Beni Kör Kuyularda

Beni Kör Kuyularda “bütün mümkünlerin kıyısında”n,
tam da oradan konuşuyor. İnsanlardaki seyir merakı,
bu merakın doğurduğu acımasızlık, habire dönen karanlık bir çark, çarkın öğüttüğü insanlar, yarım kalmış sevdalar
ve parçalanmış hikâyeler…

Beri yandan, roman boyunca iki soru peşimizi bırakmıyor: Hakikaten gittiler mi? Gittilerse nereye gittiler?

Beni Kör Kuyularda, Kuşlar Yasına Gider’den sonra
“HAT edebiyatı”na yeni, taptaze bir kan.

“Dünyanın renkleri değişti onlar ilerledikçe, dünyanın sesleri,
sessiz-likleri değişti, şekilleri sonra, kapıları, kapılarından girip çıkanları değişti, gülenleri, ağlayanları, yürüyenleri değişti,
ağaçları, çimenleri, yaprakları değişti, güzellikleri,
çirkin-likleri değişti, hatta bütün bunlarla ve daha başka şeylerle birlikte mesafeleri, boşlukları ve bu mesafelerle bu boşluk-larda gezinen kokuları da değişti.”



“Sadece Hasan Ali Toptaş okumak için bile Türkçe öğrenmeye değer.”
-Frankfurter Allgemeine Zeitung



(Tanıtım Bülteninden)

Beni Kör Kuyularda “bütün mümkünlerin kıyısında”n,
tam da oradan konuşuyor. İnsanlardaki seyir merakı,
bu merakın doğurduğu acımasızlık, habire dönen karanlık bir çark, çarkın öğüttüğü insanlar, yarım kalmış sevdalar
ve parçalanmış hikâyeler…

Beri yandan, roman boyunca iki soru peşimizi bırakmıyor: Hakikaten gittiler mi? Gittilerse nereye gittiler?

Beni Kör Kuyularda, Kuşlar Yasına Gider’den sonra
“HAT edebiyatı”na yeni, taptaze bir kan.

“Dünyanın renkleri değişti onlar ilerledikçe, dünyanın sesleri,
sessiz-likleri değişti, şekilleri sonra, kapıları, kapılarından girip çıkanları değişti, gülenleri, ağlayanları, yürüyenleri değişti,
ağaçları, çimenleri, yaprakları değişti, güzellikleri,
çirkin-likleri değişti, hatta bütün bunlarla ve daha başka şeylerle birlikte mesafeleri, boşlukları ve bu mesafelerle bu boşluk-larda gezinen kokuları da değişti.”



“Sadece Hasan Ali Toptaş okumak için bile Türkçe öğrenmeye değer.”
-Frankfurter Allgemeine Zeitung



(Tanıtım Bülteninden)


Değerlendirmeler

değerlendirme
6 puan

Vurdumduymazlığı, cehaleti, insanların merakından faydalanıp sömürülen beyinleri ve ceplerini, arkanı kollayan bir dayın yoksa sürünmeye mecbur olduğunu, gerçek üstü betimlemelerle anlatan bana göre soyut bir roman. Hani derler ya bana dokunmayan yılan bin yaşasın , misali bir olay örgüsünü anlatıyor kitap. Belki de benim tarzım değil bilmiyorum ama anlatımı fazlaca hayalvarî ve fazla uzatılmış geldi, zaman zaman kim hangisidir karakterler de karıştı , olay net bir şekilde sonuçlanmadan yeni bir boyuta geçip devam ederken kitap bitti. Oysaki kitabın ve yazarın bir çok olumlu yorumlarını, fanlarını okuyup çok okumak istediğim bir yazardı. Tekrar okur muyum? Belki, denk gelirse.... Tabi ki de zevkler , okuma türleri, anlatım şekilleri , olaylara bakış açısı farklılık gösterebilir . Severek okuyanlara , okuyacaklara keyifli okumalar dilerim


Baskı Bilgileri

238 sayfa
Kasım2019 tarihinde, Everest Yayıncılık tarafından yayınlandı


Dil
Türkiye Türkçesi

Diğer baskılar


Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

leylakce ceviz yasmin3543 sfnr69 eylemsizlik86
26 kişi

Okumak İsteyenler

dal_elif
1 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski