Büyü'sün, Yaz! Toplu Şiirler (1969 - 2005)

... âh bellek, acı bellek! / hem arısın sen / hem kimbilir hangi gülden kalma diken? / ve ne uzun bir büyüsün, yaz! / gurbetler senin ülken, yalnızlar senin ülken...Cahit Külebinin deyimiyle, Şiir denilen gizli varlığı bulan, biçimle içeriğin kutsal birleşmesini gerçekleştiren büyük şair Hilmi Yavuzun Toplu Şiirleri, Büyü'sün, Yaz!da bir araya geliyor. 1969-2005 yılları arasında kaleme alınan şiirleri kapsayan Büyü'sün, Yaz!, şairin sözcükleri tınılaştırırken çıkardığı lirik, insancıl sesi yakalamak isteyenler için...

Büyüsün, yaz! ben hep yollar düşledim derin yollarda yürürken yollar gül sesleridir beni yazın tâ içine çağıran gitsem mi? yoksa daha erkenmi akşamın kovanında anılar oğul verirken senin gittiğin yollar bana dolanan yollardır solduğum bir büyük ormandır acılarım geçmişten ve gürgen ve derin bulut sözleri olarak yazlar kalbime girerken âh bellek, acı bellek! hem arısın sen hem kimbilir hangi gülden kalma diken?ve ne uzun bir büyüsün, yaz!gurbetler senin ülken, yalnızlar senin ülken ben hep yollar düşledim derin yollarda yürürken

... âh bellek, acı bellek! / hem arısın sen / hem kimbilir hangi gülden kalma diken? / ve ne uzun bir büyüsün, yaz! / gurbetler senin ülken, yalnızlar senin ülken...Cahit Külebinin deyimiyle, Şiir denilen gizli varlığı bulan, biçimle içeriğin kutsal birleşmesini gerçekleştiren büyük şair Hilmi Yavuzun Toplu Şiirleri, Büyü'sün, Yaz!da bir araya geliyor. 1969-2005 yılları arasında kaleme alınan şiirleri kapsayan Büyü'sün, Yaz!, şairin sözcükleri tınılaştırırken çıkardığı lirik, insancıl sesi yakalamak isteyenler için...

Büyüsün, yaz! ben hep yollar düşledim derin yollarda yürürken yollar gül sesleridir beni yazın tâ içine çağıran gitsem mi? yoksa daha erkenmi akşamın kovanında anılar oğul verirken senin gittiğin yollar bana dolanan yollardır solduğum bir büyük ormandır acılarım geçmişten ve gürgen ve derin bulut sözleri olarak yazlar kalbime girerken âh bellek, acı bellek! hem arısın sen hem kimbilir hangi gülden kalma diken?ve ne uzun bir büyüsün, yaz!gurbetler senin ülken, yalnızlar senin ülken ben hep yollar düşledim derin yollarda yürürken


Değerlendirmeler

değerlendirme
Profil Resmi
10 puan

'hayal hanım' en güzel şiiri

10 puan

Nefis bir derleme. Son çıkan 2 şiir kitabı hariç bütün şiir kitapları bir arada.

9 puan

TAFLAN

ne zaman dinecek, ne zaman
bu taflan, bu taflan?

ey uçurum gözlü sevgilim!
ne zaman baksam
bir 'hiçlik tadı'
ve ağzından
yıldızlar uçuran
ergin, yeşil ve yabanıl
bir yaz gecesi gibisin
yüzünde yolların gülüşü
ve yaz göğüne ilişkin
bir esenlik üretiyorsun
geçip giden fırtınalardan

ey uçurum gözlü sevgilim!
ne zaman baksam
aşkların büyük yarlarıyla
kuşatılmış görüyorum kendimi
safran
ve ezilmiş yazlardan
bakışlarının kıyısız
açıklarına
gurbet ve cevahir taşıyan
bir gülüş söylencesi
geçer bir yazdan ötekine
derin anlatılardan

ey uçurum gözlü sevgilim!
ne zaman baksam
bir dağın yırtmacından
ince bir dere yatağı
gibi kayan
yeşil tenini görüyorum
akşam
nasıl da yakışıyor yüzüne
ve sanki bir kayalığın içine
durmadan kendi kendini oyan
bir ferhâd gibiyim ben
ya da pusuda, karanlık
bir gül gibi
hem solan hem solmayan

ne zaman dinecek, ne zaman
bu taflan, bu taflan?

ey uçurum gözlü sevgilim!

(Hilmi Yavuz, “Taflan”, Yaz Şiirleri/Büyüsün Yaz)
Görsel: Big Ben Saat Kulesi (1859)
Müzik: https://www.youtube.com/watch?v=2uneYz201p0

KALYON
bendim kalyonlarda tutsak bir kürek
deniz kapılarını andıran boşluk
açtığım yelkenler tozlu ve soluk
ilkyazların kıyısından giderek

bir deniz bile etmiyor neden
toplasak eski deri haritaları
o uzak bir çocuktu ve ataları
yorgun bir ölümdüler dövme güllerden

bilinmez öyküler gibi değildi
inceldi lifleri kalın halatın
kir mavi bayrağı bir saltanatın
buruşuk göklerde eskiyor şimdi

kalyonlar kalyonlar yine kalyonlar
nehir ağızlarında kumsala yakın
yaldızı dökülmüş armadaların
yoksa bir gelgit mi bekliyordular?

(Hilmi Yavuz, “Kalyon”, Bakış Kuşu/Büyüsün Yaz)
Müzik: The Rolling Stones – Angie

https://www.youtube.com/watch?v=k0PVpwvSvL4 Yazının Ustaları

NAZIM HİKMET
hüzün ki en çok yakışandır bize
belki de en çok anladığımız

biz ki sessiz ve yağız
bir yazın yumağını çözerek
ve ölümü bir kepenek gibi örtüp üstümüze
ovayı köpürte köpürte akan küheylan
ve günleri hoyrat bir mahmuz
ya da atlastan bir çarkıfelek
Gibi döndüre döndüre
bir mapustan bir mapusa yollandığımız

biz, ey sürgünlerin nâzım'ı derken
t utkulu, sevecen ve yalnız
gerek acının teleğinden ve gerek
lâcivert gergefinde gecelerin
şiiri bir kuş gibi örerek
hallkımız, gülün sesini savurup
bir türkünün kekiğinden tüterken
der ki, böyle yazılır sevdamız

hüzün ki en çok yakışandır bize
belki de en çok anladığımız
(Hilmi Yavuz, “Nazım Hilkmet” Şeyh Bedreddin Üzerine Şiirler/Büyüsün Yaz)
Görsel: Nazım Hikmet
Müzik: https://www.youtube.com/watch?time_continue=4&v=IXdNnw99-Ic

ŞİMDİ NEDENSE
şimdi nedense her şeyde
ansızın dağılan kelebek tadı

biliyorsun, en bakımlı bahçe
sessizliktir
gülüşler oraya sürgün edildi
acıların kardeş olduğunu
kimse anlayamadı

sevdalarda olsun, ilkyaz ölümlerinde olsun
geçit vermeyen akarsu olmaz
gülün kendini işlemek için
çırağı ya da ustası yoktur

çocuklar! bağışlayın beni
sözlerimi boz üveyiklerin
hırçın tuzuna batırıp bakın
hüzünden daha kötü bir yolaçıcı olabilir mi?

şimdiye kadar olmadı

ama şimdi, nedense, her şeyde
ansızın dağılan kelebek tadı
(Hilmi Yavuz, “Şimdi Nedense”, Şeyh Bedreddin Üzerine Şiirler/Büyüsün Yaz)
Müzik: Queen - Love Of My Life
.
“acının vergisini verdik, gülün haracını ödedik
hüznü demirbaş defterinden düşmeye geldi sıra”

(Hilmi Yavuz, “Sırası Gelince”, Şeyh Bedreddin Üzerine Şiirler/Büyüsün Yaz)

https://www.youtube.com/watch?v=qjjoNKo6mLM Hakikat

DOĞUNUN SEVDALARI I

sevda derinlerdedir, oysa ferhâd
üstünü kazmada dağın
kalbimin, yâni o yağmur
ve acıdan ocağın
madenini, lâciverdi ve mahmur
bir ağrıyla delmede
şirin
ve en aşılmaz, en derin
bir şiirin yurt edindiği
billûr bir köşke girmede
leyla
ve mecnun’un, yâni o çölden
ve ağıttan otağın
önünde, bir adak gibi
ölüme diz çöktürmede
leyla
ve yakut, şafak ve irin
ile emzirdiği bir gözün
boynunu vurmada
şirin
sevda derinlerdedir, oysa ferhad
üstünü kazmada dağın
(Hilmi Yavuz, “Doğunun Sevdaları” Doğu Şiirleri/Büyüsün Yaz)
Görsel: Babil'in Asma Bahçeleri (M.Ö 605)
Müzik: https://www.youtube.com/watch?time_continue=5&v=9c-hmFN610g

DOĞUNUN SEVDALARI
II
ay kanar, sevda akar, bir dağ
bir dağ kendini delerse

sesini yangına verse
o dağdır acıların külhanı
ve usul uçan şahin
kanadında bir cerağ
ve kalbim bir şehrâyin
gibi kendinde yananı
alıp hasrete giderse

ay kanar, sevda akar, bir dağ
bir dağ kendini delerse

akşam ki pekmezle yanıp
korkunç bir ipek humması
ateşi kükreten, vahim
ve kolsuz ve tecrid hırkası
gibi kendini kuşanıp
ölüm, bir yaz kadar hain
alıp başını giderse

ay kanar, sevda akar, bir dağ
bir dağ kendini delerse

III
sen ilkyazi önce kendinde oluştur
ve sonra büyüt hiç solmayanı

bir dağ ki kendinden umulmayanı
senin yüzünden devşirip birden
ve en hoyrat, en sevecen
gözlerin ağır bir suçtur
ve benim kalbimi yeniden yazabilmek için
el aldığım cok olmuştur
eski fütüvvetnâmelerden

sen o ki dokunuşların
ve acının derin bahçıvanı
sevda, belki bir susuştur
ve kimbilir nasıl ve nerden
gelen bir türküyle duyulmayanı
bir soluk güldür, ki duyurmuştur
eski fütüvvetnâmelerden

sen ilkyazı önce kendinde oluştur
ve sonra yürü yol olmayanı

IV
bir göl güle düşerse
göl değil de gül bulanır

gurbet sende pamuklarsa
gece ay oradan doğar
şiir acıya çullanır
ilkyaz düşeli beridir
giden ben değilim, yoldur
dili söyleyen sevdaysa
mektubum kalbime yollanır

nehir kuşa batsa birden
aksa tersine aksa
batsa kül, batsa turna
ve batsa…
ve benim bir yanım ki ferhadsa
bir yanım dağdır
hasret, külünü vurduğum yerdir
ateş, kül ile dağlanır

bir göl güle düşerse
göl değil de gül bulanır
(Hilmi Yavuz, “Doğunun Sevdaları” Doğu Şiirleri/Büyüsün Yaz)
https://www.youtube.com/watch?v=Op2PoeBpNmA


KALP KALESİ
kalp kalesi! ben sana
sürgün, sen bana hüzün
dayanır mı hüsn ü aşk bu
kırgındır yollar döndükçe
burçları bengisuyunda Aşk'ın
ve kimbilir hangi soyunda güzün

kalp kalesi! sen yaşlı Söz' ün
kopar zincirlerini
hem oğlun hem mahpusun
olan Söz bu! hem gece
hem gündüzün kanadını aç
atım, geç ateşi ve . . . Hüsün

kalp kalesi! her dize
bir gizli bahçedir
sevda senin hisarın
ah çeken kılıcın
bir düğüm olan adın
sonunun başındadır yaz
ve güller çözülsün
(Hilmi Yavuz, “Kalp Kalesi” Yaz Şiirleri/Büyüsün Yaz)
Görsel: Bodrum Kalesi ( 1406-1522)
Müzik: https://www.youtube.com/watch?v=t5QB7acT-3Q
“(…)
yavaş yürüyor oda, yavaş duruyor şehir;
akşamlara bir türlü dönmüyor dilim;
hüznü çoktan geçtim, belki de ölüm,
bir is gibi duvarlarda birikir ...”
(Hilmi Yavuz, “Akşam ve Mühür” Akşam Şiirleri/Büyüsün Yaz)
https://www.youtube.com/watch?v=6Go7uhqIAXA&feature=share
******************************************************************
MÜHÜR
B. Necatigil'e
uzun etme artık, şiirinden çık
acı ve düzyazıyla lanetlenmiş
olmadan önceki günlerine dön
hilmi yavuz

sevdalar ki onları ele vermeden
daha iyi nasıl anlatılabilir
ve neden
bir düşün hangi şiirin içinden
onu yazmadan daha
geçen bir turna görülmüştür?

sevda sözleri! siz şimdi benim
hangi tür
hüzünlere ne ad verdiğimi
ncrdcn bileceksiniz?
tedirgin ve kömür
olmuş sesler duyarsınız ama
bu birşcyi anlatmaz ki!

şiir, hilmi yavuz, mühürlenir
ve gömülür!

(Hilmi Yavuz, “Mühür” Akşam Şiirleri/Büyüsün Yaz)
Şiir Seslendirmesi: https://www.youtube.com/watch?v=KxYTJGjYUi0

“(…)
gömüdeki gül neyse, güldeki gömü odur
yaz
bunu nerden bilsin?”
(Hilmi Yavuz, “Gömü” Akşam Şiirleri/Büyüsün Yaz)
https://www.youtube.com/watch?v=VnoCh9H6U6Y
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------
NEY
yaz yıkıldı, sen artık
kalk ve buralardan git
göçen sevdalar ki sorar:
yokluk nerede, küller ne vakit?
soluk ve kırılmış içkilerde
bir bozgun tadı varsa
düşer akşam ve cemşîd

güz bir ney' dir, bir gül üfler
ve akik
işler kalbine, dinle!
hangi hüzünler evidir
ve hangi sazlıkta gurbet
gösterir bir kuş şimdi
mesnevî ve alıd-i atîk?

sormak güze özgüdür:
o ki der ben miyim
yenilmiş ve yitik
bir yazı olan sevgili?
ki mağrur bir kâğıda
düşen en soluk sözcük
ve perçemleri tâ'lik

(Hilmi Yavuz, “Ney” Yaz Şiirleri/Büyüsün Yaz)
Müzik: https://www.youtube.com/watch?v=NVYEJ0ilnq8

“(…)
ben şimdi karartılmış bir bulutun
rastgele yoldan çevirdiği bir şairim:
dilimde ay ağardı ve acılar çıktı
diye üzerimden
kimbilir nerde aranan”
(Hilmi Yavuz, “Karuganlar” Yaz Şiirleri/Büyüsün Yaz)
https://www.youtube.com/watch?v=4IiEicvrpWY
***********************************************************************
SORULAR VE ZAMAN

şiir hangi sözcüklerle yazılmalı ki?
zakkum sözcüklerle mi: 'yaz', 'dostoycvski'?

şiirler, akşamın içyüzü
neler söyler neler onlar, öyle ki
anlaşılır, dildir, her gülün
kendi bahçesine çekildiği
yaklaşılır, şiirdir
orada durmada

ve her yeni okumada bir bir
giderek daha artan yoğalmalarda
erguvan kesilir. Zaman'ı dokumada
şiir kendini nasıl erteleyebilir ki?
işte yollardan daha ergin
giderek akikleşen dokunuşlardan
daha derinlerde midir-ve çürüdükçe
dil ne yapabilir ki?

bilmeden bir ilkyazın içinde
azar azar seyreden nedir?
kimi yerde kurtarıcı ve kimi
yerde katil
olan dil midir o, değil mi? öyleyse
şeyleşen, hüzünleşen bir yanıtın
leşlerle kuşandığı soru hangisidir,
bu mu? :
"'ölü' hangi sözcüklere gömülmeli ki?"

belki 'yaz' a, belki 'söz' e, belki ...

(Hilmi Yavuz, “Sorular Ve Zaman” Zaman Şiirleri/Büyüsün Yaz)
Müzik:

AYNALAR VE ZAMAN

erguvanlar geçip gittiler bahçelerden
geriye sadece erguvanlar kaldı

şair! bahçelere özenecek ne vardı?
işte tenha her yanımız, hep tenha
ne aradık sözcüklerin kuytularında
ne bulduk soldukça çoğalan dilimizde?
Zaman'ın sırı hala duruyor olmalı ki üzerimizde
biz bakınca görünen aynalardı

nasıl var olduysanız öyle kayboldulardı
bir. yazın tiniyle bir güzün bedeni
hem birleşti hem de ayrıldı sizde
şair! gördünüz kimbilir kaç aşkın battığını
o derin sulara kapılmış şiirlerinizde . . .
nedeni, n e kayalar ne fırtınalardı:

kuytulardı, geçip gittiler sözlerimizden
geriye sadece kuytular kaldı

(Hilmi Yavuz, “Aynalar Ve Zaman” Zaman Şiirleri/Büyüsün Yaz)
.
“ben daima uçurumlar edinirim
bir yerden ötekine göçerken”
(Hilmi Yavuz, “Endymion” Söylenen Şiirleri/Büyüsün Yaz)
https://www.youtube.com/watch?v=wsAEWDkbjJY

YALNIZLIK BİR TARİHTİR
yalnızlık bir tarihtir ikimiz
dururuz odalarda bir giysi gibi
en kalın soluklarla çekiyor ipi
kimbilir kimlere kalmışlığımız

yalnızlık bir tarihtir sen misin
bir geçmişi sürüp giden ak turna?
ya benden önceydi ya da çok sonra
bir halk türküsüne gül olan sesin
yalnızlık bir tarihtir onlarda
gök dediğin iki kuşun arası
ey ilkyazlı gülüşlerin sonrası
ansızın donuyor gül, bakışlarda
(Hilmi Yavuz, “Yalnızlık Bir Tarihtir” Bakış Kuşu/Büyüsün Yaz)
“(…)
sanki gül salgını ortaçağlarda
ey çorak kıyılarda yaslı kum:
gene böyle alıngan mı olurdum
büyüseydim ben başka odalarda?”
(Hilmi Yavuz, “Odalarda” Bakış Kuşu/Büyüsün Yaz)
https://www.youtube.com/watch?v=TSDY5GCXyes
*****************************************************************
BURSA VE ZAMAN
Zaman balkıyor bursa'ya
bilinen budur
ve şiirdir adı. . .
Zaman yoldadır o şiirde
Söz'ün yeşili, dilin mavisi
düzyazının en harelisi
geliyor, her yerde zakkumlar vardı:
kar ezgileri duyuldu, ya da
evvelzaman
kadınları baladı. . .
hangisiydi bıldır yağanı kar'ın:
tanpınar mıydı? -ve yağmayanı
villon'du, kimse anlamadı
şimdi ne kadar üzgünüz, belli
gemliğe doğru bir dize tadı
bak, ayağım mühürlü benim
ve aşkın balmumunu
kimdi, ansızın çekip kopardı?
bense ikisini birlikte tanımış
ve hiç şaşmamıştım:
şiiri ve abelard'ı.
gül yoktu hiçbir yerde, ki
gül denilen neyse o
hiçbir zaman olmadı. . .
Zaman balkıyor bursa'ya
bilinen budur
ve şiirdir adı. . .
(Hilmi Yavuz, “Bursa ve Zaman” Zaman Şiirleri/Büyüsün Yaz)
Görsel: Bursa Yeşil Türbe
Müzik: https://www.youtube.com/watch?v=nUZxNDUI-yg
“(…)
gündüz her şey öyle düz, öyle dümdüz ki her şey;
ben öyle bir aynayım, akşamları içbükey . . .”

(Hilmi Yavuz “İçbükey Sonnet” Ayna Şiirleri/Büyü’sün, Yaz!)
https://www.youtube.com/watch?v=g-qO9RYPKPc
********************************************************************
ÇÖLDE YALNIZ
“çöl saydamdır, güz de . . .

herşey o kadar üstüste
ki yalnızlık kime bindi bilmiyoruz!
kimine kat kat kumaş ve biniş . . .
çöl bir imâ idi, güz bir serzeniş;
ve önümüzde
geçen aşklar, duran aşklar!
onlar da üstüste, top top ve belki
bir aşkı mı taşıyordur öteki?
öyle ki, var Zaman, her sözümüzde . . .

bak a yalnızlık, kim b u teni
sana ısmarladı?
bu harap kumaşla böyle nereye?
ah, kağşamış bu teni sen
hangi divâneye
giydirdin de yüzünü açtı aynalar?
ve yüzümüzde
hangi aynaların izi kaldı,- ve niye?

âh, sır bitti, sır bitti, eriye eriye . . .

(Hilmi Yavuz, “Çölde Yalnız” Çöl Şiirleri/Büyüsün Yaz)
Müzik: Masar - Le Trio Joubran
.
ÇÖL VE SORULAR
kim bilir nerden gelirim?
soldu tenimde büyü;
yıkasam çıkmıyor kirim;
gövdem otuz kuşun tüyü;
atsam içimden örtüyü
sayrıya benzerdi dirim.

neden böyle acıyor etin?
sen Çöl'le Kitab'ın arası;
heybende incir ve zeytin
hani nerde çarmıh yarası?
çöl sarsıldı, çöl sarası
tuttu gülünü Mahremiyetin.

o çiviyi çakan kim?
ve benim çarmıhını kimde?
ne Söz'üm ben, ne de Dil'im . . .
kalbim e n yüksek gerilim;
niye ben çarmıhta değilim,
çarmıh benim içimde?

(Hilmi Yavuz, “Çöl ve Sorular” Çöl Şiirleri/Büyüsün Yaz)
https://www.youtube.com/watch?v=LYoLTT0bNKM

ŞİİR VE ZAMAN
şiirin büyük Zamanı! günü geldi
her şey ateşti ve henüz
ateş gibi değildi her şey
erguvan
söyledimdi o zaman:
'biz hangi dizenin sürgünüyüz'
dedimdi
dilimizi ateşe dokundurmadan

yana yakıla yollara düştüğümüz
kızgın ayak sesleri yolun böğründe
sen acıyla kıvrıl, yol! düğüm
düğümdü mevsim: hani yaz
nerde güz?
yasak meyvesi Söz'ün sunulmadıydı
ateşin ve yitişin adı konulmadıydı
dilin süslü yılanıydı hep gördüğümüz

sabret kalbim, sabret kalbim, sabret
var zamanı, var Zaman'a henüz

(Hilmi Yavuz, “Şiir ve Zaman” Zaman Şiirleri/Büyüsün Yaz)

Görsel: İstanbul’da Erguvan Zamanı

Müzik: https://www.youtube.com/watch?v=3m5CRBY13EE

“(…)
Zaman, dilsiz çocuk, Zaman ...
ince aşklarla yırtılan
sendin, yollarla erguvan
sunulmuş lanetli kışlardan
aldığım belirsiz dokunuşlardan
kopan tenini dinledin”

(Hilmi Yavuz, “Küller ve Zaman” Zaman Şiirleri/Büyüsün Yaz)
https://www.youtube.com/watch?v=-PHRiOTLugE


HİLMİ'NİN ÇOCUKLUĞU

hilmi diyor ki yeminler
bana çeşmeleri hatırlatır
tabut kalın ciltli bir kitaptır
senin de çocukluğun bir ceviz tabut muydu
usulca bırakılan denize?

hilmi diyor ki ben
ucuz hüzünler kiralardım
alyanak bir kuklacıdan
gök binlerce mavi şapkadır
senin de şapkan mavi miydi
o günlerde?

hilmi diyor ki annem
çiçek işlemeli bir lâmbaydı
karartma gecelerinde
sen de denizleri anlıyor muydun
yatağa girmeden?

(Hilmi Yavuz, “Hilmi’nin Çocukluğu” Bakış Kuşu/Büyüsün Yaz)

.
Ben İçin Sonnet
benim yüzümdür işte, mağrur, kalın, şizofren;
unutmak ve aynayla, aşklarla azalmada;
ben gideli beridir hilmi yavuz ile ben
bazen burdayız işte, bazen de ürkünç oda
içimize kapanan kapısıyla bugün de
bir ben' e açılıyor; ah, yaldızlı ve çorak

bir çökelti gibiyim ben kendi belleğimde . . .

nereden açılırsa, orasından akacak
ur mu, ben mi, çıban mı? kötücül, irinli, pis ...
bıçak, bisturi, makas! beni deşin v e yarın
çıkarın ne vardıysa: teslis, teslis ve Teslis! ..
ben bana çivilidir, isa'yla çarmıh neyse;
aşksa bir iç kanama . . . gül, gülden içeri'yse . . .
(Hilmi Yavuz, “Ben İçin Sonnet” Ayna Şiirleri/Büyüsün Yaz)
https://vimeo.com/138488397

“(…)
parmak uçlarıyla bir taflanı ufalayan şair;
elinde ulu bir ağaçla oynayan şair;
kendini doğum günü gibi hissediyor bu kentin,
ölü doğmuş bu kentin doğum günü gibi hissediyor,
anma gününde . . .
bırakın öyle olsun, beni kilitle!
je suis ıın vieııx boudoir plein de roses fanees
çekmece açık dursun,
çekmecedeki solgun gülleri kilitle!”

(Hilmi Yavuz, “Çöl ve Kilit”Çöl Şiirleri/Büyüsün Yaz)
https://www.youtube.com/watch?v=Dsl_rRJu6O8

BİR YAZ GÜNÜ İÇİN ŞİİR
bu yaz da dağlara bakmakla geçti
tenin yaz göğüydü, karardı;
artık hiç bir şey seçilmiyor

şimdi olgunlaşmasını bekle,
geçen günlerin
ne kadar da büyümüş yaz günleri,
hangisi dağ o günlerin, hangisi gölge?
artık hiç bir şey seçilmiyor

alacakaranlık bir çoban
çeşmelerden turunç
ve yeşil mısırlar sağıyor
yalağına akşam saatlerinin

deniz kıyısı! seni sevenler
bugüne bir ad vermeli;
toprağa, sıcak, seriliyor
yolların köpüğü

kırık cam, yollar,
sıradan şeyler,
sizi seviyorum.

artık hiç bir şey seçilmiyor . . .

(Hilmi Yavuz, “Bir Yaz Günü İçin Şiir” Yolculuk Şiirleri/Büyüsün Yaz)
.
“taşırdı yaz kuşları kaygısız
solukların kabuğunu teninde
vebadan kırılmış boş kentlerinde
diz dize oturuyor bakışlarımız”

(Hilmi Yavuz, “Dize” Bakış Kuşu/Büyüsün Yaz)
https://www.youtube.com/watch?v=5dP4BM0rvVk
“(…)
cam incelince şarap da incelir
yaşam acıdan kırmızıya
ölüm hüzünden beyaza
ve bir gül gelirse
bu yol ayrımından gelir
mutlaka ve nasılsa”
(Hilmi Yavuz, “Doğunun Gurbetleri” Doğu Şiirleri/Büyüsün Yaz)
**********************************************************************
KALABALIK SONNET
yalnızlığın sesini yalnızca ben duyarım;
hangi durak, hangisi, bekliyor bir yerlerde?
bildiğim bir şey varsa, o benim acılarım
için yaşıyor artık... belki de kederlerde
bulunan bir söz gibi bende alır yerini;
sanki duyuyor beni, ah, kendini aldatmak!
o ayna ... gösteriyor bütün dileklerini;
kederde sakladığı sözleri dışa vurmak
için ne bekliyor o? bir daha akar gibi
yapıyorsa, bilinmez, durduğu yerde ırmak;
ah, bir ayna olarak çoktan göründü dibi . . .

eski yaz günlerinin güneşi ortalıkta;
bir gemi hayaleti dolaşır her batıkta;

yalnızlığın yüzünü gördüm... kalabalıkta ...

(Hilmi Yavuz, “Kalabalık Sonnet” Ayna Şiirleri/Büyüsün Yaz)
Müzik: https://www.youtube.com/watch?v=fkaQzfhv6N4
“(…)
ordayım işte . . . gelgelelim, hiç bilmedim yerimi;
âh, elimle yüzerim elbet kendi derimi...”

(Hilmi Yavuz, “Hurufî Sonnet” Ayna Şiirleri/Büyüsün Yaz)
https://www.youtube.com/watch?v=OfdH6k4k95A

AKŞAM VE SEN VE BEN
Paul Geraldy için
ikimizdik, sen ve ben, bir çiçekle
onun tomurcuğu arasında bir yerde;
öylece durur muyduk, ikimiz gibi?
dâimâ birlikte olurduk hüzünlerde . . .

anımsar mısın, yaz günü, bir bahçeyle
gizledikti kendimizi birbirimizden;
sen ve bahçe, ben ve bahçe, sen ve ben:
akşamlar derlerdik her ikimizden . . .

üşürüz, çünkü uzağız şimdi o yazdan;
ey, birazdan bir yazdan geçer olan, ey!
kimbilir ne anlama geliyor artık,
şu eskiden 'hüzün' dediğimiz şey?

(Hilmi Yavuz, “Akşam ve Sen ve Ben” Akşam Şiirleri/Büyüsün Yaz)

Görsel: Tower Bridge (1894)
Müzik: https://www.youtube.com/watch?v=ofifGvbLCK4
“(…)
b u aşkın içinde bahçeler var;
kar var kar bu aşkın içinde;
hepimiz bahçeydik kendi içinde;
bir de 'akşam'lar olsun istedik
bu aşk söylemi içinde . . .”
(Hilmi Yavuz, “Akşam ve Bahçeler” Akşam Şiirleri/Büyüsün Yaz)
https://www.youtube.com/watch?v=sNFfjJkBKoI
“(…)
bak, ne yazlar geldi, ne yazlar geçti !
diyorum, belki kervan geçmez bir daha;
beklerken o kadar benzeştiler ki,
ayırt edilmez oldular, çöl ile vaha ...”
(Hilmi Yavuz, “Akşam ve Swann” Akşam Şiirleri/Büyüsün Yaz)
https://www.youtube.com/watch?v=GjReWNcGZdw
********************************************************************
********************************************************************
YALNIZLIK SONNET’Sİ
yalnızlık zamanlandı: önce aşk, sonra yaprak…
günler geçilecekler… atlar, gümüş yeleli!
yüzünü aynalara, bir tek onlara bırak;
sürünsün sırı aşkın, bak, seni görmeyeli
çok değişti aynalar! ev içleri bulandı;
herşey artık ne kadar, ne kadar da kurak!
odalar orda burda, içlerine kapandı;
sofalarsa eğreti; yüklük ve kap kacak
somurtup duruyorlar… herşey ölgün! bekleyiş
gibidir burda olmak, bekleyiş gibi olmak…
sen gel, şimdi kendini o aynalarla değiş;
gel, burda ol! daima! -ve nasılsa kararmak-

ta olandan bakarım sana giden günlere;
tenindir, beleniyor, âh, yeşil ekinlere…

(Hilmi Yavuz, “Yalnızlık Sonnet’si” Ayna Şiirleri/Büyüsün Yaz)
Tirad: Altan Erkekli “Yalnızlık” Bana Bir Şeyhler Oluyor
Siyah Sonnet
sular kayboldu büyüde, büyü tüldü tül
siyah, kendini gösteriyor, kapanır
yalnızlık dizlerine . . . gel, gömül
tenine . . . o tenin ki, Zaman' dır . . .
maide v e siyah, olur elbet, kınından
çekilir gibi yollar . . . sularda ayna sesi!
ah, gökler bıkar gider kendi erguvanından;
bir aynaya dönüşür ötekinin gölgesi. . .

v e siyah . . . ayna düşer! aynayla birlikte
herşey kırılır!
ne kalır geriye aynadan, söyle, ne kalır?
geriye kalan, ah, sadece yalnızlıklardır . . .

aynalarmış gibi yapan aynalar! . .
sır biziz, aynalar sırrolacaklar . . .
(Hilmi Yavuz, “Siyah Sonnet” Ayna Şiirleri/Büyüsün Yaz)
https://www.youtube.com/watch?v=QHH-h-2DxAU
Dağınık Sonnet
herşey darmadağınık! ben miyim sanki orda
sanki bir uçuruma giden yolda uçurum?
sanki beklenmeyerek, o aynalı salonda,
tek başına, ayakta, yas töreni gibiyim...
giderek kendimize birşeyler gömülmekte;
eşya durmuş, bekliyor, pencere kapı duvar;
ev içleri çürüyor! herşey yaprak!.. tetikte
duruyor işte bahçe... aynalarım târümar ...
ah, sessiz ezilenler, hele sizler! hışırtı
geliyor sessizlikten... hüzünler pılı pırtı,
atılmış duruyorlar... herşey darmadağınık!
bilmem nasıl söylesem, giderek yalnızlıklar
da asla yalnızlığa benzemez oldu artık...

akşama doğru'yum ben, batış gibi'yim... bilmem
neden bu ayna çölü, neden çorak bu söylem?
(Hilmi Yavuz, “Dağınık Sonnet” Ayna Şiirleri/Büyüsün Yaz)
https://www.youtube.com/watch?v=HqReJcYuiTk
Yineleme Sonnet'si
aynalar kendini yineler aynalarda;
bakmak her zaman gidiş, bakmak her zaman dönüş;
bilmezsin, aynaların yüzü elbet solar da,
hiçkimseler yaşamaz onları, öyle geniş
yalnızlık gösterirken bir aynadan gelecek,
aynanın geçmişidir ... bugünler eciş bücüş
bir kimlik gizliyorken, kederleri pörsümüş;
ah, kendi gölgesini ağına alıyorken örümcek;
bölük pörçük günlerde herşey sadece örtü!
-ya da sadece büyü! .. öylece yaşarken aynamla ben;
giriyor aramıza o lanetli görüntü;
ve yitiyor aynada beni görünce hemen . . .

bir ayna kırılırken kırılan aynalarda
aynalar kendini yineler aynalarda . . .
(Hilmi Yavuz, “Yineleme Sonnet’si” Ayna Şiirleri/Büyüsün Yaz)
https://www.youtube.com/watch?v=Dsl_rRJu6O8
*********************************************************************
göçmüş bir kent için sonnet

bir kent, ayaklanmış, yürüyor sana doğru;
on binlerce yalnızlık. .. eprimiş, ama kesif;
aynalar aynalardan ürker olmuşken, soru
şu: 'ben neden, biraz tuhaf, benden daha obsessif
bir aynaya epeydir adamışım kendimi?'
çılgın şey! ısrarla beni izliyor ama,
kaçırsam da yüzümü . . . faydasız . . . bir yüz imi
var onun yüzeyinde, hep orada . . . daima!..
süslü su kesimiyken şimdi yeşil ve batık
bir geçmişin ağır, yaldızlı iskeleti;
bulaşıcı bir gemi ya da bin yıldır atık
bir yaz . . . arda duruyor işte, akşamları eğreti

bir tenha yüz geziyor çoktan göçmüş o kenti;
belleğim... aynalara sır olan bir çökelti . . .
(Hilmi Yavuz, “Göçmüş Bir Kent İçin Sonnet’si” Ayna Şiirleri/Büyüsün Yaz)

https://www.youtube.com/watch?v=Zv4Yz--OA1s
*******************************************************
HARFLER VE 'KENDİ'
bak, ben her şeyi kendi
şiirim gibi yaşadım:
yazlar, aynalar! . . gül,
kendine batan dikendi. . .

acı erkendi, yollar geç . . .
kaldı biryerlerde Zaman;
ah, anılar bile üşengeç;
hüzünler bizimle tükendi . . .

kalbim de yok sundu bana;
aşklar gelmiyor ikendi
t yok, ü yok, d yok ve i yok;
bir başına kaldı 'kendi' . . .

(Hilmi Yavuz, “Harfler ve ‘Kendi’” Hurufî Şiirler/Büyüsün Yaz)

Tablo: Osman Hamdi Bey (1842 – 1910) – Ab-ı Hayat Çeşmesi, 1904

Müzik: https://www.youtube.com/watch?v=mvklXGFaNBw
.
“lirik duruşlu kadın! bacaklarını
aşklara doğru büküyor: Lamda!
bulur beni o, yalnızlık harfleriyle
benimle tenhalaşan odamda . . .
(Hilmi Yavuz, “Harfler ve Yunanlı” Hurufî Şiirler/Büyüsün Yaz)
https://www.youtube.com/watch?v=U_aBFIXl7U0
lânet ve çoban
yeni hüzünler bulmalıyım
yeni acılar, tertemiz;
olmuyor! kalbimi yaban otları
bürümüş, hiç bitmiyor,-bilseniz
ne kadar sağlıklı ve lânetli,
bir gülü varoluşa eklediğimiz;
kendimi ne kadar hiçlesem, beyhude!
gövdem gölgemden daha dirençsiz…
her köprü üzerimizde bir sırat;
mâsivâdan geçen yolları bırak!
bir çoban gibi, herkesten uzak
şiirleri sana doğru güder kalbimiz…
(Hilmi Yavuz” Lânet ve Çoban” Lânet Şiirleri)
Görsel: İstanbul
Müzik: https://www.youtube.com/watch?v=QjyWPkoBSjo

DİVAN EDEBİYATI BEYANINDADIR
kuş sananlar yanıldılar
bir bakıştır dedi kimi
belki de bir bakış kuşu
kimseler bilmiyor hala
güzelliği yaz ıklimi
çiçek boyunca susuşu
uçardı azala azala

kaldı eski gazellerde
uçarı gözlere talimli
usulca yaklaşır sevmeye
kuş dediğin de neresi
hilkışları gül resimli
bir şuara tezkiresi
ynzılır azala azala

hilmi anladı gizini
giderdi hep hava üzre
bakış ınülkünce osmanlı
ıssızlığı bir elinde
öbür elinde divanı
geçıniş bir gül saatinde
okunur azala azala
(Hilmi Yavuz, “Divan Edebiyatı Beyanındadır”Bakış Kuşu/Büyüsün Yaz)
https://www.youtube.com/watch?v=iFxFV-Np_50&sns=fb
“(…)
ezilmiş erguvanlar! hala
uçuk bahçeler görüyorum
ve o bahçelerde kadınlar
hala kuytu! . .”
(Hilmi Yavuz, “Söylem”Gizemli Şiirler/Büyüsün Yaz)





MÜZİK SONNET'Sİ
kalbim bir psycho şimdi, üflesem belki ölü
bir flüt oluyordur ezik ve süslü ruhlar;
durmadan bir aynaya soyunan yaldız gölü,
masmavi bir geceye kendini hohlar, hohlar
da uçuk ve kar gibi yağarken kendisine;
kalbim! nerden geliyor bu günler bozbulanık
bir bahar seline kapılmış gibisine?
yalnız sen! içlerinde yiten zarif ve yanık
bir geçmiş . . . durmadan bir aşkı hazırlar da
ah, danteller, oyalar, ince su işlemeler
gibi örtmüşken gölü, o sazlık, kamışlarda
çün hikâyet mikûned, sözler, sözler ve sözler

de uçuşur kuşlarla, ölü psycho, o ezik;
geçmişi olmayana bir bellek olan müzik . . .
(Hilmi Yavuz, “Müzik Sonnet’si”Ayna Şiirleri/Büyüsün Yaz)
Müzik: Mozart - Flute Concerto No 1 in G_ K313. Flautista James Galway
“(…)
şiirler kazılmalı: o ince
gurbetlerin gömdüğü
söz başları kırmızı
yazmayı gördüm sandınız
kırgın kağıtlar buldunuz
hüznü donmuş, külü meşin
ve birden
acısı acınıza değdikçe
(Hilmi Yavuz, “Kazı”Yaz Şiirleri/Büyüsün Yaz)
https://www.youtube.com/watch?v=QX4GXI2N8-4
**********************************************************************
YAHYA KEMAL'E RÜBAİ
sen gittin gideli kuşlar anlamaz görünür
her açılan gülde yepyeni bir şirâz görünür
bakışlar dağılırken denizin belleğinde
senin her şi'rinde geçmiş bir yaz görünür
(Hilmi Yavuz, “Yahya Kemal’e Rübai”Bakış Kuşu /Büyüsün Yaz)
Görsel: Yahya Kemal Golf Oynarken
GEÇMİŞ YAZ

Rü'yâ gibi bir yazdı. Yarattın hevesinle,
Her ânını, her rengini, her şi'rini hazdan.
Hâlâ doludur bahçeler en tatlı sesinle!
Bir gün, bir uzak hatıra özlersen o yazdan

Körfezdeki dalgın suya bir bak, göreceksin:
Geçmiş gecelerden biri durmakta derinde;
Mehtâb... iri güller... ve senin en güzel aksin...
Velhasıl o rü'yâ duruyor yerli yerinde!

Yahya Kemal
https://www.youtube.com/watch?v=luaiC9ebVjo
BEDREDDİN
mübalağa akşam olur

güz, nefti dolaklarını kuşanır da gelir
yaprağın fetrete düştüğü zaman

sen ey yaz günlerini
top top ak çuhaya tebdil eyleyip
ve bir solgun gülümseme olarak
eğnine giyen şaman

buyur otur
şeyhim
samanyollarının ılık sedirine uzan
uzun, görklü ve sof
yüzünü bizden yana döndür
bize buğdayın ateşini
gözlerin timarını
ve hüznün varidatını anlat

elini elimize dokundurmadan

sen ki öldüğü yere
bir kök sümbül bırakır gibi
usulca sevdalar bırakan
ovaların ve kartalların musahibi

ne zaman diye sorma, ne zaman
yaprağın fetreti gülün kıyamına
gülün kıyamı ağacın isyanına
dönerse işte o zaman

mübalağa akşam olur
güz, nefti dolaklarını çıkarır da gelir

elini elimize dokundurmadan
(Hilmi Yavuz, “Bedreddin”Bedreddin Üzerine Şiirler /Büyü’sün Yaz!)
Müzik: https://www.youtube.com/watch?v=-3eCrAIlYSU

BÖRKLÜCE MUSTAFA
biz ki sevdamızı, alaca
kıl bir heybe gibi sunduk
aba terlikle denizi yürüyenlere
şavkımız dağlara vurunca

börklüce mustafa, yonca
ve hançerlerin piri
ölümü masmavi bir hamayıl
gibi boynunda taşıyıp
gözleriyle bir acıya kalebent
olmanın korkunç şiiri

dövülüp tavını bulunca

serez çarşısına, ince
kıvrık ve celâlî
bir ayışığı gibi girmek
ve sesiyle şayağa ve tunca
sancağı buğdaysı, türküsü ebrûlî
bir isyân diye işlenmek

ve devrilmek, birbiri ardınca

biz ki sevdamızı, alaca
kıl bir heybe gibi sunduk
aba terlikle denizi yürüyenlere
gölgemiz dağlara vurunca
(Hilmi Yavuz, “Börklüce Mustafa”,Bedreddin Üzerine Şiirler /Büyü’sün Yaz!)
https://www.youtube.com/watch?v=Etk-wvIuHxo

yarın
dünya biter o yerde ki mağlûb olur hayâl
temdîd-i ömre kudreti kalmaz tahayyülün
Yahya Kemal
(Hilmi Yavuz, Büyü’sün Yaz!)
https://www.youtube.com/watch?v=ejQUDECUcVc
ERGUVAN VE ZAMAN
yolların yaprağa
yaprağın yollara
dönüştüğü zaman
dili kuşatan erguvan
olur, bekleyiş, bekleyiş . . .
acının hangi yanından
geldin, yollara belenmiş?

sendin
bir gülü söyleyiş, sen
şiirler şiirini buldum
desen de yine, o yaban
düşünce vasfında, yasak
ve zakkumlu
şiiri özleyiş . . .

işte Zaman: ağır meneviş
mevsimi giderek kaybolan Söz'ün
hüzün: saati henüz'ün
aşklarsa hep bir özdeyiş
gibi söylenir oldu artık. . .
birden far kettim, n e tuhaf!
yüzündeki o göle benzeyiş . . .

kuşatıldım, her yanım
kar kar diye tepelenen
gecelerden onca geniş
bir keten
ötelerden, ötelerden
şiirdi
ölümü söyleyiş
ve tekrar söyleyiş . . .

(Hilmi Yavuz, “Erguvan ve Zaman”,Zaman Şiirleri /Büyü’sün Yaz!)
Müzik: https://www.youtube.com/watch?v=v82LbMzbIMg&feature=player_embedded

“(…)
kayboldum akarsudan sözlerde
aktıkça yıpranan şiirlerde
ve en yabanıl olanda . . .
şimdi kim dindirecek erguvanları bende?
çünkü Söz'üm ben, Söz'üm,
hem bulandım
hem de arındım aynı zamanda”
(Hilmi Yavuz, “Söz ve Zaman”,Zaman Şiirleri /Büyü’sün Yaz!)
https://www.youtube.com/watch?v=fuWiZ-SM7Mk



Baskı Bilgileri

446 sayfa


ISBN
9750810619

Etiketler: şiir

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

hattatt kadirdurmus wertheimer hayalhanım ohumalık_kitap
7 kişi

Okumak İsteyenler

bombyx__mori silakarakas
2 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski