Gülce, orta yaşlı, evli, bir çocuk annesi bir kadın. Bayram sabahı kötü bir rüya görür. Rüyasını kendince yorumlayarak bunun on iki yaşındayken ailesine karşı giriştiği eylemle ilgili olduğunu düşünür. Bu olay, aile ilişkilerinde bir kırılma noktasıdır çünkü. Gülcenin yıllardır suçluluk duygusuyla içinde tuttuğu, ailesinden başka kimsenin bilmediği bu sırrı ve onu bu eyleme yönelten şiddeti anlatıp rahatlaması gerekmektedir.
On iki yaşına kadar olanları yeniden gözden geçirirken bugünden geriye doğru da bir iç yolculuğa çıkar. Ancak iki ay süren bu yolculuk, olaylara farklı bir noktadan bakmasına neden olur. Öfkesi kırılmış, suçluluk duygusunun yaşamındaki yıkıcı etkisini keşfetmiş ve çocukluğundan itibaren ailesiyle ilgili algılarına bu duyguların egemen olduğunu görmüştür.
İki ay önce gördüğü rüyayı da yanlış yorumladığını fark eder ve değişen duygularının ışığında yeniden anlamlandırır. Ulaştığı noktanın niteliği, onu, kendini aklama çabasından çok daha öteye taşımıştır.
Gülce, orta yaşlı, evli, bir çocuk annesi bir kadın. Bayram sabahı kötü bir rüya görür. Rüyasını kendince yorumlayarak bunun on iki yaşındayken ailesine karşı giriştiği eylemle ilgili olduğunu düşünür. Bu olay, aile ilişkilerinde bir kırılma noktasıdır çünkü. Gülcenin yıllardır suçluluk duygusuyla içinde tuttuğu, ailesinden başka kimsenin bilmediği bu sırrı ve onu bu eyleme yönelten şiddeti anlatıp rahatlaması gerekmektedir.
On iki yaşına kadar olanları yeniden gözden geçirirken bugünden geriye doğru da bir iç yolculuğa çıkar. Ancak iki ay süren bu yolculuk, olaylara farklı bir noktadan bakmasına neden olur. Öfkesi kırılmış, suçluluk duygusunun yaşamındaki yıkıcı etkisini keşfetmiş ve çocukluğundan itibaren ailesiyle ilgili algılarına bu duyguların egemen olduğunu görmüştür.
İki ay önce gördüğü rüyayı da yanlış yorumladığını fark eder ve değişen duygularının ışığında yeniden anlamlandırır. Ulaştığı noktanın niteliği, onu, kendini aklama çabasından çok daha öteye taşımıştır.
192 sayfa