Karşılaşmalar

Karşılaşmaların şimdi elinizde tuttuğunuz türden deneme, değini, söyleşi alaşımı (...) bir kitap için çok çağrışımlı bir ad olduğuna inanıyorum. Bunu, Cumhuriyet gazetesinde çıkan köşe yazılarıma Karşılaşmalar adını verirken de açıklamıştım: Sözcüğü bütün olarak aldığınızda da, parçalara böldüğünüzde de ortaya çeşitli karşı olma, karşı durma, kaçma, buluşma, kucaklaşma, burun buruna gelme, öte kıyıya geçme, karşılaşma durumları çıkmaktadır... TADIMLIKArtık atı alan Üsküdarı geçtiğinden midir, nedir; pek söylenmiyor, ama biz çocukluğumuzda da, ilkgençliğimizde de sık sık şöyle konuşulduğunu işitirdik: Güzel Türkçe, hangi Türkçedir? İstanbul Türkçesidir. İstanbul Türkçesi nasıl bir Türkçe (idi), neden en güzel Türkçe oluyor (du)? Hem, bir dilin güzel olması ne anlama gelir? Bir dili güzel kılan ahengi, süslü püslülüğü, edası mı, tumturaklılığı, tantanalı zenginliği mi; aklıbaşında, sade, saydam oluşu mu; kullanışlığı mıdır? Öyle ya, çılgınlık da güzeldir bazen; zenginlik, tantana her ân çirkinleşebilir; dörtköşe, sınırları içine çekilmiş, kasılan bir dil değil, düşünen, akıllı bir dil, alt kültürden de, üst kültürden de beslenen ve her ikisine yetebilen, yetmediği yeri bilen, yanıtlarını bir süreklilik çizgisinde arayan dil ise her zaman güzel olabilir. İstanbul Türkçesi bu anlamda güzel midir? Yoksa kaderini akıntıya bırakmış bir Türkçe midir bu? Bir zamanlar, güzel Türkçe İstanbul Türkçesidir, diyenler neden sözaçıyorlardı? Saray Türkçesinden mi, Osmanlıcadan mı, yoksa bütün bunlardan artakalan birşeyden mi? Bu Türkçe, bütün İstanbul zamanlarının bir koalisyonu (sentezi değil), birçok dillerin, ağızların birarada yaşayıp gitmesi değil mi? Türkçe, Arapça, Farsça, Rumca, Ermenice, İtalyanca, Fransızca, Arnavut, Çerkez, Gürcü, Boşnak...

Karşılaşmaların şimdi elinizde tuttuğunuz türden deneme, değini, söyleşi alaşımı (...) bir kitap için çok çağrışımlı bir ad olduğuna inanıyorum. Bunu, Cumhuriyet gazetesinde çıkan köşe yazılarıma Karşılaşmalar adını verirken de açıklamıştım: Sözcüğü bütün olarak aldığınızda da, parçalara böldüğünüzde de ortaya çeşitli karşı olma, karşı durma, kaçma, buluşma, kucaklaşma, burun buruna gelme, öte kıyıya geçme, karşılaşma durumları çıkmaktadır... TADIMLIKArtık atı alan Üsküdarı geçtiğinden midir, nedir; pek söylenmiyor, ama biz çocukluğumuzda da, ilkgençliğimizde de sık sık şöyle konuşulduğunu işitirdik: Güzel Türkçe, hangi Türkçedir? İstanbul Türkçesidir. İstanbul Türkçesi nasıl bir Türkçe (idi), neden en güzel Türkçe oluyor (du)? Hem, bir dilin güzel olması ne anlama gelir? Bir dili güzel kılan ahengi, süslü püslülüğü, edası mı, tumturaklılığı, tantanalı zenginliği mi; aklıbaşında, sade, saydam oluşu mu; kullanışlığı mıdır? Öyle ya, çılgınlık da güzeldir bazen; zenginlik, tantana her ân çirkinleşebilir; dörtköşe, sınırları içine çekilmiş, kasılan bir dil değil, düşünen, akıllı bir dil, alt kültürden de, üst kültürden de beslenen ve her ikisine yetebilen, yetmediği yeri bilen, yanıtlarını bir süreklilik çizgisinde arayan dil ise her zaman güzel olabilir. İstanbul Türkçesi bu anlamda güzel midir? Yoksa kaderini akıntıya bırakmış bir Türkçe midir bu? Bir zamanlar, güzel Türkçe İstanbul Türkçesidir, diyenler neden sözaçıyorlardı? Saray Türkçesinden mi, Osmanlıcadan mı, yoksa bü... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri

336 sayfa


ISBN
9753631235

Etiketler: öykü

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

agkduman laserna booky
3 kişi

Okumak İsteyenler

mineizm mirayyalciner
2 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski