Hokka Gibi

Ressam Hasan Kavruk, çıktığı Avrupa gezilerinin birinde, meşhur İspanyol ressam Picassonun Paristeki atölyesine uğrayıp izin verirse atölyesinde çalışarak çok şeyler öğremek istediğini belirtir. Bunun üzerine Picasso: - Sen Türksün değil mi, der. Sonra da oldukça ibretli bir şekilde: -Biz bugün sanatta sizin eski hattatlarınızın yaptıklarını yapmaya çalışıyoruz. Sen hemen memleketine dön ve kendi hat sanatını icele, der. Türkler, İslâmiyetle şereflendikleri zamanlarda deri işletmeciliğinde oldukça mahirdiler. Kısa zamanda İslam Yazısına intibak eden ecdadımız, yazıda da hünerlerini göstermekte gecikmemiş; hat sanatı tarihinde ekol olan Şeyh Hamdullah, Hafız Osman, Kazasker Mustafa İzzet Efendi, Ahmed Karahisarî, Mehmed Şefik Efendi ve Mustafa Râkım Efendi gibi güzide sanatkârlar, Türkler arasından yetişmiştir. Ve böylelikle hafızalarda yer eden şu gerçek ortaya çıkmıştır: Kuran-ı Kerim Mekkede (Hicazda) nail oldu. Mısırda okundu. İstanbulda yazıldı. İstanbul asırlar boyunca hat sanatının başkenti olmuş ve olmaya devam etmektedir. Tarihe isimlerini celî (büyük) harflerle yazdıran hattatlar, ekseriya İstanbulda yetişmiş, İstanbul camileri çok kısa aralıklarla icazet merasimlerine tanıklık etmiştir. Sanat ve estetikte emsaline erişilmeyen sanat harikalarını ortaya çıkaran hattatlarımızın içinde bulundukları içtimaî çevreleri, sanat adına katlandıkları sıkıntıları ve talebe yetiştirmedeki gayretlerini anlatmaya ciltler dolusu kitap yetmeyebilir. Gönlümüz, hat sanatına hayatlarını vakfeden hattatlarımızın hayat hikâyelerinin unutulup gitmesine rıza göstermedi. Geçmiş dönemlerin ve günümüz hat üstatlarının -bulabildiğimiz kadarıyla- hatıralarını, bu kitabımızın hoş kokulu satır aralıklarında yad ederek, günümüz hat sevdalılarına ulaştırmak istedik.

Ressam Hasan Kavruk, çıktığı Avrupa gezilerinin birinde, meşhur İspanyol ressam Picassonun Paristeki atölyesine uğrayıp izin verirse atölyesinde çalışarak çok şeyler öğremek istediğini belirtir. Bunun üzerine Picasso: - Sen Türksün değil mi, der. Sonra da oldukça ibretli bir şekilde: -Biz bugün sanatta sizin eski hattatlarınızın yaptıklarını yapmaya çalışıyoruz. Sen hemen memleketine dön ve kendi hat sanatını icele, der. Türkler, İslâmiyetle şereflendikleri zamanlarda deri işletmeciliğinde oldukça mahirdiler. Kısa zamanda İslam Yazısına intibak eden ecdadımız, yazıda da hünerlerini göstermekte gecikmemiş; hat sanatı tarihinde ekol olan Şeyh Hamdullah, Hafız Osman, Kazasker Mustafa İzzet Efendi, Ahmed Karahisarî, Mehmed Şefik Efendi ve Mustafa Râkım Efendi gibi güzide sanatkârlar, Türkler arasından yetişmiştir. Ve böylelikle hafızalarda yer eden şu gerçek ortaya çıkmıştır: Kuran-ı Kerim Mekkede (Hicazda) nail oldu. Mısırda okundu. İstanbulda yazıldı. İstanbul asırlar boyunca hat sanatının başkenti olmuş ve olmaya devam etmektedir. Tarihe isimlerini celî (büyük) harflerle yazdıran hattatlar, ekseriya İstanbulda yetişmiş, İstanbul camileri çok kısa aralıklarla icazet merasimlerine tanıklık etmiştir. Sanat ve estetikte emsaline erişilmeyen sanat harikalarını ortaya çıkaran hattatlarımızın içinde bulundukları içtimaî çevreleri, sanat adına katlandıkları sıkıntıları ve talebe yetiştirmedeki gayretlerini anlatmaya ciltler dolusu kitap yetmeyebilir. Gönlümüz, hat sanatına hayatlarını... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri



ISBN
975-6491-34-5

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

akademya TheBlackPearl
2 kişi

Okumak İsteyenler

biblio_
1 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski