Küba devrim sürecine acıklı bir bakış açısı. Dengelerin nasıl alt üst olduğunu gösteriyor kitap. Devrim öncesinde çok zengin ve lüks bir hayat süren insanların devrim sonrası nasıl tepetaklak olduğunu anlatan bir kitap. Okunmalı.

Sadece okuyup arada tebessüm ettiğim bir kitap. Boş vakit değerlendirmek için elde okunacak kitap yoksa fena değil ama illa alınıp okunulası bir şey değil bence.

Kitabı ilk gördüğümde çok heyecanlanmıştım. Okumanın çok eğlenceli olacağını düşündüm çünkü kitap, okurken yaptığınız seçimlere göre ilerliyor. Ancak kitapta mutlu son yok illa ki bir şekilde ölüyorsun. İlk başladığımda aslında hayatta almaya cesaret edemeyeceğim kararları vererek okudum. Böyle yapsam nasıl olurdu gibi. Ancak sonuç 15 dk sonra ölmemle sonuçlandı hem de uyuşturucudan. Kitap sonsuz seçenekli. Her olay sonunda verdiğin karar seni bambaşka olaylara ve bambaşka yerlere götürüyor ancak bazen verdiğin kararlar yüzünden karar veremez hale geliyorsun ve yazara göre ilerliyor hayatın. Bütün sonların ölüm olması da insana nasıl yaşarsam yaşayayım nasılsa öleceğim düşüncesi verip, bizi hayata biraz daha ılımlı bakmaya itiyor. Hayatımızda karşımıza çıkan fırsatları daha dikkatli değerlendirmemiz gerektiğini düşündüren bir kitap. Bir kere okudum tamam denmiyor çünkü kitabı okurken belki böyle de yapardım diyorsun ve yine yine başlıyorsun okumaya. Okudum bitti denmeyecek türden bir kitap. Birkaç sene aralıkla okuyup hayatta ne kadar yol aldığını, aldığın kararların kalitesindeki değişimleri takip edebileceğin enteresan bir kitap. Bence her kütüphanede bulunmalı ve ara ara okunmalı.

Savaşın insan hayatını perişan edişini anlatan çok acıklı bir kitap. Okurken insanın içi sızlıyor, zaman zaman gözyaşlarını tutmak imkansız hale geliyor. Mutlaka okunmalı.

Hayatı tekrar tekrar tekrar yaşasam ne olurdu diye düşündüren bir kitap. Geçmişe dönüp yaptığımız her değişim aslında bugünkü hayatımızdan ne kadar farklı yerlerde olmamıza neden olur sorusunu düşünmeye sevk ediyor.