seymaatasoy.com Freud'un Kız Kardeşi dünyaca ünlü psikanalist Sigmund Freud'un ve onun dört kız kardeşinin gerçekte de yaşanmış sarsıcı öykülerini anlatıyor. Freud İkinci Dünya Savaşı döneminde Viyana'ya girmek üzere olan Hitler'in yaratacağı yıkımdan kurtarılmak için Londra'ya götürülür. Ona Londra'ya geçmesi için yardım eden kimseler, yanına almak istediği insanların isimlerini bir liste haline getirmesini isterler. Freud o listeye eşi ve çocukları dışında eşinin ailesini, doktorunu, doktorunun ailesini, hizmetçilerini, hatta küçük köpeğini bile yazar fakat dört kız kardeşini yazmaz. Kitap bu olayla başlıyor. Daha sonra bunun ışında gerçekleşen olaylardan sonra geçmişe, kitabın anlatıcısı Freud'un kız kardeşi Adolfina'nın çocukluğuna dönüyor. Abisi ile çok yakın olan Adolfina'nın yaşlılığına kadar sürüyor. Ciltli ve şömizli olan bu kitabın kapağı gerçekten muhteşem. Ama ne yazık ki kitabı, kapağı beğendiğim kadar beğenmedim. Freud'un kız kardeşlerini neden almadığını açıklar diye ümit etmiştim ama açıklamadı. Sonu da pek tatmin etmedi. İlgim olmadığımdan aralarında geçen psikanaliz tartışmaları beni sıktı. Eğer Freud'un hakkında bir şeyler okumak istiyorsanız, ailesi hakkında merak ettikleriniz varsa okunabilir.
www.seymaatasoy.com Orjinal adı "I am The Messager" olan kitap 19 yaşında olan taksici Ed Kennedy'nin hikayesini anlatıyor. Ed en büyük eğlencesi beraber kahve içmek olan ev arkadaşı -aynı zamanda köpeği- Kapıcı ile birlikte yaşıyor. Taksicilikten başka tek uğraşı arkadaşlarıyla kart oynamak olan Ed 'in hayatı bir gün posta kutusunda bulduğu bir iskambil kağıdıyla değişir. Karo asının üstünde üç adresten başka bir şey yoktur. Kitap akıcı bir dile sahip olması, kısa cümlelerden ve bölümlerden oluşmasından ötürü kendini sıkmadan okutuyor. Ed mesajlarını iletince insanların yüzünde bir tebessüm bırakıyor. Açıkçası sonu beni tatmin etmedi. Konusu güzel, ama öyle sarsıcı bir kitap değil. Ama yine de hoş vakit geçirmek , kafanızı dinlendirmek için ideal bir kitap. Yazarın diğer kitabı Kitap Hırsızı'nı da okumadan geçmemek gerek derim.
www.seymaatasoy.com Rüzgar Gibi Geçti Scarlett O'Hara'nın bir hayli kalabalık aşk hikayesini anlatıyor. Kitabın arkasında "Güçlü ruhu, çarpıcı güzelliğiyle Scarlett O'Hara, hür ve etkileyici Rhett Butler ve romantik, son derece yakışıklı Ashley Wilkes'ın içinde bulunduğu aşk üçgeni" diye bahsedilmiş. 1937 yılında Pulitzer ödülü kazanan bu kitap Amerikan İç Savaşı'ndan önce başlayıp savaşın Konfedere Devletler üzerindeki etkilerini, yaşadıkları zorlukları da gözler önüne seriyor. Bu kitap hakkında diyebileceğim ilk şey "Sonunda bitirebildim." oldu. Bendeki basımı 832 sayfa olan bu kitabın yazıları da oldukça küçüktü. Yani okumam biraz zaman aldı hatta elimde süründü diyebiliriz. Okurken biraz taraflı okuduğum söylenebilir çünkü Scarlett'ı hiç sevemedim. Ama Rhett Butler'dan gerçekten çok hoşlandım. :) Zaman zaman biraz hareket, heyecan kazansa da çoğunlukla beni sıktı. Bazı bölümler fazla uzatılmışken, önemli detaylar çok çabuk geçiştirildi. Aslında bu önemli detaylar her seferinde beni şaşırtıp, ufak bir şok etkisi yarattı. Eğer "Ben şu sıralar aşk, hırs, gurur içeren, sonunda da ağlayabileceğim bir kitap okumak istiyorum, bu kitabı da kısa sürede bitiririm arkadaş." derseniz okuyun derim. :) Kitabın aynı isimle 1939 yılında çekilmiş filmi de var. En kısa zamanda onu da izlemek istiyorum.
www.seymaatasoy.com Ötekiler Arasında en yakın arkadaşları periler ve bilimkurgu romanları olan on beş yaşındaki Mori Phelps'in günlüğünden meydana geliyor. Mori kardeşinin ölümünden sonra hiç görmediği babasının yanına taşınmak zorunda kalıyor. Bence daha fazla bilgi vermeyeyim yoksa sürprizi kaçar. :) Ben bu fantastik romanı gerçekten çok sevdim. Kafa dinlendirici bir etkisi oldu üzerimde. Okuduğum iki gün boyunca ya elimdeydi ya da kafamda. Bu romanı okuyabilmek için kesinlikle bir Yüzüklerin Efendisi geçmişiniz olması gerekiyor. Kitapları malesef okuyamadım. Ama filmlerini çok fazla izlememin bana oldukça yararının dokunduğunu söyleyebilirim. Tolkien'in yanı sıra Le Guin, Zelazny ve Vonnegut hayranı olan Moli kitap boyunca tam 154 kitaptan bahsediyor. Bu kitapların listesinin kitabın son sayfalarında bulunması da gerçekten çok iyi olmuş. Kitapta bahsedilen kitapları okumuş olmayı çok isterdim. Ama kitapları okumamış olmam benim aldığım zevki hiç azaltmadı. Hatta yeni bir okuma listesi oluşturdum. Beni üzen kısmı sonu oldu. Bence biraz zoraki olmuş. Son beş sayfasında bir heyecan unsuru katılmaya çalışılmış. Çok durgun bi kitaptı bence gerek yoktu. Ötekiler Arasında Hugo, Nebula ve Dünya Fantazi ödüllerinin üçüne birden aday olmayı başaran -ve ikisini kazanan- çok az sayıda kitaptan biri. Bu ödülleri yeni duymuş olmam beni üzdü ve yeni bir okuma listesi yapmaya yöneltti. Sıkı bir bilimkurgu okuyucusuysanız bu kitabı kesinlikle tavsiye ederim. Değilsiniz de tavsiye ederim. Zira hiç bilimkurgu okumamış olduğum halde ben çok keyif aldım.
www.seymaaasoy.com Görünmez Kalp yayınevinin tanımıyla "Bir İktasiyat Romanı". Kitapta iki farklı hikayeyi anlatıyor. Ama bizim asıl hikayemiz lisede öğretmen olan Sam ile Laura arasında geçiyor. Hatta bu iktisat romanının içine biraz da aşk giriyor. Kitabın iktisat ile ilgili bölümü çoğunlukla Sam ile Laura arasında geçen tartışmalar vasıtasıyla oluyor. İki parça halinde devam eden hikaye bir süre sonra bir bütünü oluşturuyor. Bu kitabı mikro iktisat hocam ödev olarak verdi. Aslında bir iktisat öğrencisi olarak beni asıl ilgilendiren kısmı tartışmalar olması gerekirken, hikaye beni içine çekti. Hatta Sam ile Laura arasındaki ilişki nasıl olacak diye merak etmedim değil. :) Anlaması zor olan bu konuları gayet kolay bir şeymiş gibi anlatmış yazar. İktisat hakkında bilgisi olsun, olmasın herkesin okuyabileceği bir kitap haline getirmiş. Bu alan hakkında bilgi edinmek isteyen ama okurken de sıkılmak istemeyenlere tavsiye ederim.