Ayten

Kitabın sayfalarında gezindikçe bu kadar da olmaz diyerek hayrete düşeceğiniz anlar oldukça fazla. Ellili yılların İstanbul’undan başlayan olaylar seksenli yıllarda son buluyor. Hayatın içinde belki de hiç önem vermediğimiz çok küçük bir detayın her şeyi nasıl değiştirdiği yazar Nalan Güven tarafından ustaca kurgulanmış. Bir ilk roman olmanın ötesinde yılların birikimi okuma alışkanlığının en güzel haliyle sayfalara yerleşmesi, kelimelerin bir dantel işçiliği gibi titizlikle işlenmesi; kitabı kurgu olmaktan çıkarıp okurun gözünde sahici bir hikâyeye götürebilir.

Gülleri sevmezdim küçükten beri. Bahçemiz gül ağaçları ile doluydu, yasaktı o bahçede koşup oynamak bana. Koklamak için uzansam bir dala, mutlaka batan bir dikenin acısı ile irkilirdim her defasında. Ben onlara dokunmak istedikçe kaçtılar benden, sevmek istedim sevmesine ama belli edemedim yeterince. Sonunda yenildim acıya, sevmekten vazgeçtim. Ama her nerde bir dal kırmızı gül görsem başımı çevirip bakmaktan da alamadım kendimi. Benim çocukluğumun yasaklı bahçesinin dokunulmazlarıydı onlar…

Şikâyet değil, ben gönüllü seçtim hayallerimi. Hani, ‘Her insanın olmayacak bir hayali vardır!’ demiştin ya, ben imkânsızı, ‘Sen!’ diye seçtim.

Metinler arasına serpiştirilmiş, ana metni besleyen mektuplar ayrıca dikkatinizden kaçmayacaktır.



Mektup yazmayalı çok uzun zaman mı oldu dediniz?

O zaman ilk mektubunuzu AYTEN’e yazın…

Kitabın sayfalarında gezindikçe bu kadar da olmaz diyerek hayrete düşeceğiniz anlar oldukça fazla. Ellili yılların İstanbul’undan başlayan olaylar seksenli yıllarda son buluyor. Hayatın içinde belki de hiç önem vermediğimiz çok küçük bir detayın her şeyi nasıl değiştirdiği yazar Nalan Güven tarafından ustaca kurgulanmış. Bir ilk roman olmanın ötesinde yılların birikimi okuma alışkanlığının en güzel haliyle sayfalara yerleşmesi, kelimelerin bir dantel işçiliği gibi titizlikle işlenmesi; kitabı kurgu olmaktan çıkarıp okurun gözünde sahici bir hikâyeye götürebilir.

Gülleri sevmezdim küçükten beri. Bahçemiz gül ağaçları ile doluydu, yasaktı o bahçede koşup oynamak bana. Koklamak için uzansam bir dala, mutlaka batan bir dikenin acısı ile irkilirdim her defasında. Ben onlara dokunmak istedikçe kaçtılar benden, sevmek istedim sevmesine ama belli edemedim yeterince. Sonunda yenildim acıya, sevmekten vazgeçtim. Ama her nerde bir dal kırmızı gül görsem başımı çevirip bakmaktan da alamadım kendimi. Benim çocukluğumun yasaklı bahçesinin dokunulmazlarıydı onlar…

Şikâyet değil, ben gönüllü seçtim hayallerimi. Hani, ‘Her insanın olmayacak bir hayali vardır!’ demiştin ya, ben imkânsızı, ‘Sen!’ diye seçtim.

Metinler arasına serpiştirilmiş, ana metni besleyen mektuplar ayrıca dikkatinizden kaçmayacaktır.



Mektup yazmayalı çok uzun zaman mı oldu dediniz?

O zaman ilk mektubunuzu AYTEN’e yazın…


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri

196 sayfa
Eylül2011 tarihinde, P-Kitap Yayıncılık tarafından yayınlandı


ISBN
978-605-88004-9-6
Web Sayfası http://www.pkitap.com

Etiketler: çağdaş roman

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

ulasibrahimbilgin bayburtlu
2 kişi

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski