Belki Dosto'nun en iyi kitabı değil; ama yazarı sevenlerin okuması gereken, oldukça eğlenceli bir kitap.

Çok ağdalı, ağır bir dili var kitabın. Oldukça zor okunuyor, ileride hatırlanacak da çok fazla şey içerdiğini düşünmüyorum. Zaten zor bulunan bir kitap, çok bir şey kaybetmiyor okumayanlar.

Bernhard'ın veremden 2 yıl yattığı sanatoryumdaki anıları ve tabii ki yine yaşamla ve varoluşla olan sorunları, upuzun bir monolog halinde bu muhteşem kitapta.

Bugüne kadar okuduğum en güzel romandı, diyebilirim. Çok etkileyici, üzücü, gerçekçi ve büyüleyici bir eser.

The Millions'un yaptığı listede, bugüne kadar yazılmış, okunması en zor 10 kitap'ta 1 numaradaydı Nightwood, dilimize çevrilen adıyla: Geceyi Anlat Bana. Sindirilmesi kolay bir kitap değil, tek seferde her şeyi yakalamak pek olası da değil; ama gerçekten çok güzeldi. Kısa ama çok yoğun, şiirsel, zor bir kitap.

Aşk Romanı tanımına her yönüyle uyan, son derece içten, acı verici ve gerçekçi bir roman. Romanda sürekli adı geçen ve kadın karakterin okurken gözyaşlarıyla sayfalarını ıslattığı, Abbe Prevost'un Manon Lescaut adlı romanı da ülkemizde yayımlanmıştı, bunu sevenler, onu da mutlaka sevecektir.

Matt Ridley'den cesur ve oldukça önemli bir çalışma. En küçüğünden en büyüğüne kadar, birçok türden hayvandan örnekler, bunların insansılarla ve onların davranışlarıyla olan benzerlikleri, nihayetinde günümüz modern insanının nasıl mevcut haline eriştiğine dair cevaplar, kitabın sayfalarında önemli bilim insanlarından çeşitli alıntılarla anlatılıyor.