Dünyevi ve Kutsal Modernlerin Maneviyat Arayışları

Dünyanın tamamen kutsallıkla örtülü olduğu, ötedünyayla bu dünyanın henüz birbirinden uzak olmadığı zamanlardan başlayarak, kutsalın içinden dünyeviliğin ortaya çıkıp gelişmesinin kültürel ve tarihsel bir öyküsünü sunuyor Özgür Taburoğlu. Kutsallık ile dünyeviliği mutlak karşıtlar olarak görmek yerine, her ikisini iç içe ve sürekli birbirini etkileyen ve dönüştüren kavramlar olarak görmeyi öneriyor: Ne tümüyle kutsaldan arınmış bir dünyevilik vardır, ne de kutsallık dünyayı, yeryüzünü, maddeyi unutabilir, görmezden gelebilir. Kutsalın giderek gökyüzünden aşağıya çekilip yere indirildiği bu süreç, Doğuda ve Batıda temelde farklı değildir. Özgül biçimlerine rağmen, hem Hıristiyanlığın hem İslamın coğrafyalarında benzer dünyevileşme anlarını saptamak mümkündür. Halk, kalabalıklar, rönesans, protestanlık, zındıklık, sofuluk, cinler, ara biçimler ve mekânlar, batıl şeyler ve hurafeler, bilim, anatomi, haritacılık, dinsel resimler, ikonlar, hat ve nakış, haricilik, batınilik, tasavvuf, mistikler, azizler ve dervişler, bektaşilik... Bu büyük ve sancılı öykü, kitabın son bölümünde modernliğin en kritik isimlerine ulaşıyor: Modernizmin iştahlı kapitalist dünyası üzerinde Romantikler, sonra Bataille, Heidegger, Levinas, Merleau-Ponty gibi düşünürler ve Irigaray, Daly gibi feministler. Özgür Taburoğlu, onların yeni maneviyat arayışlarını –bu dünyayı da içine katan bir teoloji arayışlarını– kitabının en başından başlayarak çizdiği büyük resmin önünde okumaya girişiyor. Kitap hakkında ayrıntılı bilgi ve okuma parçası için Özgür Taburoğlu hakkında

Dünyanın tamamen kutsallıkla örtülü olduğu, ötedünyayla bu dünyanın henüz birbirinden uzak olmadığı zamanlardan başlayarak, kutsalın içinden dünyeviliğin ortaya çıkıp gelişmesinin kültürel ve tarihsel bir öyküsünü sunuyor Özgür Taburoğlu. Kutsallık ile dünyeviliği mutlak karşıtlar olarak görmek yerine, her ikisini iç içe ve sürekli birbirini etkileyen ve dönüştüren kavramlar olarak görmeyi öneriyor: Ne tümüyle kutsaldan arınmış bir dünyevilik vardır, ne de kutsallık dünyayı, yeryüzünü, maddeyi unutabilir, görmezden gelebilir. Kutsalın giderek gökyüzünden aşağıya çekilip yere indirildiği bu süreç, Doğuda ve Batıda temelde farklı değildir. Özgül biçimlerine rağmen, hem Hıristiyanlığın hem İslamın coğrafyalarında benzer dünyevileşme anlarını saptamak mümkündür. Halk, kalabalıklar, rönesans, protestanlık, zındıklık, sofuluk, cinler, ara biçimler ve mekânlar, batıl şeyler ve hurafeler, bilim, anatomi, haritacılık, dinsel resimler, ikonlar, hat ve nakış, haricilik, batınilik, tasavvuf, mistikler, azizler ve dervişler, bektaşilik... Bu büyük ve sancılı öykü, kitabın son bölümünde modernliğin en kritik isimlerine ulaşıyor: Modernizmin iştahlı kapitalist dünyası üzerinde Romantikler, sonra Bataille, Heidegger, Levinas, Merleau-Ponty gibi düşünürler ve Irigaray, Daly gibi feministler. Özgür Taburoğlu, onların yeni maneviyat arayışlarını –bu dünyayı da içine katan bir teoloji arayışlarını– kitabının en başından başlayarak çizdiği büyük resmin önünde okumaya girişiyor. Kitap hakkında ayr... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri



ISBN
9753426718

Etiketler: düşünce

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

istinaden
1 kişi

Okumak İsteyenler

dilsizmütercim Auryn
2 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski