Başkası Olduğun Yer

Leylâ İpekçi, Başkası Olduğun Yerde, büyük bir iç dönüşümün serüvenini anlatıyor bize:Camiye ilk girişimdi. Yıllardır pencereden görünen avludaki ihtiyar çınarların camiden bakılınca neye benzediğini, öte taraftan bakışlarımı nasıl aşındıracağını merak ediyordum. Çocukluğumdan beri, doğduğu köylerden, kasabalardan büyük şehre gelerek yaşama pençelerini geçirme gayretinde olanların anılarındaki o kalabalık evi, o top koşturdukları mahalleyi, ilk adım atmaya başladıklarında elma çaldıkları o komşu bahçeleri, o tel örgülerden atlayarak düşmeyi öğrenmelerini biraz haylazlıkla, bolca coşkuyla ve hepsinden önemlisi sağlıklı bir olağanlıkla anlatışlarını izlerken, ilk yıllarını uzun uzun belki de hayatlarının en güzel devresi olarak gururla ve büyük bir özgüvenle anlatışlarına imrenirken, çocukluğumun özlemle ve tutkuyla anılacak ne bir mekânı ne de bir dönemi olduğunu bir kez daha idrak eder, başından beri büyükler dünyasına ait masumiyetten uzak çocukluk anılarımı kendime saklardım her defasında.Alışageldiğimiz öyküleme biçimlerinden, kronolojik anlatımdan alabildiğine uzak, yer yer denemeye, kimi zaman da şiire yaklaşan bir üslup...Billur kâselerde yapacaksın yalnızlığını. Zıpkın ile mızrak arasında yufkayı bilen ellerin beyaz yalanlar öğütüyor. Avludan göğe yükselen sözlerde binlerce melek anıyor seni. Durmadan kesip yapıştırdıkların, yıllarca üzerinde oynadıkların, silip yeniden yazdıkların... Babaannenin yokluğunu fısıldayacaklar durmadan. Ya da sendeki yokluğunda devam edişini onun... Pencerende. Ellerin hamarat ve aşina bütün harflere...Özetlenmesi, hikâye edilmesi imkânsız bir metin Başkası Olduğun Yer. Romanın her şeyden önce ruhsal bir gelişimin panoraması olduğunu hatırlatan bir anlatı:Dön bir kez daha, bak istersen babaannenin son yüzüne. Hep Marmara denizine bakan balkonunda gördüğün, gelmiş geçmiş bütün insan yüzlerini kendininkine dahil etmiş son yüzüne. İstiklâl harbinde şekillenen elmacık kemiklerini, harf devriminde belirginleşen çene hatlarını, çocuklarını göme göme ikinci cihan harbinden beri tenine yapışmış acısını gör. Peşinden gittiği şeyin karşılığını bulacağı o güne dek sırlarını toprağa emanet ediyor babaannen.İpekçinin kahramanı bir yandan dünyaya yeni bir gözle bakmaya çalışırken, bir yandan da bitip tükenmek bilmeyen bir iç hesaplaşmaya girişir:Sağırdı evet dünya, dilsizdi, aklı tutulmuş, kör olmuştu. Dev ırk Anokları, Refaları, Amonileri görmüştü dünya, belki görmemişti. Günahkâr torunların, kovulmuş meleklerin... Belki yalnızca hayalini kurmuştu. Nuh, tufandan sonra kendi bağının üzümleriyle sarhoş olmuş, Yecüc ile Mecücün önüne set çeken peygamber unutulmuş, Kâbilin Hâbili gömdüğü mağaranın kanı henüz turizme açılmamıştı.Başkası Olduğun Yer, ruhsal bir dönüşümün sarsıcı öyküsü...

Leylâ İpekçi, Başkası Olduğun Yerde, büyük bir iç dönüşümün serüvenini anlatıyor bize:Camiye ilk girişimdi. Yıllardır pencereden görünen avludaki ihtiyar çınarların camiden bakılınca neye benzediğini, öte taraftan bakışlarımı nasıl aşındıracağını merak ediyordum. Çocukluğumdan beri, doğduğu köylerden, kasabalardan büyük şehre gelerek yaşama pençelerini geçirme gayretinde olanların anılarındaki o kalabalık evi, o top koşturdukları mahalleyi, ilk adım atmaya başladıklarında elma çaldıkları o komşu bahçeleri, o tel örgülerden atlayarak düşmeyi öğrenmelerini biraz haylazlıkla, bolca coşkuyla ve hepsinden önemlisi sağlıklı bir olağanlıkla anlatışlarını izlerken, ilk yıllarını uzun uzun belki de hayatlarının en güzel devresi olarak gururla ve büyük bir özgüvenle anlatışlarına imrenirken, çocukluğumun özlemle ve tutkuyla anılacak ne bir mekânı ne de bir dönemi olduğunu bir kez daha idrak eder, başından beri büyükler dünyasına ait masumiyetten uzak çocukluk anılarımı kendime saklardım her defasında.Alışageldiğimiz öyküleme biçimlerinden, kronolojik anlatımdan alabildiğine uzak, yer yer denemeye, kimi zaman da şiire yaklaşan bir üslup...Billur kâselerde yapacaksın yalnızlığını. Zıpkın ile mızrak arasında yufkayı bilen ellerin beyaz yalanlar öğütüyor. Avludan göğe yükselen sözlerde binlerce melek anıyor seni. Durmadan kesip yapıştırdıkların, yıllarca üzerinde oynadıkların, silip yeniden yazdıkların... Babaannenin yokluğunu fısıldayacaklar durmadan. Ya da sendeki yokluğunda devam edişin... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Profil Resmi
9 puan

Başka bir yerlerdeydim okurken.


Baskı Bilgileri

192 sayfa


ISBN
975-8859-29-3

Etiketler: deneme

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

sare merih sireh
1 kişi

Okumuşlar

gebEREN cgdmtr delibu queenish ruby dreamer
10 kişi

Okumak İsteyenler

üyesiz fhic bergan Sumeyra Nehir
6 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski