Bir Sevgili Gibi Yaşamak

Bugünlerde asıl savaş, insan kalmak için veriliyor. Kendi halkının güvenliğini korumak bahanesiyle binlerce masumun kanını akıtmakta bir sakınca görmeyenler ile insan hayatının dünyanın her yerinde aynı pahada olduğunu savunanlar arasında. Tek doğru değer bizimkisi diyerek ötekileri cezalandırma hakkını kendilerinde bulanlarla, ‘öteki olmadan biz de yokuz diyenler arasında. Dünyaya iyilik dağıtmaya kalkışanlarla, bu tür bir iyiliğin kötülük üreterek yapılamayacağını savunanlar arasında. Tahakküm, haz, kibir veya zorbalık gibi insana ait her sorunun yanıtı, yine insanın içindedir. Korku ile umudun birleştiği yerde. Nihayetinde vahşet ile direniş arasındaki o ince çizgide başlayıp bitmiyor mu insanlığımız? Bu kitapta yörüngesi ve dönüş ritmi sanki yeniden belirlenmiş olan dünyayı anlamaya, anlamlandırmaya çalıştım kendi dilimde. Kimi zaman üzerini örttüğümüzü fark etmediğimiz ama daima bizimle olan vicdana odaklandım, kimi zaman günümüzün asli değerlerine yükselen ‘kimlik siyasetinin bizi insanlıktan uzaklaştırma biçimlerine tanıklık ettim. Görünen şeylerin ardındaki görünmeyene bakmaya, somut bağlantıların gerisindeki soyut ilişkileri sezmeye çalıştım. Hayatın her anında uç veren görünmez şiddetin lime lime yansımaları arasında kendimize nasıl da zulmettiğimizi satır aralarında izlemeyi denedim. Böylelikle çağdan çağa, toplumdan topluma değişmeyen bazı insani değerlerin bana, bize veya gündelik hayata yansıyış biçimlerine de epeyce bakmaya çalıştığım bu yazılardan bir ‘terkip çıktı ortaya.

Bugünlerde asıl savaş, insan kalmak için veriliyor. Kendi halkının güvenliğini korumak bahanesiyle binlerce masumun kanını akıtmakta bir sakınca görmeyenler ile insan hayatının dünyanın her yerinde aynı pahada olduğunu savunanlar arasında. Tek doğru değer bizimkisi diyerek ötekileri cezalandırma hakkını kendilerinde bulanlarla, ‘öteki olmadan biz de yokuz diyenler arasında. Dünyaya iyilik dağıtmaya kalkışanlarla, bu tür bir iyiliğin kötülük üreterek yapılamayacağını savunanlar arasında. Tahakküm, haz, kibir veya zorbalık gibi insana ait her sorunun yanıtı, yine insanın içindedir. Korku ile umudun birleştiği yerde. Nihayetinde vahşet ile direniş arasındaki o ince çizgide başlayıp bitmiyor mu insanlığımız? Bu kitapta yörüngesi ve dönüş ritmi sanki yeniden belirlenmiş olan dünyayı anlamaya, anlamlandırmaya çalıştım kendi dilimde. Kimi zaman üzerini örttüğümüzü fark etmediğimiz ama daima bizimle olan vicdana odaklandım, kimi zaman günümüzün asli değerlerine yükselen ‘kimlik siyasetinin bizi insanlıktan uzaklaştırma biçimlerine tanıklık ettim. Görünen şeylerin ardındaki görünmeyene bakmaya, somut bağlantıların gerisindeki soyut ilişkileri sezmeye çalıştım. Hayatın her anında uç veren görünmez şiddetin lime lime yansımaları arasında kendimize nasıl da zulmettiğimizi satır aralarında izlemeyi denedim. Böylelikle çağdan çağa, toplumdan topluma değişmeyen bazı insani değerlerin bana, bize veya gündelik hayata yansıyış biçimlerine de epeyce bakmaya çalıştığım bu yazılardan bir ‘terkip ... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski