyh Rüsûhuddîn İsmail b. Ahmed el-Ankaravî ne zaman ki, irşâd-ı fukara ve ahbâb ile memûr oldum; memûr mazûr-dur sözü gereğince mümkün olduğu kadar onların irşâd ve terbiyesine himmetimi masruf ve mahsur kıldım. Gördüm ki, genelde heyetimizde, şekil ve suretimizde olan fukara, Mevlânâ hazretlerinin gitmiş olduğu yüce yola muhalif gitmiş ve tarîka-i Mevleviyye onu zannetmiş, her biri o hazretin mübarek kelimeleri ile meşreb ve mezheblerine delil kılıp ibâhat yolunu tutmuşlar. Yine öyle bir güruh da var ki, bu zikrolunan sıfatlardan muarrâ ve bu takrir kılınan haletlerden müberrâdırlar. Ancak bu sınıfın da bazısı merâtib-i sülûkden ve meşârib-i sulûkden ve dekâik-i tarikat ve hakîkatden ve hakâyık-i ilm ve mârifetden bî-haber kalmışlar. Hemân ol Hazretin Mesnevî-i Şerîfde buyurduğu nazmın zahirine ve bir mikdâr derûnuna fürce bulmuşlardır. Bu sebeple Hz. Ali (k.v.) buyurdukları Cehilde konuşmakda hayır olmadığı gibi ilimde susmakda da hayır yokdur şeklindeki söz üzerine bu hususta bildiğim ilimde sessiz kalmakta hayır görmedim ve bunları bu tehlikelerden haberdâr etmemeyi mürüvvet ve fütüvvet bulmadım.


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri



ISBN
9789944061605

Diğer baskılar


Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Okumuş kimse bulunamadı.

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski