Ayna

Denemeci ve romancı Adnan Binyazar Ayna adlı bu eserinde kimi daha önce yayımlanmış kimi ise okurun karşısına ilk kez çıkan yazılarını bir araya getiriyor. Kültür, şiir, okuma, eleştiri, yaratıcılık, eğitim vb önemli konulara eğilen denemeleri insanın ve toplumun dokusuna nüfuz ediyor. Binyazar farklı olgular, cisimler ve canlılar arasında kurduğu bağlantılar, yaptığı benzetmelerle deneme okurunu her sayfada şaşırtmakta, düşündürtmekte hiç zorlanmıyor. Bir sözcük, bir kavram Adnan Binyazarın düşüncesinde bir çırpıda uzamsal, zamansal bir derinlik kazanıyor. O, bir aynada, bir gelincikte, bir çiçekte canlı / cansız olanın, doğal ve toplumsalın evrenine açılan bir kapı buluyor. Elinde bir kırık ayna parçasıyla yaralı yüzüne bakmaya hazırlanan birini görmesi, onda toplumsal yaralarımızı gizleyen perdeleri çekip atma isteği uyandırıyor.Denemeyi duygu/düşünce üretimi olarak algılıyorum ben. Başta roman, öykü, eleştiri vb. bütün yazınsal türlerin özünde deneme estetiğinin yattığına inandığımdan, bu alanda okumanın/yazmanın, kişiyi düşünsel yönden geliştireceği kanısındayım. Deneme türünün yazma alanı öylesine geniştir ki, yalnızca ‘iplik sözcüğü üzerinde düşünme bile çok etkili bir deneme yazmaya yol açabilir. Adnan BinyazarGeçende Yaşar Nabi Beye seni sordum. O da seni çok seviyor. Yazış diyalektiğin çok güzel. Gitgide açılıyorsun. Biz hepimiz ‘yeni bir hayatın acemileriyiz. Kendimizi bundan sonra kuracağız. Her şey bundan sonra olacak. Cemal Süreya

Denemeci ve romancı Adnan Binyazar Ayna adlı bu eserinde kimi daha önce yayımlanmış kimi ise okurun karşısına ilk kez çıkan yazılarını bir araya getiriyor. Kültür, şiir, okuma, eleştiri, yaratıcılık, eğitim vb önemli konulara eğilen denemeleri insanın ve toplumun dokusuna nüfuz ediyor. Binyazar farklı olgular, cisimler ve canlılar arasında kurduğu bağlantılar, yaptığı benzetmelerle deneme okurunu her sayfada şaşırtmakta, düşündürtmekte hiç zorlanmıyor. Bir sözcük, bir kavram Adnan Binyazarın düşüncesinde bir çırpıda uzamsal, zamansal bir derinlik kazanıyor. O, bir aynada, bir gelincikte, bir çiçekte canlı / cansız olanın, doğal ve toplumsalın evrenine açılan bir kapı buluyor. Elinde bir kırık ayna parçasıyla yaralı yüzüne bakmaya hazırlanan birini görmesi, onda toplumsal yaralarımızı gizleyen perdeleri çekip atma isteği uyandırıyor.Denemeyi duygu/düşünce üretimi olarak algılıyorum ben. Başta roman, öykü, eleştiri vb. bütün yazınsal türlerin özünde deneme estetiğinin yattığına inandığımdan, bu alanda okumanın/yazmanın, kişiyi düşünsel yönden geliştireceği kanısındayım. Deneme türünün yazma alanı öylesine geniştir ki, yalnızca ‘iplik sözcüğü üzerinde düşünme bile çok etkili bir deneme yazmaya yol açabilir. Adnan BinyazarGeçende Yaşar Nabi Beye seni sordum. O da seni çok seviyor. Yazış diyalektiğin çok güzel. Gitgide açılıyorsun. Biz hepimiz ‘yeni bir hayatın acemileriyiz. Kendimizi bundan sonra kuracağız. Her şey bundan sonra olacak. Cemal Süreya