Konu güzeldi, karakterler iyidi, dil akıcıydı vs. vs. ama gereğinden fazla uzundu. 300.sayfadan sonra sıkıldım. Farklı bir mutlu son olmuştu sanki bazı şeyler tam olmamıştı gibi geldi.
Yorum yapması zor tek kelimeyle entresan bir kitap denebilir. Tanrılar ve birbirleriyle olan ilişkileri, daha az karakterli yunan mitolojisi esintileri taşıyor. Aslında olay aydınlık ve karanlık tanrıların yalnızken arada kavga, barış, şehvet ve sevgi çemberinde ki ilişkilerine alacakaranlık tanrıçasının dahil olması ve karanlık tanrının onuda sevmesinden dolayı aydınlık tanrının kıskançlığı. Tanrıçanın ölmesiyle eskisi gibi olacaklarını sanırken sevdikleri için sonuna kadar savaşan karanlık tanrı bu ölümü affetmeyip aydınlık tanrıya savaş açar, kaybeder ve aydınlık tanrı tarafından ona tapan insanlara köle olarak verilir. Yüzlerce yıl köle olarak yaşayan karanlık tanrı ve tanrıçanın çocukları sonunda onu yeniden dirilmek için bir plan yaparlarlar bu plan Yeine üstüne kuruludur. Bana çok orjinal gelmesede ilginç bir konu ve akıcı bir anlatım. Yeinenin gökşehire geldikten sonra bildiklerinin doğru olmadığını tanıdığını düşündüğü annesinin aslında bambaşka bir yüzü olduğunu öğrenir. Kitaptaki diğer bir değişik noktada esas kızımızın fiziksel görünümünün sıradanlığı hatta gökşehir halkına göre çirkin kalışı. Değişiklik olması açısından okunabilirliği var ben idare eder derim :)
Kitabın sonunda yazarın söylediği gibi ısmarlama bir kitap olduğundan bazı şeyler çok yüzeysel kalmış. Editörü sadece kışın işlenen cinayetlerle ilgili bir kitap yazmasını istemiş ve ortaya bu çıkmış. Fikir ilginç ama kitap güzel olmuş. Belki sipariş üzerine yazıldığından bazı şeyleri fazla yüzeysel buldum mesela katilin annesinin burnunun dibinde yaşadığı halde kendisini tanımadığını söylemiş ama ne olduğun yada annesinin kim olduğuna değinmemiş ayrıca daha önceki bölümlerde erişkin haline kadar annesiyle yaşadığını vel olaylar zinciri dolayısıyla çevresinin antipatisini kazandığını söylüyor. Aynı şekilde kahramanların her ikisininde kış mevsiminde hayatlarının en büyük felaketlerini yaşamış olmasıda biraz zorlama geldi. Bunun gibi birkaç şey daha olmasına rağmen çevirininde başarısından kitap oldukça akıcı. Yazım dili benim hiç sevmediğim 3. tekil şahıs olarak değil kişilerin ağzından olmuş ki bunuda oldukça başarılı buldum. Kurgusu çok derin olmasada rahat okunur akıcı bir kitaptı.